Koridorlar: Türk emperyalizminin yeni aracı

Forum Haberleri —

Basra Koridoru

Basra Koridoru

  • Batılı diplomat ve analistleri belirli kalıplara sokan yapay bürokratik bölünmeler nedeniyle Batı bunu nadiren fark etse de Türkiye'nin davranış biçimi açık. Türk koridorları bugün diplomasi ve ekonomik kalkınma kılığına girmiş bir Truva atı.
  • Erdoğan taktiksel olarak parlak bir siyasetçi, ancak temelde aptal bir adam ve akademik geçmişi yok. Özünde, bırakın orta dereceli okulları, Türkiye'nin seçkin okullarına bile girememiş, yüceltilmiş bir sokak serserisi. Tarih algısı gerçeklerden ziyade polemiklere dayanıyor ve bu yüzden uluslararası statükodaki revizyonların Türkiye'nin aleyhine işleyebileceğini anlamıyor.

Michael RUBİN - Çeviri: Serap GÜNEŞ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin yüzyıllık sınırlarını revize etme arzusunu gizlemiyor. Bulgaristan, Yunanistan ve Kıbrıs'ın bazı bölümleri üzerinde hak iddia ediyor ve Türk birlikleri Kıbrıs, Suriye ve Irak'ın bazı bölümlerini işgal etmiş durumda. Bu arada Türk Özel Kuvvetleri, şu anda Ermenistan'da onlarca kilometre kareyi işgal eden Azerbaycanlı askerlere destek veriyor.

Emperyalist stratejiye gelince Çin adım adım ve yavaşça ilerliyor, Rusya komşularını vekil devletlere dönüştürme yoluna gidiyor. Türkiye'nin stratejisi ise emperyal çıkarlarını hayata geçirmesine yardımcı olacak koridorlar talep etmek gibi görünüyor.

Basra koridoru

Türkiye'nin Kuzey Irak'taki eylemlerini ele alalım. Haftalar öncesinden askeri harekatı ilan etmiş olan Türkiye, Kuzey Irak'taki Kürdistan İşçi Partisi'ni (PKK) ortadan kaldırmak için yoğun bir bombalama ve işgal kampanyası başlattı. Türkiye'nin genel olarak Kürtlere, özel olarak da PKK'ye karşı nefreti sır değil. Erdoğan seçim sandığında kendi adayları kazanamadığında rakiplerinin yerine kayyum atamayı meşrulaştırmak için kazanan Kürt siyasetçileri PKK'ye sempati duymakla suçluyor. Ancak Erdoğan çıplak ırkçılığın kötü bir görüntü olduğunu biliyor ve bu yüzden saldırganlığını uluslararası topluma başka şekillerde pazarlıyor.

Kuzey Irak'taki ekonomik koridora gelelim. Türkiye askeri harekatını, Türkiye'den başlayıp Irak üzerinden Basra Körfezi'ne uzanacak bir ekonomik koridoru mümkün kılma kisvesi altında meşrulaştırıyor. Türkler, PKK'nin ticareti tehlikeye atabileceğini ve bu nedenle Türkiye'nin onları ortadan kaldırması gerektiğini savunuyor. Oysa bu koridorun Türkiye'nin şu anda bombaladığı topraklarla veya köylerle hiçbir kesişimi yok. Irak'ın son Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Şii şehirlerini bilerek bypass eden otoyollar inşa etmesi gibi, önerilen Türkiye-Irak koridoru da Iraklı Kürt şehirlerinden kaçınıyor.

Ermenistan koridoru

Ankara ayrıca koridor talebini Ermenistan'a karşı potansiyel bir savaş sebebi haline getirdi. Türkiye ve Azerbaycan, Ermenistan'ın iki ülkeyi birbirine bağlamak için Güney Ermenistan'da bir koridor açmalarına izin vermemesi halinde, bu toprakları zorla ele geçirebileceklerini söylüyor. Söz konusu koridor en az 40 mil uzunluğunda, yani kabaca Washington DC ile Baltimore arasındaki mesafe kadar.

Ermenistan bu tür talepleri kabul etmekte isteksiz çünkü Türk koridoru ülkeyi daha kolay sindirilebilir parçalara bölecek ve kendisini ticaret ortaklarından koparacak. Ermeniler, Türkiye ve Azerbaycan sınırlarını normal ticarete açarsa koridora ihtiyaç kalmaz zaten diyor ve bu konuda haklılar. Bu basit gerçek, Türkiye'nin koridor talebini ticareti kolaylaştırmak yerine emperyalizmin bir mekanizması olarak kullandığını ifşa ediyor.

Kıbrıs koridoru

Aynı durum Kıbrıs için de geçerli. Ağustos 2023'te, Kıbrıs'ta Türkler, adayı Türk işgali altındaki bölgeden ayıran tampon bölgede BM barış güçlerine saldırdı. Türkler ve onların savunucuları, bu eylemlerini Pyla'ya doğrudan bir yol yapılmasına Kıbrıs'ın izin vermemesiyle haklı çıkarmaya çalıştılar. Pyla, Yunan ve Türk Kıbrıslıların birlikte yaşadığı az sayıdaki kasabadan biri. Ancak hukuken ne Türkiye'nin ne de işgal altındaki bölgedeki kukla hükümetin böyle bir yol yapmaya hakkı var çünkü orası tampon bölge bile olsa hâlâ Kıbrıs'ın egemen toprağı. Kıbrıs hükümeti bu bölgede ordusunu konuşlandırmama kararı almış olsa bile, toprak üzerindeki egemenlik hakları devam ediyor. Türkiye bunu biliyordu ama yine de bu koridor argümanını bir bahane olarak kullanarak yeni bir toprak elde etmeye çalıştı.

Batılı diplomat ve analistleri belirli kalıplara sokan yapay bürokratik bölünmeler nedeniyle Batı bunu nadiren fark etse de Türkiye'nin davranış biçimi açık. Türk koridorları bugün diplomasi ve ekonomik kalkınma kılığına girmiş bir Truva atı.

Erdoğan’ın tarih algısı

Ancak Türkiye'nin bir Aşil topuğu var. Erdoğan taktiksel olarak parlak bir siyasetçi, ancak temelde aptal bir adam ve akademik geçmişi yok. Özünde, bırakın orta dereceli okulları, Türkiye'nin seçkin okullarına bile girememiş, yüceltilmiş bir sokak serserisi. Tarih algısı gerçeklerden ziyade polemiklere dayanıyor ve bu yüzden uluslararası statükodaki revizyonların Türkiye'nin aleyhine işleyebileceğini anlamıyor.

Örneğin, Erdoğan'ın modern Türkiye'nin sınırlarını belirleyen 100 yıllık Lozan Antlaşması'nın revize edilmesi taleplerini reddetmenin en etkili diplomatik yolu, herhangi bir revizyonu etnik temizlikten sonra haksız yere kaybedilen Yunan topraklarını geri almak için bir araç olarak kullanmaktı. Erdoğan Lozan Antlaşması’nı geçersiz mi kılmak istiyor? İyi, o zaman İzmir bir kez daha Smyrna olsun.

Aynı durum Ermenistan için de geçerli. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Başkan Woodrow Wilson, General James Harbord'u Ermeni Soykırımı'ndan sonra Ermenistan-Osmanlı ilişkileri hakkında rapor hazırlaması ve ABD'nin koruyucu güç olabileceği bir manda kurma olasılığını göz önünde bulundurması için gönderdi. Sonuç, kısmen Ermenistan'ın hayatta kalması için denize açılan bir koridorun gerekli olduğunu savunan kapsamlı bir rapor oldu. Harbord haklıydı ve hala da öyle. Eğer Türkiye koridor için kapıyı açarsa, Batı da kapıyı diğer tarafa doğru açmalı. Ermenistan'ın hayatta kalmak için bir koridora ihtiyacı var. Trabzon (Trebizond) tarihsel olarak Ermenistan'dı ve koridorun son noktası için mantıklı bir seçim.

Erdoğan koridorları kucaklarken, Batı'nın da tarihi yanlışları düzeltmek için kendi koridorunu ortaya koymasının zamanı geldi. Erdoğan kapıyı açtı; ABD ve Fransa bu kapıdan geçmeli.

Kaynak: https://www.meforum.org/65832/turkish-corridors-are-a-tool-of-imperialism-it

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.