'Rahat uyu’ İsmet abisi Hasan Cemal seni hep iyi anacak

Haberleri —

Memlekette demokrasi talebi çetindir. Ağır bedeller ödemeyi göze alamayanların girişebileceği bir mücadele değildir. Hiç bir dönem de olmadı. Mücadele edenler her gün biraz azalırken yeni katılımlar olmasaydı bugünlere gelinemezdi. Eğer Cumartesi Anneleri’nin direnişi olmasaydı bu mücadelenin belleği de olmayacaktı bir anlamda. Çünkü çok geniş bir kesim bize belleğimizi unutturmak yeni kuşaklara da katillerimizi aklamak için sistematik bir çaba içerisindeler. Öyle ki bunun için maaş almasalar da bunu bir kutsal görev olarak sürdürüyorlar. Büyük paranteze alındığında “demokrasi mücadelesinde” yan yana gibi göründükleriniz bir bakıyorsunuz resmi tarih yazımının bir parçası halindeler.

Bunlardan biri de Hasan Cemal. Aslına bakarsanız hem gazeteciliği hem de gazete yöneticiliği üzerine çok laf söylemek mümkün Cemal’in ancak bizim bu yazıda meselemiz bu değil. Yine de 1986 yılında yayınlanan ve 1980 faşist darbesi sonrası yaşananları içeren “Tank Sesiyle Uyanmak” kitabında yer alan birçok olayın genel yayın yönetmeniyken Cumhuriyet Gazetesi’nde neden yayınlanmayıp yıllar sonra kitabında yer aldığını dikkatlere sunmak gerek.  

Cemal 8 Aralık günü t24 internet sitesinde “İsmet Abi için...” başlığı ile bir yazı kaleme aldı. Burada adı geçen İsmet Sezgin’dir ve “Abi” Sezgin’e DYP’li arkadaşları tarafından yakıştırılmış bir sıfattır. Cemal en az bir DYP’li kadar bunu içselleştirmiş olmalı ki o da Sezgin’in ardından böyle sesleniyor. Ardından da ekliyor, “Rahat uyu İsmet Abi sen hep iyi hatırlayacağım.”

Gelin görün ki aynı İsmet Sezgin hakkında Cumartesi Anneleri şu değerlendirmeyi yapıyor: “İçişleri Bakanlığı döneminde kayıp ailelerinin başvurularına ‘Bu kişiler kayıp değil, firari’ diyen İsmet Sezgin de hesap vermeden öldü. İçişleri Bakanlığı döneminde gözaltında kayıp başvurularımıza ‘gözaltında olduğuna ve sorgulandığına ilişkin hiçbir husus yoktur’ diyen İsmet Sezgin’i iyi bilmeyiz.”

Ülkenin yakın geçmişinde rol oylamış bir içişleri bakanı hakkında Cumartesi Anneleri ile bu denli ayrı düşen bir yazarın demokrasi mücadelesinde o annelerin yanında olması mümkün mü?

İsmet Sezgin 21 Kasım 1991 - 25 Haziran 1993 tarihleri arasında içişleri bakanlığı yaptı. Bu süre içerisinde batı illerinde ve Kürdistan şehirlerinde zorla kayıp vakaları ve yargısız infazlarda sistematik bir biçimde ciddi artışlar yaşandı. Musa Anter 20 Eylül 1992’de 72 yaşında Diyarbakır’da katledildiğinde Sezgin içişleri bakanıydı. Sinan Kukul ve bir grup arkadaşı 16 Nisan 1992 tarihinde İstanbul Üstbostancı’da kaldıkları evde katledildiğinde de İsmet Sezgin içişleri bakanıydı. Aynı gün aynı saatlerde 16 Nisan 1992’de yani Çiftehavuzlar’da Sabahat Karakaş, Eda Yüksel, Taşkın Usta’nın yargısız infazında da parmağı vardı İsmet Sezgin’in.

Gerçi Cemal yazısında 12 Mart ve 12 Eylül’ü kast ederek, “Askeri yönetime karşı dik duruş Demirel’le, İsmet Abiler’le beni de yakınlaştırmıştı” diyor. Oysa tarih ne Cemal’in ne de Demirel ve Sezgin’in askeri darbeler karşısında bırakın dik olmayı teslim olmanın dışında herhangi bir duruş sergilediklerine ilişkin tek bir vaka içermiyor. Demirel de Sezgin de siyasal yaşamları boyunca  devrimcilerin yurtseverlerin katledilmesinde dahli olan elleri bu insanların kanına bulaşmış siyasal figürlerdi. Yazısından anlaşılıyor ki Hasan Cemal de en azından 12 Eylül sonrası Demirel ve Sezgin’le fikren ve fiziken birlikte olmuş. Oysa bu süreçte demokrasi mücadelesi verenler çok ağır bedeller ödedi.  

TİHV verilerine göre, “1990-2011 yılları arasındaki toplam faili meçhul cinayet sayısı bin 901. Faili meçhul cinayetlerin en yoğun yaşandığı dönemler, 1992-1993-1994 yılları. 1990’da 11, 1991’de 31 olan faili meçhul cinayetler, 1992’dan itibaren tırmanışa geçiyor. 1992’de 362, 1993’te 467(Sezgin’in içişleri bakanlığı dönemi)...” oluyor.

Sezgin 1961 yılından 1980 yılına kadar aralıksız olarak Adalet Partisi (AP)’den Aydın Milletvekili seçildi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamına evet diyen de O’ydu, MHP’nin denetimindeki ülkücüler sokaklarda devrimcileri katlettiğinde “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” diyen Demirel’in en sadık adamı da O’ydu. 

7 Mayıs 1993 cuma tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Sezgin’in içişleri bakanlığı yaptığı 1992 yılında yaşanan yargısız infazların yer aldığı İHD raporuna ilişkin haberden bir bölüm şöyle: 

“27 Ocak 1992: İsmail Certgiz Göznek, Servet Sanin, Hüseyin Yaşar. Mahmutbeyköy, İstanbul. 1 Mart 1992: Leyla Kura, Zinnet Karaaslan, ismi saptanamayan bir kişi. Van. 27 Mart 1992: Muzaffer Santemur, Bir kadın, bir erkek, bir erkek. Urfa. 16 Nisan 1992: Sinan Kukul. Ayşe Nil Ergen, Arif Öngel, Şadan Öngel, Satı Taş, Ayşe Uzunhasanoğlu, Eda Yüksel, Taşkın Usta, Sabahat Karataş, Hüseyin Kılıç, Ahmet Fazıl Ercüment Özdemir. İstanbul 30 Nisan 1992: Esma Polat, Sıddık Özçelik, Güven Keskin. Adana 4 Mayıs 1992: Songül Karabulut, Ali Yılmaz, Fikri Keleş, Halil Ateş. Dikmen ve Telsizler Ankara. 4 Haziran 1992: Nasır. Hülya, Emine, Elazığ. 19 Haziran 1992: Felemez Güneş, Vedat Aydın, Hadi Güneş, Nazmi Güneş, Silvan, Diyarbakır. 11 Temmuz 1992: Sabahattin Akın, Abdullah Arslan, Mersin. 13 Temmuz 1992: Nurten Demir, İsmail Akarçeşme, Kasımpaşa. 20 Temmuz 1992: Emre Bilgin, Ramazan Ceviz, Hasan Demir, Nurgüzel Yaşar. Kartal/Maltepe, İstanbul. 14 Ağustos 1992: Arslan An, Nurten Kahramanoğlu, Veh- bi Melek, Eyüphan Polat, Nurhayat Beyhan, Küçükesat ve Maltepe, Ankara. 29 Eyiül 1992: Makbule Sürmeli. Kayhan Tazeoğlu, Fatma Süzen, İçerenköy ve Beylerbeyi, İstanbul. 10 Ekim 1992: Sultart Canik, Acıbadem, İstanbul. 6 Mart 1993: Bedri Yağan, Menekşe Meral, Rıfat Kasap, Asiye Kasap. Gürcan Ozgür, Kartal, İstanbul. 24 Mart 1993: İbrahim Yalçın Ankan, Recai Dinçel, Avni Turan. 23 Nisan 1993: İbrahim Yalçın, Kartal, Rahmanlar. 23 Nisan 1993: Dev Sol’dan 6 kişi. Tunceli, Pertek, Ardıçlı. 30 Nisan 1993: Uğur Yaşar Kılıç, Bahariye Şengül Yıldıran.”(Haberin ilgili bölümünü olduğu gibi kullanmayı tercih ettim)

Hasan Cemal seni hep iyi anacak “İsmet Abisi” ama bizim için sen bu topraklarda işlenen binlerce cinayetin koruyucu kollayıcısıydın. Biz de seni elindeki kanla anacağız. Eğer mümkünse de rahat bırakmayacağız.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.