ABD’nin savaş oyunu!
ABD, Ramazan ayının başladığı ilk günlerde Kaddafi rejimiyle gayri resmi olarak temas kurdu. ABD’nin eski Başkanı George W. Bush döneminin Dışişleri Bakan Yardımcısı David Welch, Kaddafi’nin temsilcileriyle 2 Ağustos tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’de biraraya geldi. El Cezire televizyonun ele geçirdiği belgeye göre Welch, Kaddafi’nin temsilcilerine “El Kaide ya da herhangi diğer aşırı dinci terör örgütüyle ilgili bilginin Amerikan yönetimine verilmesi, ancak bunun sadece istihbarat kurumları ya da İsrail, Mısır, Fas ve Ürdün aracılığıyla olması gerekir. ABD bunları dikkate alacaktır” dedi. Yine belgede Welch, Kaddafi rejiminin Suriye’deki olaylardan faydalanmasını ve ABD’nin ikiyüzlülüğünü gündeme getirmesini istiyor. Welch, Beyaz Saray’ın Kaddafi’nin tüm yetkilerini bırakmadan gitmesini istediğini söylediği belirtiliyor. Welch, görüşmenin içeriği hakkında hem Beyaz Saray’ın hem de Kongre’nin bilgilendirileceğini söylüyor.
Washington yönetimi, Welch’in hükümetle hiçbir bağlantısı olmadığını ileri sürüyor.
Paralı savaşçı
ABD’nin eski Dışişleri Bakanı yardımcılarından olan Welch, şu anda Ortadoğu’da ihaleleri bulunan çokuluslu Amerikan şirketi Bechtel için çalışıyor. Sözkonusu şirketin özellikle sivil altyapı ve petrol boru hatları ve enerji alanında faaliyet göstermesi dikkat çekiyor.
ABD’nin savaş senaryosunun bir diğer parcası ise Afganistan’dan 1500 paralı savaşçıyı Libya’ya götürmesi oldu. Pakistan’da yayınlanan The Nation gazetesi, CIA’nin Afganistan’da yaşayan Özbek, İran ve Hazaralar’dan oluşan 1500 kişilik bir savaşcı grubu Kaddafi güçlerine savaşması için Libya’ya götürdüğünü öne sürdü. Özbek tipi şalvar ve kurta giyinen şavaşçıların Libya kentlerinde görüntülendiği iddia edildi. El Cezire’nin Trablus’taki muhabiri sözkonusu savaşcıları farkettiklerini söyledi.
ABD’nin bu savaş oyunu Libya’da en az 50 bin cana ve sadece 400 bin Trablus’ta olmak üzere milyonlarca kişinin insani yardıma muhtaç olmasına mal oldu. Bu savaşta Kaddafi rejiminin yaklaşık 9 milyar Euro’sunu bloke eden Fransa ve İngiltere’nin rolleri ise petrol bölgelerini sağlama almak oldu.
Fransa ve İngiltere’nin rolü
İngiltere hükümetinin bir yetkilisinin BBC’ye yaptığı açıklamada İngiltere’nin petrolün Kaddafi birliklerine gitmesini engelledi. İsmini açıklamayan yetkili, bürokrat, asker ve bakanlardan oluşan bir ekibin yönlendirdiği özel birimin, bir yandan Kaddafi’ye bağlı askeri araçların petrol ihtiyacına engel olmaya çalıştı, diğer yandan isyancıların ihtiyaçlarının düzenli olarak karşılanmasını organize ettiğini söyledi. Yetkili, “Eğer petrolünüz yoksa savaşı kazanamazsınız. Bu sebeple, Kaddafi’nin askerlerini petrolsüz bırakmayı ve isyancı güçlere yeterli petrole sağlamayı amaçladık. Kaddafi’nin pek çok işlenmemiş petrole sahip olması bir işe yaramadı. Çünkü rafine petrolü normal zamanda dışarıdan ithal ediyordu. Ancak tüm ülkeler bu konuda kendisine kapıları kapadı” dedi.
Fransa da Libya’daki petrolün yüzde 35’ini almak için muhaliflere aktif destek verdiği ortaya çıktı. Liberation gazetesinin ele geçirdiği bir mektuba göre, Paris yönetimi ile muhalifler arasında Fransa’nın tam ve sürekli desteği karşılığında Libya petrolünün yüzde 35’inin Fransa’ya verilmesi konusunda gizli bir anlaşma sağlanmış.
RTL radyosuna konuşan Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppé, böyle bir mektuptan haberi olmadığını söylerken, muhalifleri destekleyen ülkelerin ülkenin inşasında ayrıcalıklı olmasının ‘mantıklı’ olduğunu savundu.
Alain Juppé, “CNT (Ulusal Geçiş Konseyi) çok resmi bir şekilde yeniden inşada kendilerini destekleyenlerle tercihli olarak konuşacaklarını söyledi, bu da yeterince mantıklı ve haklı” dedi.
Muhaliflerin yeni Libyası!
Fransa, Libyalı isyancıları tanıyan ilk ülke olmuştu. CNT’nin bir numaralı ismi Mustafa Abdulcelil, kısa bir süre önce yaptığı açıklamada devletlerin ‘destekleri oranında’ ödüllendirileceğini söylemişti.
Öte yandan Fransa ve İngiltere, Kaddafi’nin bloke edilmiş parasından yaklaşık 2 milyar Euro’yu serbest bırakma kararı aldı. Fransa, Kaddafi’nin 7,6 milyar Euro’nun sadece 1,5 milyar Euro’sunu, İngiltere de 1,8 milyar Euro’nun 130 milyon Euro’sunu serbest bıraktı. Geri kalan paranın ne zaman serbest bırakılacağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı. Paranın Fransa ve İngiltere’nin girişimiyle düzenlenen Libya Konferansı’ndan önce serbest bırakılması da dikkat çekiyor. Zira konferansta Kaddafi döneminin ardından, ülkenin yeniden inşası ve Ulusal Geçiş Konseyi’ne yapılacak yardımlar gözden geçirildi. Konferansa 60’a yakın ülke davet edilmişti.
Bu arada CNT, Kaddafi sonrası yeni Libya’nın nasıl olacağına dair ilk açıklamasını yaptı. 8 ay içerisinde yeni bir yönetim, yeni bir parlamentonun oluşacağını açıklayan CNT, yeni anayasada Libya’yı “başkenti Trablus, dini İslam, resmi dili Arapça olan ve İslami kurallara göre yönetilen demokratik ve bağımsız bir ülke” olarak tanımlayacağı belirtiliyor.
TRABLUS
