Alevi katliamı 4 gün sürdü
Dünya Haberleri —

Suriye Alevi Katliamı / foto: AFP
- Suriye’de 4 gün süren Alevi katliamında toplu infaz, tecavüz ve gasp yeni rejimin halklara ve inançlara yaklaşımını gösterdi. SOHR, 39 katliamda 973 sivil Alevinin evlerinde ya da sokaklarda infaz edildiğini duyurdu.
- Şam hükümetine bağlı silahlı gruplar Latkiye/Tartus’ta Alevilere, Deraa/Kuneytra’da Dürzilere, Halep’te Kürtlere saldırdı. Şam’ın Savunma Bakanlığı sözcüsü QSD’yi suçlayıp Türk destekli SMO’ya sırt çıktı.
Şam’daki geçici hükümetin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Hasan Abdulgani, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada operasyonları sonuçlandırdıklarını açıkladı. Alevi katliamından operasyon olarak bahseden sözcü, askeri operasyonun sona ermesiyle kamu kurumlarının tekrar çalışacağını söyledi. Resmi haber ajansı SANA’nın da duyurduğu haberde Abdulgani, "Hayatın normale dönmesi ve güvenlik ile istikrarın güçlendirilmesi için yol açıyoruz" dedi.
Şam’da kapsayıcı olacağı ve her etnik ve inanç grubuna aynı muamele yapılacağı iddiası ile iktidarı ele geçiren HTŞ kontrolündeki geniş hükümet, sahilde Alevilere, güney hattında Dürzilere ve Halep’te Kürtlere baskı harekâtı düzenliyor. Türk devletinin teşviki ve zoruyla üniterlik adına yapılan tektipleştirmede, Suriye Sünni ve Arap olmaya zorlanırken Lazkiye, Tartus, Cebele ve Banyas hattında selefi cihatçılar köy basıp katliam yapmaya devam ediyor. Halep’teki Kürt mahallesi Şeyh Maqsud’a saldıran Türkiye destekli SMO’lu grubun provokasyon ve sivil katliamı girişimini savunan Geçiş Hükümeti'nin Savunma Bakanlığı iddiasındaki yapılanma, QSD’yi püskürttük dedi. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın servis ettiği haberde, Savunma Bakanlığı adlı yapılanmanın Sözcüsü Hasan Abdulgani, Suriye Demokratik Güçleri’ni (QSD) suçladı ve Kürtlere kayıp verdirildiğini iddia etti.
Şam hükümetinin Savunma Bakanlığı'na bağlı silahlı gruplar, Baniyas kırsalındaki Harison kasabasına baskın düzenleyerek, sivillerin evlerini ve mallarını yağmalayıp ateşe verdi. Halk kırsal alanlara kaçarak canını kurtardı. Bu gelişme, Şam hükümetinin Suriye kıyı şeridindeki güvenlik harekatının tamamlandığını duyurmasının ardından yaşandı. Bu arada kasaba halkı acil müdahale çağrısında bulunarak, dün Baniyas'a gelen ve Suriye sahil şeridindeki bölgeleri gezen BM heyetinin kasabalarını ziyaret etmesini istedi.
39 katliamda 973 can
Suriye’de sivil Alevilere yönelik katliam düzeyinde saldırılar yaşanıyor. Şam hükümetinin silahlı güçleri çok sayıda erkeği infaz etti, ölenler arasında kadınlar ve çocuklar da bulunuyor. Lazkiye ve Cebele’de silahsız sivillerin duvar diplerine dizilerek kurşuna dizildiği görüntüler yayınlanıyor. 2013’te Şam yakınlarında kimyasal silah kullanılarak öldürülen 1.400 kişinin ardından, bu en büyük insanlık suçunda şimdiye kadar ölenlerin sayısı binleri buldu. Savaş gözlemcisi grup Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne (SOHR) göre, çatışmalarda ölü sayısı 1.300’ü geçti.
39 toplu katliam ve diğer bireysel infazlarda 973 sivil Alevi kurşuna dizilerek ya da kesici aletlerle hunharca katledildi. SOHR konuya ilişkin yaptığı açıklamada: "Suriye sahil şeridi ve Lazkiye dağlarında dramatik gelişmeler yaşanırken, bölgesel ve mezhepsel aidiyetlere dayalı infazlar ve insan hakları ihlallerinin yanı sıra güvenlik güçleri ve Savunma Bakanlığı ile yardımcı kuvvetler tarafından işlenen savaş suçları nedeniyle yüzlerce masum sivil soğukkanlılıkla öldürüldü. Hâlâ devam eden kanlı eylemler, sivil evlerin ateşe verilmesi ve zorla yerinden etmelerle aynı zamana denk geliyor. Ancak hiçbir uluslararası otorite bu katliamlara son vermek için şimdiye kadar müdahale etmedi veya herhangi bir eylemde bulunmadı." dedi.
Şam’da sivil protestoya saldırı
"Sivillerin hedef alınmasına hayır", "Birlikte yaşamaya evet" gibi sloganların yazılı olduğu dövizler taşıyan bir grup Suriyeli aktivist, Şam’ın en büyük meydanlarından biri olan Merce Meydanı’nda toplandı. İçişleri Bakanlığı’na bağlı genel güvenlik biriminin binasına bakan bir noktada toplanmaya başlayan gruba, başka bir grup sloganlar atarak saldırdı. Gösterici grubun "Birdir, birdir, birdir! Suriye halkı birdir!" sloganlarına karşılık diğer grup, "Suriye Sünnidir" ve "Aleviler bizden değildir" gibi sloganlarla karşılık verdi.
Kısa sürede başlayan arbede ve yükselen gerilim nedeniyle güvenlik birimleri müdahale etti. Birkaç kez havaya ateş açılırken, iki taraftan göstericiler dağıtıldı.
Sultani: Tecavüz edip katlettiler
Yaşanan vahşeti Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan "Sultani" isimli tanık, çocukların da katliamdan kurtulamadığını söyledi. Sultani, yaşananlar için: "Kadınları kaçırdılar, çiftçileri öldürdüler, çocukları öldürdüler. Halk açlık ve sefalet çekiyor. Yağma ve cinayet sonrası bu duruma bir isyan vardı." dedi.
Sultani, "Bu sözde direnişçiler ve Sünniler, Alevilere karşı cihat ilan etti. Konvoylar halinde köylere girerek katliam yaptılar. Banyas’a girdiler. Banyas’ın %50’si Sünni, %50’si Alevi'dir. Şu an tamamı Sünni. Daliye ve Beytana köyünde yaşayanlar ithal çeteler tarafından katledildi. Bunları gönderen Colani’dir. Önce yabancı uyruklu tugay giriyor, katlediyor. Ondan sonra arkasından polis birimi giriyor." dedi. Sultani, bazı çocuk ve kadınlara tecavüz edildiğini, cenazelerin günlerce sokaklarda bekletildiğini ifade etti.
Rubio’dan "Yanınızdayız" açıklaması
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Suriye’de azınlıklara yönelik "katliamların" arkasındaki "radikal İslamcı teröristleri" kınadı ve ülkedeki geçici yönetimin sorumlulardan hesap sormasını talep etti. Rubio, "ABD’nin son günlerde Suriye’nin batısında insanları katleden, aralarında yabancı cihatçıların da bulunduğu radikal İslamcı teröristleri kınadığını" belirtti. "ABD, Suriye’nin Hıristiyan, Dürzi, Alevi ve Kürt toplulukları da dahil olmak üzere dini ve etnik azınlıklarının yanındadır. Ölenlere ve ailelerine başsağlığı diliyoruz." dedi. Rubio, "Suriye’nin geçici makamları, ülkenin azınlık topluluklarına yönelik bu katliamların faillerini sorumlu tutmalı." diye ekledi.
Reddedenler ve ötekileştirilenler
Yeni rejime karşı güvenin ortadan kalktığı ve "kırılma noktası" olarak adlandırılan an, Şam’da düzenlenen ve adına Ulusal Diyalog Konferansı (UDK) denilen toplantı oldu. Şam’daki yeni hükümet, Alevi, Dürzi ve Kürtleri bu konferansta ötekileştirdi ve Sünni selefi bir yola saptı. Suriyeli bir çok siyasi güç ve tanınmış isimler UDK’yi Esed rejiminden farklı olmayan yeni bir yönetim sistemine yönelik bir eğilim olarak değerlendirdi. UDK’nın mevcut haline karşı çıkanların en önde gelen taraflarından biri, ‘konferansın sonuçlarının kendilerini temsil etmediğini ve katılmadıkları sürece kendilerini ilgilendirmediğini’ açıklayan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve başta Suriye Demokratik Konseyi (SDK) oldu. Süryani Birlik Partisi de aynı görüşte. Başta hazırlık komitesinde temsil edilmeyen Dürziler ve Aleviler olmak üzere dini ve mezhepsel taraflar da UDK’ya itiraz etti.
Mahkemeye çıkacaklar(mış)!
Suriye’de Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra patlak veren en kanlı şiddet olaylarında, Alevi sivillerin öldürülmesi ve uluslararası tepkinin tırmanmasının ardından Pazar günü ulusal birlik ve barış çağrısında bulundu. Yaşananlardan haberdar olmadığı izlenimi yaratmaya özel önem gösteren ve Şam’daki bir camiden konuşan Şara, "Ulusal birliği ve iç barışı mümkün olduğunca korumalıyız. İnşallah bu ülkede birlikte yaşayabileceğiz." dedi. Şara’nın makamı, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, "sivillere yönelik ihlalleri soruşturmak ve sorumluları tespit etmek" üzere "bağımsız bir komite" kurulduğunu ve bu kişilerin mahkemeye çıkarılacağını duyurdu. HABER MERKEZİ