Aleviliği dizayn edemezsiniz
- Devletin gücünü arkasına alarak güç zehirlenmesi yaşayan iktidar, Alevilerin içine sızarak oynamaya kalktığını belirten DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, şunun altını çizdi: "Bakanlığa bağlı bir başkanlığın kayyum olarak ataması yöntemiyle Aleviliği dizayn edemezsiniz, asimile edemezsiniz."
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, eşit yurttaşlığa dayalı demokratik anayasa ihtiyacına işaret ederek, "Cemevleri bizim ibadethanemizdir, Alevilik haktır. Türkiye’yi demokratik bir ülke haline getirene, kayyum bitene, cezaevinde siyasetçi kalmayana kadar direneceğiz" dedi.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13. Olağan Genel Kurulu, genel merkezindeki konferans salonunda düzenlendi. Salona, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın” ve “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” yazılı pankartlar asıldı. Genel Kurul'a, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. Kurul öncesi Alevi deyişleri dinletildi.
Cemevlerini teslim etmeyeceğiz
Vakıf Başkanı Ercan Geçmez, “Korkuyu Kerbela’da bıraktık. Mücadele bizim ruhumuzda var. Cemevlerini size teslim ettiğimiz gün mezara girdiğimiz gündür. Canımızı vermeye hazırız. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; Çekin elinizi inançlarımızdan, derhaglarımızdan. Sizin imamlarınıza ihtiyacımız yok” dedi.
Herkesi barışa davet ediyoruz
Türkiye’nin barışa ihtiyacı olduğunu kaydeden Geçmez, şunları söyledi: “Biz barıştan yanayız. Hiç kimseyi ötekileştirmeden herkesi barışa davet ediyoruz. Bunun yolu da yeni Anayasa’dan geçiyor. Bu Anayasa da eşitlikçi olmalı. Herkesin ana dilini konuşabileceği bir Anayasa olacak. Alevi çocuklarına zorla namaz kıldıran Diyanet İşleri Başkanlığının olmadığı bir Anayasa. Kadınların, çocukların eşit bir şekilde yaşadığı bir Anayasa. Dünyada en çok fazla siyasetçinin ceza aldığı bir ülkede, dışarı çıkmasını sağlayacak bir Anayasa olmalı. Cemevleri bizim ibadethanemizdir, Alevilik haktır. Türkiye’yi demokratik bir ülke haline getirene, kayyum bitene, cezaevinde siyasetçi kalmayana kadar direneceğiz.”
El ele, kol kola mücadele
Daha sonra konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi Genel Başkanı Cuma Erce, birlikte mücadelenin önemine dikkat çekerek,şunları ifade etti: “Zamanında ortaklaşmadığımız ne varsa bizi sarıp sarmaladı. Türkiye şu an büyük bir abluka altında. Demirtaş tutuklanmasına yeterli tepkiyi veremedik, Can Atalay tutuklandı. Kılıçdaroğlu hakim karşısına çıktı. Yarın da Özgür Özel, Hatimoğulları, karşısına çıkacak. Dün kayyuma yeterince tepki gösteremedik, bugün rutin hale geldi. Bunların hepsi bize bir mesaj veriyor; birleşik mücadele. Bugünden itibaren el ele, kol kola mücadele edeceğiz.”
Alevi kurumları Dêrsim'e
Kayyum atanmasına karşı Alevi kurumlarının Dêrsim’e gitme kararı aldığını aktaran Erçe, mesajlarını oradan vereceklerini söyledi. Erce, “Aleviler dün bir olduğu gibi bugün de bir olmalı” dedi.
Aleviliği asimile edemezsiniz
Ardından konuşan Tülay Hatimoğulları, cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanmak istenmesine tepki gösterdi. Hatimoğulları, “Bizlere Turizm Bakanlığına bağlanacak tırnak içinde bir kültürel motif gözüyle bakanlar şunu bilsin ki; Alevilik bir inançtır. Bakanlığa bağlı bir başkanlığın kayyum olarak ataması yöntemiyle Aleviliği dizayn edemezsiniz, asimile edemezsiniz, inançlarından vazgeçiremezsiniz. Tekçi, ırkçı anlayışınıza tarih boyunca teslim olmadığı gibi bugün de teslim olmaz, olmayacaktır. Devletin gücünü arkasına alarak güç zehirlenmesi yaşayan bu iktidar, Alevilerin içine bu şekilde oynamaya kalkmaktadır. Parayla, pulla, statüyle koltukla…" diye konuştu.
Kayyumcu zihniyete biat yok
Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı temeliyle ilgili yoğun çalışmalarına işaret eden Hatimoğulları, yeni ve demokratik bir anayasa ihtiyacının altını çizdi. Kayyumcu zihniyete ve rejime asla biat etmeyeceklerini vurgulayan Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Bize dayatılan faşist otoriter rejimlere dün boyun eğmedik bugün de eğmeyeceğiz. Kayyum, halkın iradesini çalmaktır; yargı ve polis eliyle yapılmış bir siyasi darbedir. Bunun 12 Eylül’de askerlerin yaptığı darbeden hiçbir farkı yoktur. Seçilmişi ortadan kaldırıp yerine atanmışı getirmek, yurttaşımızın erken dönemde elde etmiş olduğu hak olan seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırmak demektir.
Daha güçlü bir mücadele
Şunun altını bir kez daha çizmek isteriz; en çok ezilen, en çok dışlanan, inkar edilen, asimilasyon politikalarına, tekçi inkarcı politikalara maruz bırakılan Aleviler ve Kürtlerdir. Aleviler ve Kürtlerin sorunlarının demokratik ve barışçıl bir zeminde çözülmesi için mücadelemizi daha güçlü ortaya koymamız gerekir."
Özgür Özel de konuştu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise konuşmasında, Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu belirterek, “Tarihi bir kavşaktayız. Vakit, cepheyi genişletme, kararlılığı yükseltme, bir arada durma, özgüvenle bu rejimin değiştirilebileceğine inanma vaktidir” dedi. Yerel seçimlerde muhalefetin kurduğu ittifak ve sonuçlarını anımsatan Özel, “Şimdi bu sürecin hazımsızlığı içinde olanlar, oylar kendisine verildiğinde milli iradeyi baş tacı edenler; oylar başkasına verildiğinde bu sefer kafa tutmaya, hesap sormaya, cezalandırmaya başlıyor” diye konuştu.
OHAL artığı olan bir şey
Atanan kayyumlardaki esas meselenin, halkı cezalandırmak, halkın iradesine kafa tutmak olduğunu söyleyen Özel, şöyle devam etti: "Mesele şu; yapılan iş bir suçtan dolayı değil, olsa zaten bütün süreçler biter yerine de belediye meclisi yenisini seçer. Daha soruşturma aşamasında, bu zaten darbe, OHAL mantığı, sıkıyönetim dönemlerinde olan bir şey ve OHAL artığı olan bir şey.
Pulur'dakini örnek verdi
Son Ovacık'ta (Pulur) ve Dersim’de yaptıkları iş bu. 2012'de bir cenazeye gidilmiş. Şimdi bir temel mesele var. Taziye, ölüye değil, diriye verilir. Hiç kimse hayatını kaybetmiş çocuğunun siyasi görüşünden, işlediği suçundan, örgütünden, bilmem nesinden mesul değildir. Daha da vahimi; o dönemde savcı, belediye başkanlarını arayıp ‘Bu cenazeyi biz yollarsak bir çatışma olur, şehit veririz, şu anda bunun olmaması için siz inisiyatif alın. Belediye Başkanı olarak sorun, olursa siz gidin’ diyor. Soruluyor, gidiliyor, defne eşlik ediliyor, katılıyor, aileye taziye veriliyor, dönülüyor. Bunu, terör faaliyeti sanan bir anlayış var.
12 yıl sonra soruşturma
2012'den 2022'ye kadar görmeyip 2022'de müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi dönüp oradan suç çıkarıp kayyum atıyorlar. 12 yıl önce, 2 yıl önce açtıkları soruşturmayla. O yüzden bunların ne yapmaya çalıştıkları belli ama derdimizi halka doğru anlatmamız lazım. Onların oyununa gelmeyeceğiz. O yüzden de birbirimize nasıl güç verebiliriz, zarar vermeden muhalefeti nasıl ortaklaştırırız, toplamda hep birlikte nasıl başarırız, bunun üzerinde kararlılıkla ve iyi niyetle hep beraber olmalıyız.” ANKARA