ALİM-DER: Saldırılar durmalı

Amed Din Alimleri
- ALİM-DER üyeleri, askeri ve siyasi operasyonların son bulması gerektiğine işaret ederek, devletin çözüm için adım atmasını istedi.
Kürt Halk Önderi'nin çağrısına desteklerini açıklayan Amed Din Alimleri Derneği (ALİM-DER) üyesi Dr. Şükrü Erdoğan, barışın Kürt ve Türkler için bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Ortadoğu çok zorlu bir süreçten geçiyor. 46 yıldır süren savaşın Kürtleri de Türkleri de nereye getirdiği ortada. Umutluyuz ki bu çağrı barışın temeli olsun" dedi. Sürecin kolay olmayacağını, bunun için tarafların ciddi yaklaşması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bu son 46 yıldan ders çıkarmalıyız. Ölümle, şiddetle, çatışmayla bu süreç yürümez, o nedenle herkes Ortadoğu'da, dünyada, Türkiye ve Kürdistan’da bu sürece sahip çıkmalıdır" diye konuştu.
Çatışmaların yoğunlaştığı 90'larda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın birçok kez barış girişimlerinin bulunduğunu, ateşkes ilan edildiğini anımsatan dernek üyesi Melle Abdulgaffur Ateş, devletin samimi olmasını isteyerek, "Basın barış dilini kullanmalıdır. Bu sürecin hakkında konuşanlar saygılı konuşmalıdır. Bu süreçte samimi olunursa süreç çok iyi bir yere varır" dedi. Ortadoğu ve dünyada yaşanan gelişmelere işaret ederek, sürecin sabote edilmesinin taşıyacağı risklere dikkat çeken Ateş, şunları dile getirdi: "Başlayan sürecin ruhuna göre de silahlar susmalı. Her gün başımızın üzerinde savaş uçakları uçuyor, bu durum sürece terstir. Devlette samimiyet varsa PKK süreci destekleyeceğini, kongreyi toplamak istediğini belirtti. Buna göre hareket edilmelidir. Bu savaşın sonlanması için kimin elinden ne geliyorsa desteğini vermelidir."
Barışa el uzatılmalı
Savaşın etkisinin savaşanlarla sınırlı olmadığını dile getiren dernek üyesi Celal Efe, "Barışa herkesin el uzatması gerekir. Ölümler sonlanmalı. İnsanları kandırarak, bir barış sağlanamaz. Bunun için dürüst olmak gerekir. Bu nedenle bütün insanlar bu barış süreci için elini taşın altına koyması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Barış olacaksa bu barışın içi tam doldurulmalıdır" diyen Mele Muhammed Emin Gözönünde ise şöyle konuştu: "Barış hakların, adaletin, özgürlüğün kabulüdür. Barış masaya oturduğun kişinin hakkı neyse onu teslim etmektir. Sen bunu yapmayıp kendi bildiğini yaparsan buna barış denmez. Onurlu bir barış olursa herkes kabul eder. Bir tarafta barış olursa bir taraftan saldırı yapılırsa bunun adı barış olmaz."
Devlet ateş kessin
Savaşın tahribatına işaret eden Melle Mahmut Şık, PKK’nin ateşkesine karşılık devletin de ateşkes ilan etmesi gerektiğini söyledi. Bir taraftan Kürtlerle barış konuşulurken, diğer taraftan Kürtlere saldırılar yapılmasının barışa hizmet etmeyeceğinin vurgulayan Melle Mehmet Tekin de "Hükümet barış için daha fazla adımlar atmalıdır. Siyasi tutsaklar için genel af ilan edilmelidir. Savaşı durdurmalı" dedi.
Çağrının önemine işaret eden Melle Şehmus Kaya ise temkili bir şekilde şunları dile getirdi: "Barış adı altında bir kez daha kandırılmak, daha fazla zulme uğramak istemiyoruz. Bu sefer bu barışın kalıcı olacağına inanıyoruz. Barut kokusu yerine gül kokusu olur, umarım."
* * *
Dil kurumlarından destek
'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısına destek veren Kürt dil kurumları, Kürtçenin eğitim dili olması gerektiğini vurguladı.
Kürt dil kurumları, dün Amed'de bulunan Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) bahçesinde açıklama yaptı. MED-DER Eşbaşkanı Şükran Yakut, "Bu tarihi adım, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yeni bir tarihi aşamayı işaret ediyor. Bu adımın amacı; kalıcı, onurlu bir barışı tesis etmek ve özgürlüğe dayalı demokratik bir toplum inşa etmektir” dedi.
Çağrıdaki ‘Kimliklere saygı, düşünce özgürlüğü, demokratik örgütlenme ve tüm bileşenlerin sosyo-ekonomik ve siyasal gelişimi ancak demokratik toplumsal ve siyasal alanın varlığıyla mümkündür’ önermesine işaret eden Yakut, şunları söyledi: "Biz Kürtler için de durum aynıdır. Zira Kürt halkının mücadelesinin temel amaçlarından biri, diline yönelik her türlü zulmü ortadan kaldırmak, yaşamın her alanında kendi diliyle ve bütün ulusal ve toplumsal değerleriyle özgürce yaşamaktır. Sayın Öcalan da ‘Ana dil meselesi ekmek ve su kadar önemlidir. Ana dilinizi öğrenmezseniz, ana dilinizin eğitimini almazsanız doğru ve güzel düşünemezsiniz, hiçbir şey üretemezsiniz, sanki beyniniz ölmüş gibidir’ diyor."
"Kürtçe bizim en temel, ulusal ve tarihi unsurumuzdur" diye vurgulayan Şükran Yakut, demokratik toplumun inşasının her türlü yasak ve baskıdan uzak olunmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı. Şükran Yakut, Kürtlerin öz yönetim hakkının tanınması ve Kürtçenin statüsünün tanınarak resmi ve eğitim dili olması gerektiğini kaydetti. Kürtçeye yaklaşımın aynı zamanda barışa, özgürlüğe ve demokrasiye yaklaşım olduğunu ifade eden Şükran Yakut, şunları ifade etti: "Elbette Sayın Öcalan'a ve onun barış ve demokratik toplum çağrısına yönelik yaklaşım, Kürt diline yönelik yaklaşımı da yansıtıyor. Sayın Öcalan'ın açıklaması bizim de açıklamamızdır, sonuna kadar yanındayız, gerçekleşmesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Elbette bu tarihi çağrının gerçekleşmesi için her şeyden önce Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derhal kaldırılması, kendisinin özgürce çalışabilmesi ve her türlü teması kurabilmesi için tüm koşulların sağlanması gerekiyor."
İMZACILAR
* Amed Kürt Enstitüsü
* İstanbul Kürt Enstitüsü
* Avesta Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği
* Kürt Dili ve Kültürünü Geliştirme Derneği (KURDÎGEH)
* Botan Dil ve Kültür Araştırma Derneği / Sêrt
* Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Ferat Der) / Semsûr
* Êlih Arî Dil Araştırmaları ve Kültür Derneği / Êlih
* Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) / Amed
* Wan Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği / Erdîş
* Amed Kürt Edebiyat Deneği / Amed
* Birca Belek Dil ve Kültür Derneği / Cizîr
* Ankara Dil Kültür Sanat Derneği (Anka-Der) / Ankara
* Kürtçe Dil Derneği (CUDÎ-DER) / Silopiya
* Dil ve Edebiyat Derneği (MEDYA-DER) / Tetwan
* Kon Dil Kültür ve Sanat Derneği (KON-KULTUR) / Konya
* * *
Halk buluşmalarına devam
Nisêbîn'de "Barış ve Demokratik Toplum" buluşmasında konuşan DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, “Meclis artık adım atmalıdır” dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) halk buluşmaları devam ediyor. Dünkü buluşma merkezlerinden biri de Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesiydi. Toplantıya DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır da katıldı. Bayındır, "Sayın Öcalan sorunu ölüm, çatışma ve savaştan çıkararak, siyasi, politik ve hukuki zeminde çözmeye çalışıyor. Binlerce tutsak yoldaşımız var. Bunların serbest bırakılması için yasal adımların atılması, yasal hazırlıkların yapılması gerekiyor. İktidar yasal olarak üstüne düşeni yapmalıdır. Sayın Öcalan da bu konuda Meclis'i işaret ediyor. Bugüne kadar Meclis üzerine düşeni yapmadı. Bu saatten sonra yapılması gerekenler var. Artık adım atma zamanıdır. Meclis artık adım atmalıdır” diye konuştu.
Wan, Colemêrg'in Gever ilçesi, Agirî, Erzirom merkez, Xinûs (Hınıs) ve Tatos (Tekman) ilçeleri, Riha’nın Pirsûs ilçesi ve Şirnex'te de toplantılar yapıldı.