Ayşe ve Ali gibi ol!

Haberleri —

Teknolojinin ve görsel tasarımın gelişmesiyle birlikte hayatımızdan uzun süredir çıkan Ali ve Ayşe, şimdilerde sosyal medyanın ruhuna bir biçimde adapte olarak geri döndü. Bir anda karşımıza çıkıp, tıpkı küçüklüğümüzdeki gibi akıl öğretiyorlar bize. Birlikte yaşamak için gerekli en temel davranış kurallarına bile boşverilen kentte, "Bakın arkadaşlar! Birbirimizin çocukluğunu biliyoruz. Böyle yapmayabiliriz" diyen bir ses dolaşıyor.

ABD'de başlayan, daha sonra Azerbaycan'da da hızla yayılan "Be like Bill" (Azerbaycan'daki adıyla "Ahmet gibi ol") furyası, Türkiye'den de "Ayşe ve Ali"ye örnek olmuş. Fakat bir farkla: Cinsiyetçi olmayanından... Diğer hallerde yalnızca erkek karakterin adıyla anılan projenin Türkiye'deki halinde "Ayşe ve Ali gibi ol"a dönüşmesi de bu yüzden...

Bazen "Yahu bu kadarı da fazla, bunun için de mi uyarmak gerekiyor insanları!" diyebilirsiniz; ama toplumsallığın nasıl çürütüldüğünü göz önünde bulundurduğunuzda, hak veriyorsunuz.


Ayşe ve Alilerden ikisi...

"Ayşe ve Ali gibi ol" projesinin mimarlarını merak ettik ve onlara birkaç soru sorduk. Öncelikle, isimlerini vermek istemiyorlar; bunun yerine kendilerini şöyle tanıtıyorlar: "Bizler yıllardır bir kadının/erkeğin nasıl olması ve nasıl olmaması gerektiğini ailesinden, okuldan, arkadaş çevreinden ve medyadan öğrenmiş; piyasanın, inançların, devletin ve toplumun dayattığı kadınlık ve erkeklik rollerini kabullenemeyen Ayşe ve Alilerden yalnızca ikisiyiz."

Böyle bir işe girişmenin akıllarına nereden geldiğini sorduğumuzda ise projenin orijinalini hatırlatıp, "Bu akımda, cinsiyetçi ve ırkçı söylemler hakim olmadan biz de bir sayfa kuralım dedik ve kolları sıvadık. Hedefimiz, anaakımlaşarak, kendi söylemimizi ve düşüncelerimizi dolaşıma sokmaktı" diyorlar.


Dayatılandan farklı bir dünya

Peki kimdir Ayşe ve Ali? Şöyle yanıtlıyorlar: "İlkokul kitaplarından tanıdığımız karakterler aslında. Hepimizin çok eski arkadaşları, hatta kendisi... Ancak eğitim müfredatında olduğu gibi büyümedi bu Ayşe ve Aliler ve bugün de okulun öğrettiği gibi yaşamıyorlar. Hatta okulun öğrettiği birçok yanlışı sorgulayarak düzelttiler. Cinsiyetçilik bunlardan sadece bir tanesi... Şimdi bu Ayşe ve Alilerden yalnızca ikisi, başka Ayşe ve Alilere dayatılandan farklı bir dünya anlatıyor."

"Ayşe ve Ali gibi ol" projesiyle, birlikte yaşamı sınırlandıracak davranışlardan kaçınmayı salık verdiklerini ama "Şöyle ol" diye dayatan anlayışa da karşı olduklarını söylüyorlar. "Ama" deyip, devam ediyorlar: "Toplumu çepeçevre sarmış aile, piyasa ve devlet gibi unsurlar, insanlara 'şöyle ol' diye dayatıyor. Bizim bu dayatmaya karşı 'böyle ol/olma' deyişimiz, sistemin dayattığının dışında bir anlam dünyasının varlığından bahseden bir antitez mahiyetinde. Hani siz saldırgan değilsinizdir ama biri size saldırırsa meşru müdafaa hakkınızı kullanırsınız ya... Bizim de 'Ayşe ve Ali gibi ol' diyerek yaptığımız, kişiliğimize yönelik dayatma ve baskılara bir başkaldırıdır."


'Öğrenilmiş çaresizliğe gidiyoruz'

Peki, gerçekten "bunları bile" uyarmak mı gerekiyor? Mesela, "Sinemada telefonu sessize almalısın" bile demek mi gerekiyor insanlara? Şöyle yanıtlıyorlar: "İnsanlar artık tepki göstermeye gerek duymayacak kadar bıkmışlar bu durumdan. Ya da 'ne yapsak boş, kimsenin düzeleceği yok' gibi bir öğrenilmiş çaresizliğe doğru gidiyoruz. Durumumuz pek iç açıcı değil, ama yaşam alanlarımızda bize rahat nefes almayı çok gören bir anlayışa tepki göstermek, artık yeter demenin bir yolu da sosyal medya aracılığı ile sağlanmaya başladı bir şekilde. Elbette tepkisellik sosyal medyada kalmamalı. Ancak şimdilik Ayşe ve Ali bu tepkiselliğin bir aracı oldu. Geçici bir süre de olsa, bir furya ile de birlikte olsa, 'Biz bunu yapmanızdan rahatsızız' demenin bir yolu oldu."


'Mutlak iktidara çelme takıyoruz'

"Ayşe ve Ali gibi ol", kendini tanıtırken cinsiyetçi olmadığını özel olarak belirtiyor. Gerekçesini şöyle anlatıyorlar: "Sosyal medyada furya haline gelen neredeyse her şey, içinde mizah da varsa, cinsiyetçi dil üzerinden yükseliyor. Espriler, şakalar erkekliği yücelten, kadınlığı aşağılayan ve pek çok kişiye 'normal' gelen ifadeleri kullanarak takipçi sağlıyor. Medya nasıl ki eril bir anlayış ile ortaya çıkmış ve kendisini sürdürüyorsa, sosyal medyada da bu durum hakim. İfade özgürlüğü adı altında kadınları aşağılayan dilin yeniden üretimi sosyal medya üzerinden arttıkça, kadınların nefes alma alanları da aynı ölçüde azalıyor. Şiddet, küfür, aşağılama, erkeğin 'mutlak iktidarı' normalleşiyor. Biz aslında bu mutlak iktidara, bir furyaya dahil olmak suretiyle bir çelme takıyoruz. Ve evet bunu cinsiyetçilik karşıtı bir temel üzerinden yükseltiyoruz. Çünkü cinsiyetçilik bir iktidar problemidir. Ve biz günlük yaşam pratikleri içindeki iktidarın sorgulanmasına yönelik paylaşımlar yapıyoruz."

Sadece cinsiyetçilik mi? Bunun yanı sıra, "mülkiyetçi, ırkçı, milliyetçi, şoven, militarist, türcü ve heteroseksist" de olmadıklarını söylüyorlar.

"Ayşe ve Ali gibi ol"u takip etmek isteyenler, Facebook'ta "/aysevealigibiol", Twitter'da "@ayseValigibiol" hesaplarına ulaşabilir.


OSMAN OÐUZ/HABER MERKEZİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.