Barış nedir?

Haberleri —

Ezenle ezilenin buluşması mıdır? Egemen olanın egemenliği altındakini susturması mıdır? İnkar edenle inkar edilenin anlaşması mıdır? Dövenle dövülenin kucaklaşması mıdır? Ağlayanla ağlatanın birlikte gülmesi midir? Savaşan tarafların anlaşarak savaşmaktan vazgeçmesi midir?.. Nedir barış? Barış kimler için gereklidir? Barışı kimler yapar? Türkiye’de devlet zihniyetinin ve dolayısıyla hükümetlerin “Barış“ tanımı devletin ve hükümetlerin dediklerine harfiyen uymaktır. Çünkü devlet ve hükümetler kendilerine göre tanımladıkları, zor kullanarak oluşturdukları yaşam tarzından, etnik ve inançsal kimliklerden başkasını tanımazlar. Mesela hepimiz Türk/İslam olsak “Ne mutlu olurduk!” Ama hepimiz Türk/İslam değiliz. O zaman “Mutlu olma hakkımız yok!”
Hadi diyelim hepimiz Türk/İslam olmaya çalıştık. Olunmaz ya! Olamadıysak da en azından rol yaptık. Sorunlar çözülür mü? Çözülmez! Bu sefer de “Rol yapıyorsunuz. Siz sahtekarsınız!” derler. Ermenilerle, Müslümanların birlikte yaşadığı bir memlekette yaşanmış olay. Doğal olarak Ermeniler kendi dilini, kültürünü ve inancını yaşamak, yaşatmak istiyorlar. Garibanlar çok hakarete ve zulme uğradıklarından haklı olarak bir çözüm aramışlar. Yaşlı bir Ermeni “Müslüman” komşusuna sormuş “Bu zulüm ve hakaretten kurtulmak için ne yapmamız gerekir?” Efendi cevap vermiş; “Çok kolay Müslüman olun!” Bizimki merak ve kaygı dolu! “Nasıl Müslüman olunur? Müslüman olmak için ne yapmamız gerekir?” Efendi; “Bak!” demiş “O da çok kolay. Toplarız cemaati, cemaatin huzurunda kelime-i şahadet getirirsiniz. Olur biter.” Bizimki aklına pek uymasa da olup bitenleri yakınlarına anlatmış ve hep birlikte utana sıkıla söyleneni yapmışlar. Bizimki “Şimdi Müslüman olduk mu?” demiş ve “Evet” cevabını alınca biraz olsun rahatlamış. Lakin gelin görün ki ertesi gün olan olmuş. Ermeni çocukları ile Müslüman çocukları oyun oynarken bir Müslüman çocuğu Ermeni çocuğuna “Pis gavur!” demez mi? Ermeni çocuğu ağlayarak eve gitmiş. Evdekilere durumu anlatmış. Bizimki de olanları duymuş ve Ermenileri toplamış. “Biz bu zulümden kurtulmak istedik değil mi?” demiş. Dinleyenler “Evet.” Demişler. “Çözüm aradık ve Müslümanların en önde gelenlerine sorduk. O da Müslüman olursanız kurtulursunuz dedi. Müslüman olmanın gereğini yaptık!.. Ama olanları görüyorsunuz. Yine bize Pis gavur diyorlar!” Çevresine toplananlar meraklı bakışlarla izleyip ne diyeceğini beklerken bizimki “En doğrusu gelin biz gavurluğumuza devam edelim!” demiş.
Barış insan olmanın farkına varmak ve insan olmaktır. İnsan olduğunun sanan ama insan olmayan o kadar çok ki!!! İnsan olmak, insani değerleri yaşamak ve birlikte yaşadığı insanların insani değerlerine saygı duymak o kadar da kolay değil! Neden mi? Neden olacak eğitimden. Bakınız en milli bakan Milli Eğitim Bakanı “Aslında toplum bu sistemi benimsiyor! 4+4+4 eğitim sistemine karşı çıkanlar PKK’lılar ve laikçiler.” Demiş. “PKK’lılar” dediği Kürt Halkı, “Laikçiler” dediği de Aleviler. Türk/İslamcı eğitim sistemi Türk/İslam dışındaki bütün kimlik, kültür ve inançları inkar etti. İnkarcılık sistematik eğitim sistemi ile nefrete dönüştü. Yaşamımızı kuşatan kutsal “Medya” da ziyadesi ile yardım edince bu ırkçı tablo çıktı ortaya. Biz “Zorunlu Din Dersi” kaldırılsın diyoruz. Ama zorunlu tarih, zorunlu sosyal bilgiler, hatta matematik, fen ve diğer derslerdeki ırkçılık ne olacak?
Biz istediğimiz kadar “Barış” diyelim sistemin eğitim programı, medyası ve devlet yetkilileri inkar, nefret ve şiddet tohumları ekmeye devam ediyor. Zıvanadan çıkmış adamlar her gün devleti kutsamak için kadınları “kurban” ediyor. Kutsal devletin kutsiyeti devam etsin diye her gün asker ve gerillalar ölmeye devam ediyor. Kutsal devletin Türk/İslamcılığı kesintisiz, “İlelebet” devam etsin diye Alevilerin kapıları işaretleniyor. Mukaddes devletin bekası için Başbakanımız tehditlerine devam ediyor, “Bağımsız yargımız” “Cemevi de neymiş? Yok öyle bir şey! Siz Müslümansınız camiye gidin!” diyor.
Dünyada iki büyük örnek vardır ki dünya insanlığı hiç kuşkusuz bunlara saygı duyar ve sever. Mahatma Gandi ve Martin Luther King… İkisi de inkar, nefret ve şiddete karşı barışı sağlamak için ömrünü harcadı. Ama ikisi de silahlı saldırıda öldürüldü!!! Gandi ve Luther King’in “Suçu” “Siz insansınız insanların rengine, haklarına, kimliğine, kültürüne, inancına saygı duyun!” demek ve bu uğurda canı pahasına kimsecikleri incitmeden mücadele etmekti.
Barış insan olmanın farkına varmak ve insan olmaktır. İnsan olmak, doğaya, yaşama, insanların insani değerlerine saygılı olmaktır. Barış, farklılıklara saygı duyarak, benimseyerek bir arada yaşayabilme kültürüdür. Barış, insan olma eylemidir. Ama gerçekleştirilmesi kolay olmayan bir eylemdir!!!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.