Cesur Kürt çocukları

Haberleri —

Nasıl anlatsam bu işgal yarasını size? Zulamda çok derin ve tarifi zor acılar saklıyorum. “Bir güvercin titrekliğinde" ölüm gibi, gözümün önünde hep kurşunlanmış cesetler var. Sokak ortasında cansız bedenlerimiz görüntülerle belgelenmiş ve birçok tarihi arşivlerde yer almış Kürt çocukları. Bazıları çocukça oynarken, bazıları ana kucağında, bazıları da özgürlük yürüyüşünde vurulmuş.

Evet, burası ayrı bir coğrafya, çocukların ateş üzerinde yürüdüğü bir ülke. İşkencecilerin çocuk sevgisi yok. Tıpkı sırtlanların gün ışığını sevmediği gibi. Güzellikleri, özgürlükleri ve cesur çocukları sevmezler. Hep nefret kin ve düşmanlık duyguları besliyorlar. Kürt çocuklarına merhamet, vicdan, sevgi yok. Onlara yönelik sevgileri sahte ve ikiyüzlüdür. Bir çocuğa 13 kurşun sıkıyorlar, havan mermileriyle parçalıyorlar, panzerle eziyorlar. Kimyasal bile kullandıkları oluyor. Uçakla katliam yapacak kadar acizler.
Her çocukla birlikte özgürlük umudu doğuyor gelecek için. Çocukların ilk gülüşü, ilk yürüyüşü ve konuşmasını dikkatle izliyorum. İçinde birazcık sevgi bulunan, onlara eziyet etmez. Çünkü çocuklar, bulundukları yerde bir çekim merkezi olurlar. Dahası ana ve çocuk arasındaki kopmaz bir bağ vardır. Her çocuk ananın bedeninden, ruhundan oluşmuş bir emektir. Onun için annelerin gözünde çocuklar hiç büyümez.
Her ana çocuğuyla hayat bulur ya da hastalanır acı çeker. Ana sevgisi tek gerçek sevgidir; çünkü çıkarsızdır. Bütün analar gibi, Kürt anaları da çocuklarına umutlarını yükleyerek büyütüyor. Kendilerinin yaşamadığı güzellik ve özgürlükleri, çocukları yaşasın diye çaba sarf ediyorlar. Kürt anaları yıllardır ayrı kaldıkları çocuklarını umutla bekliyorlar.
Yüzyıla yakındır Kürt çocukları, işkenceyle, açlıkla, sürgünlerle, zindanlarla yüz yüze kalıyorlar. Taş attıkları için her birine yaşlarının iki-üç katı ceza veriyorlar. Adana’nın Pozantı zindanında onlara taciz ve tecavüzde bulundular. Bu nasıl bir kin, öfke, şiddet ve insanlık dışı uygulamadır? Kendine ben insanım diyen her kişi bu soruları samimi bir cevap vermeli ve her türlü insanlık dışı politikalar teşhir etmeli.
Çocuklara bunu reva görenler, Kürtlerden, intikam aldıklarını mı düşünüyor? Peki ya bu kadar zulüm, hakaret ve özel uygulama belgeleriyle ortada olmasına rağmen sessiz kalanlara ne demek gerekiyor? Bu insanlık dışı yaklaşımlara karşısında hiçbir girişimde bulunmayanlar, bunun bir parçası sayılmazlar mı?
Kürt halkı ve çocukları söz konusu olduğunda birçok insan sessiz kalıyor. En son Diyarbakır’da 19 yaşındaki Şahin Öner panzer altında kaldı ve devlet yetkilileri konuyu çarpıtmak için elbirliğiyle çalıştılar. Bu zulüm karşısında hiç kimse masum kalamaz.
Bir an kendinizi, kurşuna dizilmiş, panzerle ezilerek öldürmüş düşünün, ne hissedeceğinizi merak ediyorum. Kendinizi Kürt anaların babaların yerine koyun ve içten bir empati kurun! Yanlışa yanlış ve zalime de zalim demenin zamanı gelmiştir. Gerçekten onurlu bir barış, eşit kardeşlik istiyorsak, Kürt çocukların haklarına sahip çıkmamız gerekir.

Aliağa 2 Nolu T Tipi Cezaevi

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.