Cezadan daha uzun esaret

Toplamda 8 yılı aşkın bir dönemi cezaevinde geçiren eşi Gülser Yıldırım hakkında kesinleşmiş tek bir gün ceza olmadığını söyleyen Dr. Kamuran Yıldırım, şunları paylaştı:

  • “En son yerel mahkemenin ısrarı sonucu 7 yıl 6 ay cezası verildi ama henüz onaylanmadı. Cezasının tamamını yatsa bile yattığı 8 yıldan azdır. Buna rağmen halen içeride tutuluyor.”

NİHAL BAYRAM / FRANKFURT

Kandıra Cezaevi’nde rehin tutulan HDP eski Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım’ın eşi Dr. Kamuran Yıldırım, bir anne ve iki torun sahibi olan bir anneanne olan eşiyle birlikte direndiklerini söyledi. Dr. Yıldırım, “Çocuklarımız büyürken, evlenirken annelerini göremediler. Şimdi kendi çocukları da anneannelerini göremiyor. Bunun bir kader olmadığını biliyoruz, ödenmesi gereken bir bedel olarak kabul edip mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Mardin Tabipler Odası eski Başkanı ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Pratisyen Hekim Kolu Başkanlığı görevini yürüten Dr. Kamuran Yıldırım, iktidarın tutsakların hayatlarını riske attığını belirtti. Cezaevlerindeki yakınlarıyla tek iletişim imkanlarının telefon olduğunu söyleyen Yıldırım, “Yapılan ilk şey tutsakları tecrit altına almak oldu. Bir tek telefon hakkı var. Ne avukatların ne de bizim hiçbir şekilde ulaşma şansımız var” dedi. Eşinin üç kişilik hücrede tutulduğunu aktaran Dr. Yıldırım şöyle devam etti: “Arkadaşları, yoldaşları ile birlikte kendi imkanlarıyla korunmaya çalışıyorlar. İmkanlar sınırlı. Hastaneye Covid-19’dan dolayı gitme şansları da yok ve bir çoğunun kronik hastalıkları var. Kendi aralarında, koğuşlar arası da görüşmeler artık olmuyor. Yani üç kişi bir koğuşta mutlak tecrit yaşıyorlar. Bu da haliyle ruhsal sıkıntılara neden olabiliyor ama kendi bilinçleri ve politik birikimleri ile buna karşı direniyorlar.”

Toplamda 8 yılı aşkın bir dönemi cezaevinde geçiren eşi Gülser Yıldırım hakkında kesinleşmiş tek bir gün ceza olmadığının  altını çizen Dr. Yıldırım, “En son yerel mahkemenin ısrarı ile hakkında ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla 7 yıl 6 ay cezası verildi ama henüz onaylanmadı. Cezasının tamamını yatsa bile iki dönemdir yattığı 8 yıldan azdır. Buna rağmen halen içeride tutuluyor. Bu zülüm ile 7 Haziran seçimlerinin acısını çıkarıyorlar” şeklinde konuştu.

Hep birlikte direniyoruz

Uluslararası İnsan Hakları Topluluğu’nun (IGFM) 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu eşi Yıldırım şahsında siyasi tutsakların serbest bırakılması için yürüttüğü kampanyaya da işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti: “Özellikle bir anne ve iki torun sahibi olan bir anneanne olarak Gülser’in durumunu dile getirmişler. Gerçekten çocuklarımız büyüyor ve anne hasreti çekiyorlar. Kendileri büyürken anne görmediler, evlenirken anne göremediler. Şimdi kendi çocukları da anneannelerini göremiyor. Çocuklarımızın ellerinden bu hak alınmış. En küçük oğlumuz, Gülser ilk tutuklandığında ortaokuldaydı. Şimdi oğlum Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi. Direniyoruz. Bütün siyasi bilinci olan Kürtlerde olduğu gibi bunun bir kader olmadığını biliyoruz, ödenmesi gereken bir bedel olarak kabul edip bu siyasi tutsaklığı hazmetmeye çalışıyoruz. Mücadelemize sahip çıkmak, onların politik duruşlarının yanında durmakla atlatmaya çalışıyoruz. Bu duygularımızın uluslararası kuruluşlar tarafından görünür olması ve görünür kılınması, gündemleştirilmesi bize büyük bir moral ve güç oldu.”

DEHAP İl Kadın Kollarında 2010’da çalışırken gözaltına alınan ve 2011 seçimlerinde 24. dönem milletvekili seçilen Gülser Yıldırım kamuoyu baskısı sonucu 2014’te tahliye oldu. 7 Haziran ve 2 Kasım 2015 seçimlerinde de vekil seçilen Yıldırım, 4 Kasım 2016’da gerçekleştirilen siyasi soykırım soncu HDP eşbaşkanlarının da aralarında bulunduğu 12 vekille birlikte rehin alındı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.