Ekonominin iki yılını yediler

• Siyasete 'önleyici' darbenin, Türk ekonomisine darbesi de iki yıllık tedbirleri berhava etti. 

Dolar, 19 Mart'ta 42 lirayı zorlarken euro da neredeyse 45 liraya kadar yükseldi. 10 Mart'ta yüzde 8'i aşan değer kaybı yaşayan Borsa İstanbul'da iki kez devre kesme işlemi uygulanmıştı. Borsa 20 Mart'a da negatif açılışla başladı. Altın ise rekor tazeledi; ons altın 3057 dolara kadar yükseldi. Gram altın 3700 liradan işlem gördü.

Merkez Bankası, dövizdeki hareketliliğin ardından 20 Mart'ta açıklama yaptı; TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başlanacağı duyuruldu.

Önde gelen uluslararası yatırım bankalarından JP Morgan, operasyonların ardından Türkiye'nin enflasyon beklentisine dair tahminini değiştirdi; yüzde 27,2'den 29,5'e yükseltti.

Offshore piyasasında TL borçlanmanın maliyeti son iki yılın en yüksek seviyesine çıktı. Offshore vadeli zımni getiri olarak bilinen oranlar, yüzde 38'in biraz altında iken, Perşembe günü sabah saatlerinden yüzde 175 olarak gerçekleşti.

Reuters, "Türkiye'nin ekonomik toparlanma hikayesine olan uluslararası yatırımcı güvenini inşa etmek için iki yıldır sürdürülen sıkı çalışma Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başlıca siyasi rakibinin uzun süredir korkulan gözaltına alınması yüzünden büyük darbe yedi" yorumu yaptı. 

Ekonomi yazarı Alaatin Aktaş, iki yıllık kazanımların boşa gittiğini belirterek, "Enflasyonla iyi kötü mücadele edilme sürecine girilmiş gibi görünürken artık ne yüzde 24’ten söz edilebilir ne de yüzde 34’ten. Yurt dışından borçlanma zorlaşacak, kur artışı borçlu şirketleri zora sokacak" dedi. 

İngiliz Financial Times, soruşturmanın Türkiye ekonomisine olumsuz yansıyacağı yönünde yorumda bulundu. Gazete haberinde, İmamoğlu'na ilişkin gözaltı kararının Türkiye'nin demokrasisine ve hukukun üstünlüğüne yönelik beklentilere gölge düşürdüğüne yer vererek, şunları ekledi: "Gelişmeler, Mehmet Şimşek'in bakanığa getirilmesinden beri elde edilen ekonomik kazanımları tehdit ediyor. Çarşamba günü Türk Lirasının dolar karşısındaki düşüşü, yatırımcıların Cumhurbaşkanı'nın yapısal reformlara olan bağlılığına güvenilemeyeceğinden korktuğunun bir işareti. Pek çok kişi Cumhurbaşkanı'nın ekonomiden ziyade kendi siyasi geleceğiyle ilgilendiğinden endişe ediyor."