Erken seçim ve değişim kaçınılmaz

Özgür Özel
- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, artık bu sürecin bütün aciliyetiyle, adayıyla, niyetiyle, kararlılığıyla, motivasyonuyla, sokaklardaki milyonlarıyla bir erken seçimi ve bundan sonra bu ülkedeki değişimin yapılmasını kaçınılmaz kıldığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin bugün İstanbul Beşiktaş'ta yapılan Grup Toplantısı'nda konuştu. Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere birçok ismin gözaltına alınmasıyla başlayan süreçte, İstanbul’dan ayrılmamıştı. Özel, sabah saatlerinde de Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İmamoğlu'nu ziyaret etmişti. Ardından saat 14.00 sıralarında Beşiktaş'ta kürsüye çıkan Özgür Özel, partililere hitap etti. Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Devleti de karşısına almış
"Bugün 19 Mart başarısız darbe girişimine karşı direnişimizin tam 7. günündeyiz. 7 gündür Türkiye kumpasa karşı meydanlarda, sokaklarda itiraz ediyor. Milyonlar tepkisini gösteriyor. Meydanlarda toplanıyoruz ama miting yapmıyoruz. Bir darbeye karşı direniyoruz ve direnme hakkımızı kullanıyoruz. Karşımızda kendi siyasi çıkarları için Türkiye'nin geleceğine ihanet eden bir avuç insan var, çünkü arkalarında halk yok, millet yok, devletin tamamı da yok. Devleti de karşısına almış, milleti kaybetmiş bir iktidarla karşı karşıyayız.
Organize kötülüğü biliyorduk
19 Mart gününe giderken hepimiz biliyorduk bir organize kötülükle karşı karşıya olduğumuzu. Bu organize kötülük aslında 19 Mart gününü 'Diploma iptal edecekler' şeklinde işaret ediyordu. O gün diploma iptalini İstanbul Üniversitesi'nin İşletme Fakültesi'nden bekliyorlardı. Dekanını istifa ettirdikleri ama ikna edemedikleri fakültenin yerine üniversite yönetim kurulunu toplayıp oradan diplomayı iptal ettirdiler.
Hesaba katamadılar
Sabah gözlerimizi bir açtık, bu sefer hem terör soruşturması hem de yolsuzluk soruşturması açtılar. Birkaç gizli tanık bulup yalancı şahitliklerle Ekrem Başkan'ı karalamaya, esas olarak seçilemedikleri bir belediyeye bir kayyum atamak suretiyle çökmeye niyetlendiler. 19 Mart darbe girişimi de seçilmiş İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı'na karşı, onu yenememiş, hazımsız bir darbecinin atadığı bir kayyumı getirmek içindi. Hesaba katamadıkları on milyonlara, İstanbul'un iradesine sahip çıktıkları ve darbeyi püskürttükleri için yürekten teşekkür ediyoruz.
'Kent Uzlaşısı'nı reddetmedi
Bir diğer meselemiz, terör suçlaması. Üzerine basa basa söyledikleri bir şey var; CHP, DEM Parti ile 'Kent Uzlaşısı' yaptı. 'Kent Uzlaşısı', DEM Parti'nin bir tanımlamasıdır. Reddettiğim için değil, doğrusunu herkes bilsin diye söylüyorum. Biz ittifak yapmak için bütün partilere gittik, baktık. Bu süreçte DEM Parti, CHP'nin bazı adaylarının olduğu yerlerde aday göstermeyerek destekledi. Onların adayı olmayan yerde onların seçmenlerinin CHP'ye oy verdiğini bilmeyen de yok, bundan utanan da yok. Bunun ne utanılacak ne saklanılacak bir tarafı var. Bizim tanımlamamız; Türkiye İttifakı, İstanbul İttifakı, Şişli İttifakı. İstanbul'da resmi yazım var, ilçe başkanlarına yollamışım. Soruşturma dosyalarına mutlaka konmalı, mutlaka mahkemelere gösterilmeli. Resmi yazımız var. Biz siyasi ittifaklar yapamadık. Yukarıda anlaşamadık ama biz sandıkta ittifak yapacağız. Bunu yapmak için listelere konmak üzere genel merkez düzeyinde AK Parti, MHP, İyi Parti ve DEM Parti'de geçmişte siyaset yapmış ya da camialarında iyi bilinen, dürüst, temiz, oy getirebilecek isimler listelerinize dahil edilebilir. Buna itiraz etmeyin.
Erken seçim mesajı
Ocak ayı boyunca yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi'ne değil toplumun tüm kesimlerine, akademisyenlere, tek tek sayamıyorum, gazetecilere ve tüm partilerden çeşitli figürlere saldırılar başladı. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme kararı alarak bu saldırıların, daraltılan bu çemberin, hedefin teker teker nereye yürüdüklerini gördük ve dedik ki; teslim olmayacağız, ayağa kalkacağız. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyip erken seçim talebimizi yenileyeceğiz. Bunun üzerine 10 Şubat'ta kurultayımız hakkında, 11 Şubat'ta CHP'li belediyelerin 'Kent Uzlaşısı' operasyonuyla soruşturmalar başlatıldı. Ekrem Başkan ön seçime girmek için evrak teslim etti, ertesi gün 22 Şubat'ta diploması hakkında soruşturma açıldı. 27 Şubat'ta Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'e, 3 Mart'ta İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik'e, 4 Mart'ta İstanbul İl Kongremiz hakkında soruşturma açıldı. 10 Mart'ta Ekrem Başkan'ın çalışma arkadaşlarının mal varlığına tedbir kondu. 12 Mart'ta Ataşehir, Şişli, Sarıyer, Maltepe belediyelerimizin eski başkan ve yöneticilerine operasyonlar yapıldı. 18 Mart akşam saatlerinde diploma iptal edildi. 19 Mart planı devreye sokuldu.
Sabahın köründe 20 araçlık ekiple İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Murat Çalık'a, Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan'a saldırılarda bulunuldu ve bütün amaçları 23 Mart tarihinde yapacağımız ön seçime, bir çırpıda okudum, bütün her şey, bunların bizim artık oyumuzu yerelde 38'den 48'e çıkarmamız, Ekrem Başkan'ın Tayyip Erdoğan'ı her şartta yeniyor oluşu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin yerel yönetimleriyle, genel merkeziyle kenetlenerek bu iktidarı değiştiriyor oluşu, 1977'den beri tam 48 yıl sonra ilk kez birinci parti oluşu ve iktidara yürüyüşünü engellemek için onlar bu saldırıları yaptılar. Biz de buna karşı ön seçim sürecimizi başlattık ve aynı noktada buluştuk, görüyorsunuz.
İmamoğlu milletimize emanet
Biz ön seçimi 23 Mart değil, 30 Mart desek, 30 Mart'a yetişecekler. Bir hafta önce desek o güne yetişecekler. Saatleri dört gün öncesine kurmuşlar. 23'ünde var, 19'u sabah 6.20. Tam 23'ünde oy kullanma saatinin olduğu yere denk getirip adayımızı alıp, 'Bunun diploması yok. Siz, bunun diploması yok. Zaten aday olamaz. 5 tane dava orada. Şimdi de gözaltında. Televizyonu açacağız, Ekrem İmamoğlu mahkeme önünde.' Ön seçim mi olur kardeşim? Ne seçimi? Başka aday yok. Diploması yok. Başka aday yok, 5 tane davası var. Bak aldılar götürdüler. Bugün de tutukladılar, hapse koydular. O yüzden sabahın erken saati. Böyle bir hesap yaptılar. Böyle bir hesabın sonucu bu takvim. Biz hızlanıyoruz, onlar hızlanıyor. Artık Ekrem İmamoğlu Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı aday adayı değil, milletimize emanet bir Cumhurbaşkanı adayıdır. Hadi bakalım, dedik.
Önce bizim bileğimiz
Bunu söylediğimiz gün 19 Mart öğle saatleriydi. Akşam Saraçhane'ye çağırdık, 155 bin kişi geldi. Öbür akşam, ikinci gün 200 bin kişi geldi. Üçüncü gün 550 bin kişiyle Türkiye'yi 'Bir sandık bize emanet ama dayanışma sandığı size emanet' dedik ve demiştik ki üyelerimize: 'Gel, seç, tarihe geç.' Ne oldu biliyor musunuz? Bakın arkamda bildiğiniz Cumhuriyet Halk Partililer yok. Cumhuriyet Halk Partililerin koluna girdiği, izah ettiği, teşvik ettiği 15,5 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var. Geldiler, seçtiler ve tarihe geçtiler.
Tuzak ve kumpasla olmuyor
Tayyip Bey, siyaset öyle öyle tasarlamakla, planlamakla, tuzak kurmakla, kumpas kurmakla, hendek kazmakla, çalışan belediye arabasının tekerine çomak sokmakla, yürüyen merdivene taş sokmakla, belediye otobüsünü kiralayıp 'Reklam filmi çekiyoruz' diye arkasını yakmakla, Ekrem Başkanıma kötülük yapmakla değil, yürekle yapılır kardeşim. Bu adamda yürek var. Bu adamda bükemeyeceğin bir bilek var. Onun bileğini bükmek için önce bizim bileğimizi bükeceksin. Onun sırtını yere getirmek için önce bu Türk milletine diz çöktüreceksin. Yok öyle yağma. Yok öyle yağma.
Erken seçim zorunlu
İşte artık bu süreç, artık bu süreç bütün aciliyetiyle, adayıyla, niyetiyle, kararlılığıyla, motivasyonuyla, sokaklardaki milyonlarıyla bir erken seçimi ve bundan sonra bu ülkedeki değişimin yapılmasını kaçınılmaz kılıyor. Bunun için tabii ki serbest, sakin, doğru, dürüst asla davranmayacaklar. Bu süreci lekelemek için nelere kalkıştılar? Daha ilk başta ön seçim dediğimizde takvime uygun değil. Tüzüğünüzde yok. Tek adayla olmaz. Katılım düşük olur. O olur bu olur. Millet 15,5 milyon kişi sandık başına koyana kadar her şeyi uydurdular. Şimdi dut yemiş bülbüle döndüler. Bu sefer Ekrem İmamoğlu'nun 15,5 milyonu arkasına geçiren pazar gününe kadar sürdürdüğümüz ve şimdi de devam ettirdiğimiz Saraçhane'deki toplantıları, büyük buluşmaları, öyle miting falan değil. Demokrasiye sahip çıkma eylemimizi lekelemeye çalışıyorlar.
Saraçhane'yi savunacağız
Saraçhane'yi, İstanbul'un iradesini savunacağız. Günü gelince nasıl 5 gündür 6 gündür sokakları ve meydanları bütün yasaklara rağmen geri aldıysak o gün gelecek Taksim'i de yüz binler, milyonlar hep birlikte geri alacağız. Yarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan vekilini seçecek. Biz de İBB'yi başkan vekiline emanet ederek daha sonra bambaşka, herhalde ilk ziyareti de gelenekselleşmiş şekilde Ekrem Başkanımızın memleketinde, Ekrem Başkanımızın ilçesinde, Murat Çalık Başkanımızın büyük bir heyecanla hazırladığı geleneksel iftarı için Kadir Gecesi'nde Beylikdüzü'nde olacağız. Bu akşam Ekrem Başkanımız bütün İstanbulluları, İstanbul'u sevenleri ve İstanbul'u koruyanları hep birlikte bir kez daha Saraçhane'ye, 7. günde, 7. günde dünya tarihine aynı meydanda, aynı saatte ara vermeksizin 7 gün üst üste aynı direnişi aynı kararlılıkla göstermek için davet ediyor. Öncesinde gençlerimizi, polislerimizi ve demokratik, barışçıl tepki göstermeye gelen herkesi Ekrem Başkanımızın iftar sofrasına davet ediyoruz." İSTANBUL