Ferik, İrkutsk’ta Kürt bir Bolşevik
Kültür/Sanat Haberleri —
Dr. İsmet Konak, Êzîdî Kürt devrimci şair Ferik Polatbekov’un hayatını, Bolşevik Devrimi’ne katılımını ve Rus İç Savaşı’nda yer alan Kürtleri gazetemize anlattı:
- Ferik Polatbekov, 21 yıllık ömrüne neler sığdırmadı ki! Şiirler yazdı, makaleler kaleme aldı, Çarlık otokrasisine karşı mücadele etti, Sibirya Sovyet Cumhuriyeti’nde halk komiserliği yaptı ve Rus İç Savaşı’na katıldı… Ferik için hayat tam bir “fait accompli (oldu bitti)” idi.
- Ferik dışında, Kurdistan kamuoyu tarafından yakından tanınan Erebê Şemo da Bolşeviklere yardım etti. Kızıl Kürdistanlı, Sultanov ailesine mensup Cengiz Yıldırım da. Hiç şüphesiz Ekim Devrimi’ni bir “muhatara” olarak gören Kürtler de vardı. Mesela Egit Bey, Cihangir Ağa ve Sadık Paşa…
FELEKXAN SERHAT
“Hayatın ilk baharının çalan şarkısıdır gençlik!/Kızgın bir güneştir uzak maviliklerde!/Şevk, mutluluk ve fırtına/Gençlik, ah gençliğim benim!” Ferik Polatbekov, ‘Gençlik’ şiirini yazdığında henüz 18 yaşındaydı. Kars’tan İrkutsk’a uzanan hikayesi, kısacak ömrüne sığdırdığı devrim mücadelesi ve ardından bıraktığı 200’e yakın şiir, ‘Ferik veya Fyodor kimdir?’ merakını uyandırıyor.
Dr. İsmet Konak, üç yıl önce Ferik’in 10 şiirini ilk kez Türkçeye çevirdi. Geçtiğimiz Haziran’da çıkan “Ferik Polatbekov: Hayatı ve Şiirleri” adlı kitabında ise hem Ferik’in hayatını derli toplu bir şekilde kaleme aldı hem de 21 şiirini okurla buluşturdu. Bolşevik-Kürt şairin hayatını, Bolşevik Devrimi’ne katılımını, ölümünü ve Rus İç Savaşı’na katılan Kürtleri Dr. İsmet Konak’la konuştuk.
“Ferik Polatbekov: Hayatı ve Şiirleri” adlı son kitabınızla Êzîdî bir Kürt gencin hikâyesini okurla buluşturdunuz. Ferik kimdir?
Ferik’i okuyucuyla buluşturmak benim için büyük bir kıvanç. Dünyalar nerdeyse benim oldu. Yeni bir belgeye, anıya ve biyografiye ulaştığınızda adeta bir “meserret taşkınlığı” yaşıyorsunuz. Tıpkı hazineciler gibi. Onlardaki maddi, tarihçideki ise manevi mutluluk. Bilinmeyenleri ortaya çıkarmaya çalışmak, benim için artık bir “raison d’etreye” dönüştü.
Ferik Polatbekov’e dönersek, Rusça tevatürde geçen adıyla Fyodor Lıtkin, 1897 yılında İrkutsk guberniyası sınırları içinde bulunan Tulun kentine bağlı Nikolsk beldesinde dünyaya geldi. Şüphesiz İrkutsk, Çarlık Rusya’ya tabiydi. Êzîdî-Kürt olan babası Egit Polatbek ise Karslıdır. Kars oblastı Digor uçastoku Harabe (Xerebe) Digor köyündendir.
Bilindiği üzere bu dönemde Kars da Çarlık Rusyası’na bağlıydı. Çeşitli şayialara göre Egit, 1890 yılında Gülizar adında bir kadını kaçırırken kazara kız kardeşi Gevez’i öldürür. Artık onun için yol gözükür; İrkutsk’a sürgün edilir. Biraz “fatalist” yaklaşırsak, belki bu sürgün hayırlı olur. Zira Egit, İrkutsk’ta Anna Kartaşova adlı bir Rus kadına abayı yakar ve ondan 4 çocuğu olur. Bu çocuklardan Nurê ve Ferik, Sovyet-Kürt tarihinin belki de en mümtaz portreleri arasına girer. Nurê, Sovyetler Birliği’nde yüksek öğrenim gören ilk Kürt kadınlarından biridir. Bu bağlamda kendisi benim nazarımda adeta bir “prima donnadır.” Ferik de bir o kadar önemli bir şahsiyettir. 21 yıllık ömrüne neler sığdırmadı ki! Şiirler yazdı, makaleler kaleme aldı, Çarlık otokrasisine karşı mücadele etti, Sibirya Sovyet Cumhuriyeti’nde halk komiserliği yaptı, Rus İç Savaşı’na katıldı ve en sonunda Kasım 1918’de karşı-devrimciler tarafından katledildi. Eğer bana 21 yaşındayken “halk komiserliği” yapacaksın deselerdi, “komiserlik oyunu mu oynayacağız?” diye cevap verirdim her halde. Ferik için hayat tam bir “fait accompli” (oldu bitti) idi.
3 yıl önce 10 şiirini ilk kez Türkçeye çevirdiniz. Bu kez hem hayatını hem de şiirlerini aynı kitapta topladınız. Sizi Ferik’i yazmaya götüren nedenler nelerdi? Biraz o süreçten bahsedebilir misiniz?
Ferik Polatbekov ismiyle ilk defa 2012 yılında tanıştım. O zamanlar İstanbul Üniversitesi’nde doktora yapıyordum. Bir gün Eminönü’nde “Kürt Tarihi dergisinin yeni çıkan sayısını alıp okuyayım” dedim. Dergide ilk gözüme çarpan Rohat Alakom ve Candan Badem’in ortak yazdığı bir makaleydi. Makale Ferik Polatbekov’un yaşam serüvenini formüle ediyordu. O makale Ferik’e giden bir maymuncuk anahtarıydı. “21 yıla yaklaşık 200 şiir sığdırmış bu genç sosyalist şairi mutlaka araştırmalıyım” dedim. Asıl hazine bir başka küpün içindeydi. Ama o küpe ulaşmak biraz zahmetliydi. Ya Rusya ya da Ermenistan’a gitmeliydim. Sonraki süreçte doktora çalışmasına yoğunlaştım ve Ferik konusunu uzun bir süre derin dondurucuda tutmak zorunda kaldım. 2020 yılında Erivan’a gittim ve Erivan Devlet Üniversitesi kütüphanesinde V.V. Riyabikov’un “Fyodor Lıtkin (1897-1918)” adlı eserine ulaştım. Ferik’le birlikte Sibirya Sovyet Cumhuriyeti’nde çalışan Riyabikov Nurê, Ferik’in eşi Olga Butina ve Kürt dilbilimci Heciyê Cindî’den malumat almış ve değerli bir çalışma hazırlamıştı. Bu çalışmada ekseriyette Ferik’in devrimle ilgili şiirleri mevcuttur. 3 yıl önce o şiirlerin bir kısmını okuyucu için tercüme etmiştim. Aslında onlar sadece bir “uvertürdü”. Perde henüz açılmamıştı. Sonraki süreçte araştırmalarım devam etti, yeni şiirlerine ulaştım ve biyografisini biraz daha zenginleştirerek kitap haline dönüştürme ihtiyacı duydum. Önümüzdeki süreçte Olga Butina için yazdığı aşk şiirleri ve gençlik şiirlerini de ayrı bir kitap olarak bastırmayı düşünüyorum.
Acaba Ferik’in ailesi veya torunları şu an nerede? Kitabı hazırlarken ailesi ile görüşme imkânınız oldu mu?
Bildiğim kadarıyla Ferik’in torunları Moskova’da yaşamaktadır. Onlarla yakın temas kurma şansım olmadı. Bir gün onlarla da fikir teatisinde bulunmak isterim. Eminim ki yeni bilgilere ulaşma şansım olacaktır. Özellikle Nurê ile ilgili geniş bir malûmata ihtiyacım var. Onun hayat hikâyesi bir hayli muğlak ve kıymetlidir.
Ferik, Bolşevik Devrimi’ne nasıl katıldı, hangi cephelerde ve kime karşı savaştı? Acaba savaş günleri nasıl geçmişti?
Ferik’in Bolşeviklerle tanışıklığı, İrkutsk gimnazyumundaki lise yıllarına kadar uzanmaktadır. O sırada bir sosyalist derneğe üye olur. Derneğin başında Bolşevik P. Parnyakov bulunmaktaydı. Derneğin bir de “Naşa Rabota” isimli yayın organı vardı. Ferik bu gazeteye ara ara “Polatbek” mahlasıyla şiirler yazar. Daha sonra Birinci Paylaşım Savaşı patlak verir, tazyik altında kalan Ferik liseyi Yeniseysk gimnazyumunda devam ettirmek zorunda kalır. Burada da Bolşevik A. Perenson’un “rahle-i tedrisine” girer. Onun sayesinde Lenin ve diğer Bolşevik teorisyenleri tanımaya başlar. Yeniseysk’teyken Şubat 1917 Devrimi gerçekleşir. İlk günler devrime temayül eder ve Pod Znamenem Revolyutsii (Devrim Bayrağı Altında) adlı gazetede coşku dolu şiirler yazar. Bu gazetenin genel yayın yönetmenliği de üstlenen Ferik, kaleme aldığı makalelerde monarşiyi tenkit eder. Bir süre sonra anlaşılır ki Şubat Devrimi özünde burjuvazinin veya mülk sınıfın çıkarını korumaktadır. Bu yüzden Bolşevikler, sosyalist devrime geçilmesi için mücadele etmeye başlar. Kararlı mücadele sonucunda 25 Ekim (7 Kasım) 1917’de sosyalist devrim hâsıl olur. Bu devrim adeta “kokuşmuş tavuk kümesini deviren bir yer sarsıntısı” gibiydi. Bu sarsıntı hiç şüphesiz Ferik’i de derinden etkilemişti. Bu esnada Tomsk’ta üniversite okuyan Ferik, devrim haberini birçok yere ulaştırmış ve kitle karşısında ateşli konuşmalar yapmıştı. Bir süre sonra Tomsk Sovyeti’nde basın işleri halk komiserliği görevini dahi yürütmüştü. Bu sovyetin yayın organı Znamya Revolyutsii (Devrim Bayrağı) gazetesinde Ekim Devrimi’ni öven şiir ve yazıları yayımlanmıştı.
Aralık 1917’den itibaren Sovyet Rusya’da iç atmosfer değişmeye başlar. Devrimi karşıtı cenah, elinde “bıçkı” ile devrimcileri tehdit etmekteydi. Diğer sol-sosyalist fraksiyonlar (Menşevikler, Anarşistler, Sosyalist-Devrimciler vb.) da monarşi ve burjuvazinin gemisinde kürek çeken birer “forsaya” dönüşmüşlerdi. Yaklaşık 5 yıl süren Rus İç Savaşı Ferik’in memleketi İrkutsk’a kadar sirayet etmişti. Bu yüzden Ferik, Tomsk’tan İrkutsk’a geçmek zorunda kalmıştı. İrkutsk’ta artık daha ciddi bir siyasi arenada boy göstermişti. Büyük sorumluluklar verilmişti kendisine. Hem Sibirya Sovyet Cumhuriyeti’nde sovyet idaresi halk komiserliği yapıyordu hem de sovyet idaresinin işleyişi ile ilgili kanunların hazırlanmasına öncülük ediyordu. Bu payeler onun adına aslında bir “salto mortale” idi. Yani ölümcül bir takla atmıştı. Zira birkaç ay sonra İrkutsk’ta Çekoslovak ve Beyazların başlattığı karşı-devrimci saldırı onun yazgısını tayin etmişti.
21 yaşında öldürüldü… Nasıl ve nerede?
Çekoslovak Lejyonu antlaşma gereği Vladivostok üzerinden Amerika’ya ve oradan da Avrupa’nın batısına geçmeliydi. Ancak antlaşma ihlal edilmiş, lejyon ve Beyaz birlikler Mayıs 1918’de Kızıl Ordu’ya karşı saldırıya geçmişti. Ferik ve arkadaşları isyanı bastırmak için Sibirya Yüksek Komutası’nı teşkil etmişti. Ancak 5 bin kişilik Kızıl Ordu, isyan karşısında başarısız olmuş ve İrkutsk’u karşı-devrimcilere terk etmek zorunda kalmıştı. Akabinde çatışmalar Sibirya’nın büyük bölümüne yayılmıştı. Nitekim 22 Kasım 1918 tarihinde Yakutistan’ın Olekminsk kenti kırsalında Ferik’in içinde bulunduğu bir çadır, Beyaz birlikler tarafından ablukaya alınmış ve Bolşevik şair 21 yaşında katledilmişti. Ferik, “Geri Döner Miyim?” adlı şiirinde adeta akıbetiyle ilgili bir kehanette bulunmuştu:
Ve uzak Sibirya'nın karları içinde,
Issız taygalarda,
Kederle sonlandıracağım hazin dolu yolculuğumu,
Ve beni unutacak herkes.
Rus İç Savaşı’nda Ferik dışında Beyazlara veya karşı-devrimcilere karşı savaşan başka Kürt var mıydı?
Rus İç Savaşı, temelinde bir “sınıf savaşıydı”. Karl Marx diyordu ya “devrimi halklar değil, sınıflar yapar” diye. Devrimin bir parçası olan bu savaşı da ekseriyette halklar değil, sınıflar yapıyordu. Bu manada Marx’ın o tespiti belli ölçüde doğruydu. Kürtlerin de mülk sahibi sınıfı genel anlamda bu savaşta Bolşevik karşıtı cepheydi. Ezilen veya yoksullaştırılmış tabaka ise devrime sempati duymaktaydı. Bu anlamda Ferik dışında birkaç şahsiyet daha Bolşeviklere yardım etmişti. Mesela Erebê Şemo onlardan biriydi. Şemo zaten Kürdistan kamuoyu tarafından yakından bilinen bir portre. O da Karslıydı. Henüz 1916 yılında Erzurum’da demiryolu inşaatında tercüman olarak çalışırken Bolşeviklerle tanışır. 1917 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Bolşevik kanadına üye olur. İç Savaş’ta özellikle Kuzey Kafkasya ve Azerbaycan taraflarında Bolşeviklere önemli bir destekte bulunur.
Şemo’nun yanı sıra bahsedilmesi gereken figürlerden biri de Kızıl Kürdistanlı Cengiz Yıldırım’dır. Rusya ve Azerbaycan’da daha çok Çingiz İldırım olarak bilinmektedir. 1890 yılında Gubatlı/Kubatlı’da dünyaya gelen Yıldırım, Kafkasya’nın aristokrat Kürt ailelerinden Sultanov ailesine mensuptu. Bu bağlamda “sınıf savaşımı” kategorisinin dışında kalan şahsiyetlerden biriydi. Lakin istisnalar, kaideyi bozmaz. Petrograd’da 1916 yılında metalürji mühendisi olarak mezun olan Yıldırım, sonraki birkaç yıl içinde Bolşevizme temayül etmişti. Hatta 1917 Ekim Devrimi’ne Petrograd’da direkt katılmıştı. Yine İç Savaş’ta Müslüman kitleyi örgütlemiş ve İldırımiyye adlı bir Müslüman bölük teşkil etmişti. Bu bölük bilhassa Doğu Cephesi’nde Kızıl Ordu’ya destek vermişti. Yıldırım sonraki süreçte hem Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde görev almış hem de Kızıl Kürdistan’ın inşasında önemli bir rol oynamıştı.
Hiç şüphesiz Ekim Devrimi’ni bir “muhatara” olarak gören Kürtler de vardı. Mesela Egit Bey, Cihangir Ağa ve Sadık Paşa gibi egemen sınıfı temsil eden figürler, Bolşeviklere destek vermemişti.
Ermenistan’da bir köye Ferik’in adının verildiği söyleniyor. Bu konuda bilginiz var mı?
Evet, Ermenistan’da Armavir kentine bağlı Kurokend köyü “Ferik” olarak değiştirildi. Köyün tamamı Êzîdî-Kürtlerden müteşekkildir. Soydaşları Ferik Polatbekov’un ismini bir şekilde yaşatmaktadır. Bu köyle ilgili “Sosyalist Kürtler: Devrim, İnşa, Sürgün” adlı çalışmamda az da olsa bilgi vermekteyim. Köyün aşiret yapısıyla ilgili Tatyana Aristova’nın “Güney Kafkasya Kürtleri” adlı çalışmasına da göz atılabilir. Tabii Ferik’in ismi sadece Ermenistan’da değil, aslında doğduğu yer İrkutsk’ta da yaşatılmaktadır. Mesela adı bir caddeye verilmiştir. Kuşkusuz Rusya’da daha çok “Fyodor Lıtkin” olarak geçmektedir. Yeni nesil değil de Sovyetler Birliği döneminde doğan İrkutsklular Ferik’in adını, mücadelesini ve edebi kişiliğini yakından bilirler.