Gemi su aldı farelerin kaçma zamanı

Haberleri —


Biliniyor gemi su almaya başlarsa, ilk terk edenler hep fareler olduğu söylenir. Fareler dibe yakın olduklarında ilk tehlikeyi onlar alır. Nitekim gemi su aldığında ilk onlar terk eder. 

Erdoğan’ın amiral gemisi oraya buraya çarpa çarpa ilerlediğini sanırken, güvertede oluşan büyük deliklerden dolayı gemi yavaş ama emin bir şekilde suya doğru dalışa geçmiştir. İfade edildiği gibi bu suya inişi daha doğrusu suya batışı ilk fark edenler farelerdir. Ve farelerin güverteyi terk edişleri şimdiden başlamıştır. Nitekim şimdiden gemiyi terk etme arayışları başlamıştır. 

Bugüne kadar Erdoğan’a dayanarak ayakta kalan epey çevre oldu. Epey ensesi kalınlaşan da. Ceplerini doldurmanın yanı sıra bir de bir şekilde yıldızı parlayan da. 

Erdoğan bugüne kadar bir şekilde amiral gemisini getirdi. Hem de kimilerine göre başarıyla da. Onca zorluk ve onca markaja alınmaya rağmen Erdoğan büyük bir ustalık göstererek- usta, reis demeler belki de buradan ileri gelir- ayakta hem kalmış, hem de onu zorlayan, markaja alanları ters köşe yaparak, yere sermiştir. 

Evet, bir şekilde bir yolunu Erdoğan hep bulmuştur. Bulmanın da ötesinde onu zorlayanlar, “beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” diye tanımladıkları en yakın arkadaşları da olsa, ona sunacakları yararlar ve katkılar bittiğinde ise şutlayarak sahanın dışına, yani yedek kulübesine oradan da kimsenin ismini duymayacağı yere yere yollamiştir. Yeniden bir şekilde ismi zikredilmeye başlanmış ise orası da kesinlikle mahkeme salonlarında yargı karşısında ifade verirken… 

Böyle olan bir Erdoğan’dan doğası gereği nemalanmak isteyenler çok olmuştur. Nemalanmak demek aynı zamanda dalkavukluk anlamına da geldiğinde, Erdoğan’ın etrafı dalkavuklarla dolmuştu. Bir nevi ilişen ilişene… Bu ilişme yükseliş süreçlerinde; kimliksiz, kişiliksiz ve renksiz kişiliklerin takındığı bir özellik ve karakterdir. 

Ancak artık Erdoğan’ın amiral gemisi su almıştır. İniş daha doğrusu batış başlamıştır. Onlarca maharete sahip olan Erdoğan bu kez geminin dümeni kaybetmektedir. Gemi bir yerde delinmemiştir, onlarca yerde hatta kimi yerde yarıklar o kadar geniştir ki, yamalamak mümkün olmamaktadır. Hep bir şekilde bir yolunu bulup su üstünde yağ misali kalan Erdoğan ilk kez kimyası bozulmuştur. 

Dikkat edelim, elini nereye atıyorsa orada iki ucu b… değnek misali eline yapışmakta, koku salmakta, koku saldıkça da dengesini kaybederek kendinden geçmektedir. Böyle olan bir Erdoğan’ın manevra sahası kalmamıştır. Kankaları onu yarı yolda bırakmakta hatta onu terörizme destek sunmakla suçlamaktadırlar. Siz bakmayın Katar’ın; Hamas’ı, İhvanı Musliminleri, Talaban’ı, El Kaide’yi, El Nusra’yı ve diğer terör örgütlerini desteklemekle suçlanmasını. Katar bahane, Erdoğan şahane. Esas mesele Erdoğan. Erdoğan’ın rabia işareti çuvala sığmayacak kadar açıkta durmaktadır. Öyle ki, aylarca takla atıp görüşmek istediği Trump’ın dış ilişkiler bakanı bile, Erdoğan’ın kabinesinde İhvancıların olduğunu söylemiştir. Dahası, Erdoğan’a büyük bir siyaset çevresi İhvan’ın lideri olduğunu, en azında Türkiye’deki İhvan’ın baş sorumlusu olduğunu iddia etmektedir. Hamas’ın bir numaralı kankası olduğunu söylemeye bile gerek yoktur. 

Evet, gemi artık su alıyor. Sağlam ve emin bir şekilde batıyor. Bu kez cambazlık ile sihir oyunları Erdoğan’ı kurtarmaya yetmeyecektir. Bugüne kadar Erdoğan terörünü finanse eden Suudiler bile Sünni Erdoğan’a karşı rahatsızlık duyuyorlarsa, orada geminin ne halde olduğu kendiliğinden görülmeye yeter de artar da. 

Bu yeni bir durumdur. Batış durumudur. Bunun için gemi terk edilmeye başlanmıştır. Terk edenler ise bilinen fare-sıçan soyundan-pislikten beslenenlerdir. Ve terk ediş daha da artarak sürecektir. 

Böyle anlarda Erdoğan gibi tiplerin yapacakları elbette vardır; birincisi gemiden atlayarak can simidine sarılmaktır. Ancak bu kadar kötülük ve insanlık suçu işlemiş bir kişi can simidine sarılarak kendini kurtarabilir mi? Zor. Bu dünyada Lahey denilen bir yer var. Gemiden atlar atlamaz Lahey onu bekleyecektir. 

Bir de başka bir yol vardır, o da; Titanik’teki orkestra gurubunun gemi batarken hem kendilerine hem de dostlarına moral vermek için çaldıkları dinletidir. Yani Erdoğan’ın pılını pırtını toplayarak kendisine gidecek bir yol bularak tüymesidir. 

Ve tabi bir de başka bir yol vardır, kanlı olan, tehlikeli olan. Şimdilerde Erdoğan’ın denemek istediği. Bunun için gemiyi şimdilik terk etmeyecek. Sonuna kadar geminin deliklerini kapatmakla uğraşacak, yamalayarak bir şekilde gemiyi suyun üzerinde tutmaya çalışacaktır. Ancak belirttik, yarıklar çok büyük, nafile, gemi mutlaka batacak. İşte Erdoğan’ın onca faşizanca saldırısı bundan, ezmek istemesi bundan, tahammülsüzlüğü bundan ve ağzının köpüklenmesi de bundan. 

Erdoğan ve kankaları istedikleri kadar akıntıya karşı kürek çeksinler, bir gerçek vardır o da; artık gemi su almıştır, fareler kaçarken, o da kankalarıyla birlikte batacaktır! 

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.