Genç Mazlum, bizim Mazlum, Amedli Mazlum…
- Çocukluğundan itibaren Türk devletinin zulmüyle tanışan ama aynı anda direnişte karar kılıp gereğini yapan Mazlum Tekdağ, bir gençlik önderi, demokratik siyaset öncüsü ve zindan direnişçisi olarak ulaştığı Kürdistan dağlarında, bir gerilla olarak arkasında dupduru bir hikaye bırakarak şehitler kervanına katıldı.
HPG, Türk savaş uçaklarının 1 Ekim’deki saldırısında şehit düşen Mazlum Tekdağ’ı (Mazlum Jiyanda) andı.
HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) dün yaptığı açıklamayla Mazlum Tekdağ’ın şehadetini duyurdu. Türk savaş uçaklarının Medya Savunma Alanları’na 1 Ekim’de yaptığı saldırıda şehit olduğu açıklanan Tekdağ için, şunlar ifade edildi:
Çocukluğundan itibaren
Yaşamı ve duruşuyla büyük bir hikayeyi ardında bıraktı. Bağrında 90’lı yılların öncü halk önderlerini çıkaran Tekdağ Ailesi’nin bir neferi olan Mazlum, daha çocukluğundan itibaren Kürdistan’da yaşanan hem acı ve zulmün bir mağduru hem de direniş ve mücadele geleneğinin iyi bir öğrencisi olmayı başardı. O amansız bir mücadelenin en çetin alanlarından biri olan Amed’de halkı ve yoldaşları için her türden bedele rağmen ayakta kalmanın, özgürlükte ısrarın sembolü haline geldi.
Gençlik önderi ve mektarıydı
Uzun yıllar gençlik faaliyetlerinde bir gençlik önderi; bu yıllarda gençliğin devrimci çizgi temelinde örgütlenmesi ve mücadele etmesinin büyük bir emektarıydı.
Siyasetin öncü kadrosuydu
İlerleyen yıllarda genç ömrüne rağmen demokratik siyasi zeminde Kürt halkının özgürlük arayışının, demokrasi mücadelesinin öncü kadrolarından olmayı başardı. Bu zeminde de başarının ve zaferin ancak mücadele ve direniş çizgisi temelinde gelişebileceğini hep hatırlattı, bu çizginin savaşçısı oldu.
Zindan direnişçisiydi
Zulme karşı direnmek, direnmek için bedel ödemek, bunun büyük cesaretini göstermek, yaşamını adadığı devrimciliğin tartışılmaz bir gereğiydi. Zindanlarda da bu bayrağın taşıyıcılığını yapması, hiç kimseyi şaşırtmadı. Diyarbakır Zindanı’nda ardılları olduğu geleneğin derin bilincinde olan Mazlum, bedenini ölüme yatırmada hiç tereddüt etmedi.
Kürdistan dağlarında
Mücadele etmek, direnmek ve kazanmak dışında bir seçeneği yoktu. Mücadele ettiği zeminlerde bu imkanlar ortadan kaldırılıp faşist ve gerici Türk rejimi, bu zeminde direnen devrimcilere tasfiye ve sinmeyi dayatınca Kürdistan dağlarına yol aldı. Mazlum’un gerçek evi ve en hakiki dostu olan dağlar, yıllardır tanıdıkları ‘Genç Mazlum’u’, ‘Bizim Mazlum’u’, ‘Amedli Mazlum’u’ tüm sıcaklığıyla kucakladı.
Yoldaşları için dağdı
Mazlum, Kürdistan dağları için de iyi bir yoldaş oldu. Cesur ve ilkeli bir öncü kadro haline geldi. Dağın her geçen gün gerillalaştırdığı Mazlum, kısa sürede kritik misyonlar üstlendi. Samimiyeti, hesapsız ve kaygısız katılımı, en amansız anlarda kendine olan yüksek güveni, sorunlar karşısındaki direngen ve kavgacı duruşu, bilgi birikimi ve tecrübesi, her an taşıdığı devrimci ve gerilla olmanın coşku ve gururuyla yoldaşları için bir ‘DAĞ’ oldu.
Hayatı gibi dupduru
Mevzi aldığı gerillaya, baş başa verdiği tüm gençlik kadrolarına, demokratik siyasi zeminde baskıları göğüslediği tüm arkadaşlarına, zindanlarda birlikte özgürlüğü haykırdığı direnişçilere, ellerini öpüp başını bağrına dayadığı tüm Kürdistanlı analara, saçını okşayıp mücadeleyi öğütlediği tüm Kürdistanlı çocuklara hayatı gibi dupduru mücadele ve öğütle dolu bir hikaye bıraktı. Bu hikaye, direnerek kazanılacağını, bunun için cesaret ve bedel gerektiğini anlatıyor ve sadece zaferi müjdeliyor.” BEHDİNAN