Habab Manastırı yok oluyor
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Elazığ’ın Kovancılar ilçesine bağlı Habab köyü açık hava müzesini andırıyor. 12. yüzyılda Ermeni yapıtlarıyla inşa edilen köyde tarihi çeşmeler, kilise ve manastır restore edilmeyi bekliyor.
Elazığ’ın Kovancılar ilçesine bağlı Habab (Ekinözü) köyünde bulunan Ermeni Manastırı ve kilisesi yok olmakla karşı karşıya. Manastır ve kilise arasındaki 3 kilometrelik alanda birbiriyle bağlantı kurulan eski su değirmenleri yok olurken, bölge halkı kiliselerin koruma altına alınarak restore edilmesini istiyor. Dersim ve Kovancılar karayolu üzerindeki Habab köyü, tarihi yapıtlarıyla dikkat çekiyor. Venk Dağı eteğinde bulunan köyün tepe noktasında 4 dönümlük arazinin neredeyse tamamı üzerine inşa edilen 3 metre yükseklikteki surlarla çevrili Habab Manastırı’nın tarihi 12'nci yüzyıla kadar uzanıyor.
3 kilise, 1 manastır ve çeşmeler
Ermenilerin yaşadığı dönemde burada 3 kilise, 1 manastır ve çeşmeler bulunuyordu. Bunlar, Yukarı Çeşme ve Aşağı Çeşme olarak adlandırılıyordu. Yukarı Çeşme’nin üzerindeki kitabede okunabilen Ermenice yazılmış tarih, 1634 yılını işaret ediyor. Bugün bu yapıların çoğu yıkılmış olmakla birlikte, çeşmeler giderek kullanılmaz hale geldi. Çeşmeler halen tapuda Halil Beyler ve Rüfekası Beyler Vakfı’na kayıtlı bulunuyor.
Manastırın duvarlarının iki cephesi boydan boya ayakta dururken, diğer iki yamacı ise bakımsızlıktan yok olmuş durumda. Yine Habab Manastırı’nın içerisinde eğitim verilen irili ufaklı 15 odanın neredeyse tamamı yok oldu. Dört dönümlük alanın tam ortasında kilise olan ufak bir ibadet mekanı bulunuyor. Bu mekanın da sadece duvarları sağlam kalmış durumda. Yapıttaki taşların çoğunda Ermenice yazı ve figürler bulunuyor.
El değirmenleri
Manastırın girişi yıkık iki büyük sütun üzerinde duran büyükçe bir kapıdan oluşurken, yine Manastırın üst kısmında Venk Dağı yamacında dağdan çıkan bir su yolu bulunuyor. Suyun giriş kısmına yerleştirilen ve büyük kayaların oyulması ile yapılan ark yolları yaklaşık 30 metre sonra ortası delik 15 geniş kayanın üst üste yerleşimi ile birlikte oluşan el değirmenleri bulunmakta. Ne yazık ki bu değirmenlerin de çoğu yok oldu.
Habab Kilisesi ise diğer yapılara oranla daha sağlam bir şekilde günümüze kadar ulaşmış durumda. İçerisinde büyükçe bir kapının olduğu kilisenin karşı kısmında bir oda ve yan tarafında ise ibadet mekanları var. Bu kilisenin pencereleri de içerden dışarıya doğru açılan başka bir güzellik barındırıyor. Duvarları sağlam kalan kilisenin tavanı çökmüş durumda. Defineciler tarafından tahrip edilen kilise restore edilmeyi bekliyor.
Habap çeşmeleri
Köydeki çeşmelerden biri 2011 yılında Hrant Dink Vakfı tarafından onarıldı. Ancak birçok çeşme ise kaderine terk edildi.
Habap Çeşmeleri,Ermeni “çokgözlü çeşmeler” mimarisine özgün birer örnek teşkil ediyor. Çeşmeler, restorasyon sırasında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kuyuları ve karmaşık su kanallarıyla büyük bir kültürün izlerini günümüze taşıyor.
Ermeni yaşam izlerinin ve tarihinin izine rastlamanın mümkün olduğu açık hava müzesi gibi olan köy sakinlerinin tek isteği bütün yapıların özüne uygun bir şekilde restore edilmesi. ELAZIĞ