Kemal baharın çiçeğiydi, onu unutmayın
Kadın Haberleri —

Secan Kurkut
- Kemal Kurkut, 8 yıl önce Amed Newrozu’nda Türk polisi tarafından hedef alınarak katledildi. Anne Secan Kurkut, “Kemal bizim baharın çiçeğiydi. Açmasına izin vermediler. Bu zulüm bitsin. Gençlerimizi rahat bırakın. Kemal gibiler çok. Kemal’i unutmayın lütfen” dedi.
“Kemal gibiler çok. Kemal’i unutmayın lütfen.” Bu sözler Türk polisinin 2017 Newrozu’nda katlettiği Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut dilinden dökülüyor. Kemal katledildiğinde 23 yaşındaydı.
Kürdistan’da Newroz kutlamaları bu yıl "Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk/Özgürlük İçin Demokratik Toplum" şiarlarıyla gerçekleştiriliyor. 21 Mart’ta sadece Amed merkezde büyük kutlama yapıldı. Bahar, bu sene Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısıyla karşılanırken, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Secan Kurkut, Newroz’a giden herkesin Kemal’in yerine de kutlama yapmasını ve onu unutmamasını istiyor.
Oğlu Kemal’in hayattan koparılması ve ardından yargılama sürecinde yaşanan adaletsizliğe tepki gösteren Kurkut’un acısı adalet yerini bulmadığı için ilk günkü gibi taze. Valiliğin açıklaması nedeniyle belediyenin kendilerine cenaze aracı vermediğini hatırlatan Kurkut, “Burada bir mezar açtık onu gelip kapattılar. Bize hiçbir şekilde yardım etmeyeceklerini söylediler. Zaten cenaze boyunca büyük baskı vardı üzerimizde. Daha sonra olaylar ortaya çıkınca gelip bizden özür dilediler” diye belirtti.
Yeşermesine izin vermediler
Secan Kurkut, şöyle devam etti: “Kemal bizim baharın çiçeğiydi. Açmasına izin vermediler. Yeşermesine izin vermediler. Bana hep ‘Sanatçı olacağım, keman çalacağım sana bakacağım’ diyordu. Bir sürü hayali vardı ama izin vermediler. Artık gençlere kıymasınlar istiyorum. Bu zulüm bitsin. Gençlerimizi rahat bırakın. Kemal gibiler çok. Kemal’i unutmayın lütfen.”
Kemal Kurkut, bu yıl da hem Amed’de vurulduğu yerde hem de Meletîya Kevn’de bulunan mezarı başında anıldı. MELETÎ
* * *
Gar Katliamı’nın tanığıydı
4 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak Semsûr’da dünyaya gelen Kurkut, henüz küçük yaşlardayken ailesi çalışmak için Meletî’nin Meletîya Kevn (Battalgazi) ilçesine taşındı. Babasını erken yaşlarda kaybeden Kurkut, abisi Ercan Kurkut’un siyasi faaliyetler gerekçesiyle 2008’de tutuklanmasıyla devletin Kürt politikasıyla erken yaşlarda tanıştı. 10 Ekim 2015’teki Barış Mitingi’ne katılmak için teyzesiyle Ankara’ya doğru yola çıkan Kurkut, burada son yılların en kanlı katliamlarından birine tanıklık etti. DAİŞ’in canlı bomba saldırısından kurtuldu ancak etkisini uzun bir atlatamadı.
8 karede katliam
İki yıl sonra 2017’de “Mutlaka Kazanacağız” şiarıyla kutlanan Amed Newrozu’na katılmak için trenle yola çıkan Kurkut, Newroz sabahı Evrim Alataş Caddesi üzerinde kurulu ilk arama noktasına geldi. Buradan da Newroz alanına giriş yapmak istedi. Ancak arama noktasında polislerin engelliyle karşılaşan Kurkut, daha sonra polislerden Yakup Şenocak tarafından vurularak katledildi. Bu esnada sahadan yaşananlara tanıklık eden ve çektiği 8 fotoğraf karesiyle katliamı an be an belgeleyen gazeteci Abdurrahman Gök, valiliğin “canlı bomba” açıklamasına rağmen olayın seyrini değiştirdi.
Göstermelik yargılama
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Yakup Şenocak ve Onur Mete isimli polisler gözaltına alındı. Onur Mete savcılık tarafından serbest bırakılırken, Yakup Şenocak tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Savcının itirazına rağmen polis Yakup Şenocak, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında 72 polis tanık olarak dinlendi. Tanık olarak ifadesi alınan 72 polis arasında bulunan Yakup Şenocak’ın silahının balistik incelemesi yapıldı ve rapor ardından Yakup Şenocak dosyanın “şüphelisi” oldu.
Polis Yakup Şenocak hakkında olaydan 9 ay sonra (2 Ekim 2017) “Olası kastla insan öldürmek” suçuyla müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianameyi kabul eden Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 14 Aralık 2017’de yargılama başladı. Kurkut ailesinin avukatlarının talebiyle mahkeme, Ulusal Kriminal Büro (UKB) isimli bilirkişi firmasından olaya ilişkin rapor istedi. 28 Şubat 2019’daki duruşmada sunulan raporda sanık polis Yakup Şenocak’ın Kemal Kurkut’u hedef alarak vurduğu tespit edildi. Ancak bu duruşmada, UKB’nin raporundaki eksiklikler nedeniyle raporun yeniden alınmasına karar verildi. 30 Mayıs 2019 tarihindeki duruşmada mahkemeye sunulan yeni raporda ise, Kurkut’un Yakup Şenocak’ın “yerden seken” mermisiyle vurulduğu öne sürüldü. 14 Ocak 2020 tarihli duruşmada, mahkemenin Adli Tıp Kurumu’ndan talep ettiği ve çelişkileri gidermesi beklenen rapor yaklaşık 7 ay sonra mahkemeye sunuldu. Raporda, Kurkut’un “yerden seken mermiyle” vurulduğu iddia edildi. 16 Haziran’daki duruşmada savcı mütalaasını mahkemeye sundu ve sanık polisin “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan cezalandırılması talep edildi. 17 Kasım’daki karar duruşmasında, mahkeme sanık polisin “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraatına karar verdi.
Bir üst mahkemeye taşınan karar, Diyarbakır Bölge İstinaf Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından 8 Şubat 2022’de bozuldu. İstinaf mahkemesi değerlendirmesinde, “polisin zor ve silah kullanma yetkisi hiç tartışılmadan” karar verildiğine dikkat çekerek kararı bozdu.
Katil kurtarıldı
İstinaf Mahkemesi’nin kararının ardından ilk duruşma 22 Mart 2022’de görüldü. 15 Eylül’deki ikinci duruşmada, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi tarafından sanık polis hakkında verilen 24 ay kademe durdurma cezasının kaldırıldığı öğrenildi. 17 Ocak 2023 günü görülen karar duruşmasında mahkemeye sunulan mütalaada, İstinaf Mahkemesi’nin kararına uyma zorunluluğu hatırlatıldı ve “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi talep edildi. Nihayetinde de Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri gereği kanun hükmünü yerine getirdiği gerekçesiyle "ceza verilmesine yer olmadığı" kararı verildi.