Küresel Özgürlük Hamlesi ayrı bir dünyayı temsil ediyor

Dosya Haberleri —

Kürt Halk Önderi Öcalan için eylem, Frankfurt

Kürt Halk Önderi Öcalan için eylem, Frankfurt

  • Küresel Özgürlük Hamlesi'nin birinci yıldönümünü yaşıyoruz. Her alanda eylemler gelişiyor. Gerçekten bir halk şöleni yaşanıyor, yeni bir toplum, yeni bir insanlık ortaya çıkıyor. Kürt toplumunda bir demokratik uluslaşma gerçeği yaşanırken, onun etrafında Kürt dostlarının katılımıyla aslında yeni bir dünya toplumu, insanlık dediğimiz hakikat ortaya çıkıyor.
  • Başkalarının yokluğu üzerinde dünya varlığına el koymak üzere birbirini boğazlayan bir başka dünya ortamında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü etrafında gelişen Küresel Özgürlük Hamlesi ayrı bir dünyayı temsil ediyor, ikinci bir dünya oluyor, alternatif bir dünyayı ifade ediyor ki, burada yaşamı özgürce, eşitçe paylaşmak, bir arada yaşamak var.
  • Şunu gördük: Halk direnişi sonsuz düzeyde eylem zenginliğine sahip olabilir. Eğer kafa yorulursa, eğer biraz eğitim ve örgütlenme olursa, kendini birkaç eylem biçimiyle sınırlayan bir mücadele olmaktan devrimci özgürlük mücadelesine kendisini rahatlıkla çıkarabilir. Yeter ki, aklımızı kullanalım, yeter ki bunun arayışı ve çabası içinde olalım.

DURAN KALKAN

10 Ekim’de küresel düzeyde halkımız ve dostlarımız tarafından İmralı işkence tecrit ve soykırım sisteminin tümden parçalanması ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla topyekûn bir direniş hamlesi geliştirildi.

Küresel Özgürlük Hamlesi'nin birinci yıldönümünü yaşıyoruz. 1 Ekim’de gerillanın başlattığı, 10 Ekim’de halkın ilan ettiği bir hamle süreci oluyor. Bir yıl boyunca yayılarak ve gelişerek sürdü, her alanda İmralı işkence tecrit ve soykırım sistemine karşı özgürlük eylemleri çok değişik biçimlerde farklı yöntemlerle gelişti. Şimdi bu sürecin birinci yıldönümünü yaşıyoruz. Böyle bir tarihi hamlenin ikinci yılına giriyoruz. Birinci yıldönümü ve ikinci yıla giriş hamlenin amaçları doğrultusunda ve hamlesel etkinliğe zirve yaptıracak düzeyde de gelişiyor.

 

Köln

 

Yeni bir insanlık, yeni bir ruh

21 Eylül’de yurtdışında Frankfurt’ta gerçekleştirilen 32. Kürt Kültür Festivali böyle bir sürecin başlatılmasında ivmelendirici güç oldu. Yurtdışındaki Kürt toplumu bütün Kürtler adına bir tutum ortaya koydu. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü talep etme ve gerçekleştirmede gerçek bir iradenin beyan edilmesi, ortaya konması yaşandı. Bu temelde her alanda bir duyarlılık, yeniden değerlendirme, tartışma oldu. Birinci yıldönümünü planlı eylemlerle karşılama, dolayısıyla ikinci yıla daha güçlü ve etkili bir mücadeleyle girme yönünde bir kararlılık, duruş, tutum ortaya çıktı. Her alanda eylemler gelişiyor, yurtdışındaki Kürtler ayakta, 10 Ekim’e kadar Avrupa’nın her yerinde yirmiden fazla büyük kitlesel eylemi kadınlar ve gençler öncülüğünde planlamış durumdalar ki, gerçekten bir halk şöleni yaşanıyor, bir coşku, heyecan yaşanıyor, yeni bir toplum, yeni bir insanlık, yeni bir ruh bütünlüğü ortaya çıkıyor.

Kürt toplumunda böyle bir demokratik uluslaşma gerçeği yaşanırken, onun etrafında Kürt dostlarının katılımıyla aslında yeni bir dünya toplumu, insanlık dediğimiz hakikat ortaya çıkıyor. Kendini yeniliyor, yeniden yaratıyor. Bu bir gerçek, bunu günlük olarak yaşananlara bakılırsa görülebilir, özellikle yurtdışındaki halkımızın, dostlarımızın mücadelesine, etkinliğine bakabilenler bu gerçeği tüm boyutlarıyla görebilirler. Bu da oldukça önemli ve yeni bir durumdur. Doğru anlaşılması ve iyi temsil edilmesini gerektiren bir durum oluyor. Hafife alınacak, basit görülecek bir durum değildir.

 

Hamburg

 

Alternatif bir dünya hamlesi

Dikkat edelim başkalarının yokluğu üzerinde dünya varlığına el koymak üzere birbirini boğazlayan bir başka dünya ortamında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü etrafında gelişen Küresel Özgürlük Hamlesi ayrı bir dünyayı temsil ediyor, ikinci bir dünya oluyor, alternatif bir dünyayı ifade ediyor ki, burada farklılıkların kendini özgürce ifade etmesi ve demokratik birlik içerisinde özgürce yaşatması var, kimse kimseyi yok etmek istemiyor. Başkalarının yokluğu üzerinde kendi varlığını kurma arayışı yoktur. Yaşamı özgürce, eşitçe paylaşmak, bir arada yaşamak var. Bütün farklılıkları bir düşmanlık ve yok etme etkeni değil, yaşamın zenginliği haline getirme gerçekliği var. Bu da bir dünya ama Ortadoğu’da yaşanan, Gazze’de, Lübnan’da yaşatılmaya çalışılanlar da bir dünyadır. Orada da mücadele ve savaş var, fakat dikkat edilir ve iyi bakılırsa bu iki dünya birbirinden çok farklıdır. Apayrı iki dünya konumundalar. Bu düzeyde farklı özellikler ifade ediyorlar. O halde bunları birbirine karıştırmamak lazım, aradaki farkı iyi görmek, ikisini de doğru anlamak ve doğru değerlendirmek gerekiyor, birbirine karıştırmamak çok önemlidir. Çünkü bazıları anlamadıkları için birbirine karıştırıyorlar, iç içe geçirmeye çalışanlar var. Evet birbiriyle ilişkililer, bir biçimde iç içelikleri var ama amaçlarıyla, yöntemleriyle, yaptıklarıyla, öngördükleriyle, ortaya çıkardıklarıyla farklıdırlar. Birisi yok etmeyi, diğeri var etmeyi ve yaşatmayı öngörüyor. Birisi düşmanlığı, diğeri dostluğu ve yoldaşlığı geliştiriyor. Birisi bölmeyi parçalamayı daha da küçültmeyi öngörüyor; diğeri birleştirici, bütünleştirici, büyütücüdür. Tamamen farklı değerler ifade ediyor. Çünkü birisi özel mülkiyet üzerine, hakimiyet üzerine, maddi yaşamın tümünü, ele geçirme üzerine kurulmuş; diğeri paylaşım üzerine, demokratik komünalizm üzerine kurulmuştur, farklılıklara dayalı eşitliği öngörüyor. Birisi başta kadın köleliği olmak üzere başkaları üzerinde egemenlik kurarak onu köleleştirerek kendini var etmeyi esas alıyor, diğeri kadın özgürlüğüne dayalı özgür toplum yaşamını, farklılıkların kendini özgürce ifade ettiği bir demokratik eşitliği temsil ediyor.

Strasbourg

O bakımdan birinci yıldönümünü yaşamakta olduğumuz 10 Ekim 2023’te ilan edilen Küresel Özgürlük Hamlesi'nin gerçek içeriğini, kapsamını iyi anlamalıyız. Evet bir eylem kampanyası olarak sürüyor, Kürt toplumu katılıyor, dört parça Kürdistan’da yaşanıyor, dünyanın halkları katılıyor, ezilenleri katılıyor, dünyanın dört bir yanında yaşanıyor, kadınlar-gençler böyle bir hamleye öncülük ediyorlar, çok değişik eylemler biçiminde gelişiyor, yeni yeni eylem yöntemleri ortaya çıkartılıyor. Okumalar tartışmalardan tutalım büyük kitle gösterilerine kadar her türlü toplantı, konferanslarla toplumların ruhu bilinci haline gelmiş etkin kişiliklerin katılımıyla sürüyor. Bir eylemsellik gerçekliği ortada var ama bunu yaratan bir ruh var, bir duygu var, bir düşünce var, bir zihniyet var, bir ideolojik çizgi var. Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik modernite paradigması buna öncülük ediyor. Aslında bu paradigmanın hayata geçirilmesini temsil ediyor, kadın özgürlükçü, ekolojik, ahlaki ve politik toplumu yeniden canlandırma, bütün toplumlarda dünyada ahlaka ve politikaya işlerlik kazandıran bir toplumsal yaşamı, her türlü iktidarcı devletçi zihniyet ve sisteme karşı ulus-devlet modernitesine karşı alternatif olarak geliştirmeyi, yeni bir özgür insanı, yeni bir yaşamı, alternatif bir yaşamı ve toplum dünyasını, kapitalist modernitenin ulus-devlet dünyasına karşı demokratik modernitenin toplumcu dünyasını ortaya çıkartmayı içeriyor. Böyle derin ve zengin bir düşünsel ve ideolojik içeriği var. Sadece kalıp olarak görülen, pratikte gerçekleşen eylemlerle sınırlı değildir, gözle bakıp sadece onları görmemeliyiz. Eylemlerin içerdiği zihniyeti ve ideolojiyi de iyi görmeliyiz, dolayısıyla bu eylemlerle yaratılanı iyi anlamalıyız. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü talep etme temelinde gelişen özgürlük eyleminin aslında dünyanın dört bir yanında toplumsal ekoloji ve kadın özgürlüğü temelinde bireyin ve toplumların kendilerini özgürleştirme mücadelesinin verildiğini, böyle bir zihniyetin ve ideolojik çizginin dünyaya yayıldığını görüyoruz. Bu da bir dünya mücadelesidir. Devrimci mücadele, bu da bir devrimsel çalışma ve gelişme oluyor. Dünya devrim çalışması ve gelişmesi oluyor.

Bu temelde bir yılda gerçekten de önemli gelişmeler sağlandı, bir yıllık mücadelenin ortaya çıkardığı önemli sonuçlar var, yarattığı kazanımlar söz konusudur. İkinci yıl mücadelesine bunlar güçlü bir biçimde devrediliyor. Birçok boyutta bu gelişmeleri, kazanımları görüp değerlendirmek mümkündür.

 

İspanya

 

Doğru gündem oluşturmak

Bunlar nelerdir: Bir, doğru bir gündem oluşturduk. Çizgiye girmek diyoruz, önemli düzeyde bu gerçekleşti. Bu gündem, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temelinde kendini özgürleştirme gündemi oluyor. Duygu, düşünce, ruh, davranış olarak her an özgürlük arayışında, çabasında, mücadelesinde olma durumu. Bu doğru ve devrimci bir gündemdir, sürekli gelişme yaratan bir gündemdir. Bu anlamda doğru olması gereken kendi devrimci gündemimizi oluşturduk diyebiliriz.

Diğer yandan böyle bir gündem etrafında güçlü bir birlik oluştu. Düşüncede ve yaşamda parçalılığı önemli ölçüde aştık, dikkat edilirse Küresel Özgürlük Hamlesi temelinde her türlü yaşamda ve eylemde birlik yaratma gelişiyor, bütünlük oluşuyor. Bu her türlü farklılığın ortadan kalkması değil, her türlü farklılığın kendisini özgürce örgütlediği ve kendi rengini, iradesini kattığı demokratik birlik oluyor. Böyle büyük bir birleşme gerçekten de gelişti. Diğer yandan eylem zenginliklerimiz var. Gerillanın yarattığı yeni gelişmeler, eylem zenginlikleri söz konusudur. Aynı durum kitle eylemleri açısından da böyle, halk direnişi açısından da böyle hatta kitle eylemleri ve halk direnişi açısından daha fazla diyebiliriz. Gerçekten birçok bakımdan eylemsel zenginlikler ortaya çıktı. Klasik yürüyüş ve mitinglerin ötesine geçtik. Örneğin okuma eylemleri, toplantılar yapılıyor, savunmalar okunuyor, tartışmalar yürütülüyor. Eskiden sadece belli bir bilinci birikimi olan akademisyenlerin yaptıklarını şimdi Kürdistan’ın, dünyanın dört bir yanında bütün insanlar yapıyor; kadınlar, gençler, işçiler, emekçiler herkes tartışır hale geldi. Bilinç sadece bazı insanların işi olmaktan çıkıyor, bütün toplumlara yayılıyor, insanlara yayılıyor, herkesin işi haline geliyor, herkes bilen ve düşünen hale geliyor, bu biçimde bilinç ediniyor. Örneğin irade beyanları oluyor, katılımlar oluyor, mektuplar yazılıyor, toplantılar yapılıyor, sanatsal etkinlikler geliştiriliyor, birçok alanda daha fazla gelişiyor. Klasik konferans, yürüyüş ve mitingin ötesinde birçok yeni eylem biçimi ortaya çıktı. Daha fazla da geliştirilebilir.

Düsseldorf

Şunu gördük: Halk direnişi sonsuz düzeyde eylem zenginliğine sahip olabilir. Eğer kafa yorulursa, eğer biraz eğitim ve örgütlenme olursa, kendini birkaç eylem biçimiyle sınırlayan bir mücadele olmaktan devrimci özgürlük mücadelesine kendisini rahatlıkla çıkarabilir. Çok zengin bir eylemlilik düzeyine kavuşturabilir, bunun potansiyeli ve gücü var. Yeter ki, aklımızı kullanalım, yeter ki bunun arayışı içinde olalım, yeter ki böyle bir çaba sürdürelim.

YARIN: Fiziki özgürlüğün eşiğindeyiz

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.