Kürt Dağı: Cebel-el Ekrâd Çiyayê Kurmanc

Haberleri —

Coğrafik konumuyla Kürtlerin atardamarından birini oluşturan Rojava Kürdistan’ını, bütün dünya son birkaç yıldan itibaren, tanıma fırsatı buldu. Oysa Kürt halkının sosyal ve kültürel tarihine bu antik bölgenin, etkisi yadsınamaz. Osmanlının son yıllarından başlayarak ve 1918’den sonra emperyalistler tarafından bölünen, paylaşılan büyük Kürdistan’ın bu bölümü, günümüzdeki Suriye ile Türkiye arasında bir sınır koridoru olarak telakki edildi. Şimdilerde avaz avaz bağıranlar; bu bölgenin demografik yapısının değiştirilmek istendiğinden sözetmektedirler. Bunların tarih bilinçlerinin olmadığı ya da bilerek gerçekleri karartmak istedikleri aşikardır. Çünkü tarih okumalarımız bize göstermektedir ki; 

Taa 12. yüzyıllardan başlayarak, 1515 yıllarında doruğa çıkarılan, 1900’lü yılların başlarında daha da sistematik bir şekilde bu Kürt yurdunun demografik yapısı üzerinde oynanmaktadır. Arap ve Türkmen obaları yerleştirilerek, bu bölgenin demografik yapısı, Kürtler aleyhine değiştirilmiştir. Bu bölgedeki topoğrafik (coğrafi isimler) yapı incelendiğinde, Kürt yerleşkelerinin kendi aşiret ya da farklı etnonim isimleriyle anıldığı görülecektir. İşte bunlardan birisi de Araplar ve Farslar tarafından “Cebel-el Ekrâd”, Kürtlerin “Çiyayê Kurmanc” ve Türklerin de “Kürt dağı” dedikleri bölgedir. Bu bölge 16. yüzyıldan beri, Osmanlı tahrir defterlerine de “Cebel-el Ekrâd=Kürt Dağı” olarak kaydedilmiş bir Kürt yurdudur. Günümüzde bile geniş bir coğrafi alana tekabül eden Kürt Dağı ve çevresindeki yerleşkelerin, Kürt aşiretleriyle meskun olduğu 16. yüzyıl Osmanlı arşiv kayıtlarında mevcuttur. Bugün bile Suriye sınırları içinde yaşayan Kürt nüfusunun çoğunluğu bu Kürt Dağı’nda yaşamaktadır. Yeri gelmişken hatırlatalım: Orta Çağ’ın Arap yazarları kendi el yazmalarında; Horasan’da “Cebel-el Ekrâd” adıyla yine bir Kürt dağından sözetmektedirler.

Coğrafi konumuyla Halep’in kuzeybatısında, Efrîn’in doğusunda, Kilis’e güney sınırı olan Azaz’ın (Ezaz) güneyinde ve Menbiç’in batısındaki alanda yer almaktadır. Fırat’ın kuzey batısında konumlanan bu bölgenin antik tarihsel yapısı çok önemldir. Bugünkü Halep iline bağlı Azaz ilçesi, bir bakıma Kürt dağının bir uzantısı gibidir. Yine bu alanda, yani Halep ile Azaz arasında “Siman Dağı” yer almaktadır. “Dersim” adına kaynaklık eden “Dersiman aşireti”nin işte bu “Siman Dağı“ etklerinde yaşadığı da sözlü gelenekte yer almaktadır. Zira birçok Kürt aşiretine, tarihsel süreçler içinde “Cebel-el Ekrâd” dedikleri “Kürt Dağı” yurtluk etmiştir. Siman Dağı’nın batı yakasında ise yine bir Kürt ovasını teşkil eden, Akdeniz kıyısında konumlanmış “Amik ovası” bulunmaktadır. Coğrafik olarak Amik ovası; Batı’da Amanos Dağları, Doğu’da ise Kürt Dağı’nın Güney tepeleri tarafından kuşatılmıştır. Buralar, ekime elverişli bereketli topraklardır. Efrîn ve Karasu havzalarında gelen suların yanı sıra, Amik gölü, bu ova topraklarını sulayarak geçmektedir. Halep’in Amik ve Adıyaman’ın Keysun ovaları, bölgedeki Kürt aşiretlerinin yaşam damarlarını oluşturmaktaydı.  Bu bölgeler, ekime elverişli sulu alanlardı. Örneğin 10. ve 11. yüzyıllardan beri bu bölgelerden, Dersim ocaklarına, talipleri tarafından kervanlarla zahire/tahıl ürünleri getirildiği, Dersimli yaşlılar tarafından sözlü olarak dile getirilir.  

Muhtelif Osmanlı kayıtlarında görebildiğimiz kadarıyla, Halep sancağına bağlı olan Kürt Dağı’nda, örneğin “Gayri Müslim” bulunmadığından, bütün üyeleri daha çok “Müslim” olarak kaydedilmiştir. Bölgenin idari yapısı, özerk bir şekilde Kürt aşiret ağalarına, mirlerine ve Ekrâd kadılarına bırakılmıştır. Daha sonra bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi için, Kürt Dağı’nın ıslah çalışmaları başlatılmıştır. Nitekim bölge, Türkmen obalarına ve Arap aşiretlerine açılmıştır. Ve lakin bölgenin Kürt ve Kürdistanî tarihi, 16. yüzyıl Osmanlı tahirir defterlerinde gizemliliğini halen korumaktadır. Sahte savaş çığırtkanlığı yaparak, avaz avaz bağıranlar, 16. yüzyılda ecdatları tarafından tutulan Osmanlı arşivlerine bakabilirler!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.