Kürtler neden yenilmez ve neden zafere uzak?

Haberleri —

Kristof Kolomb Amerika kıtasına ulaştığında katliamdan geçirmeyi planladığı yerli halk hakkında İspanya Kraliçesine bir mektup yazmıştır. Kürtlere yaklaşımla benzerliği açısından ilginç bir bölümü vardır.

Şöyle diyordu Kolomb:

“Yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerinin önünde ant içebilirim. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, son derece tatlı ve kibarlar, konuşurken hep gülümsüyorlar. Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”

Kürtler hakkında kitap yazan B. Nikitin, Amerika kıtasının yerli halkları için sayılan özelliklerin hemen hepsini Kürtler için de sayar; bir tek adam öldürme konusunda Kürtleri farklı ve fazla cesaretli, hatta umursamaz sayar.

G. Müller ise “Başka kimsenin edemeyeceği kadar eşsiz ateş edebilen insanlar!” olarak tanımlar Kürtleri. Yine Müller’in deyimiyle “Dağlar ve geçitlerle, karlı zirveler ve hoş göllerle dolu… İçinde insanlardan çok ayıların ve kurtların bulunduğu, çok romantik, geniş sıradağ ülkesi”dir Kürdistan. Bu nedenlerle her zaman sömürgeci ordulara karşı- koyma cesaretini de göstermiş bir halktır Kürt halkı.

William Eagleton’a göre burası “kükreyen akarsuların, gölgeli kanyonların ve asma köprülerin” ülkesidir. Oryantalistlerin, işgalcilerin bile reddedemediği bir asiliği vardır Kürtlerin ve Kürdistan’ın. Böyle bir ülkenin insanları hep dayanıklılık, cesaret ve yiğitlikle anılır. Hele ki on binlerce yılı bulan toplumsal gelenekleri düşünülünce yenilmeleri öyle kolay değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk askeri darbecisi Cemal Madanoğlu bile anılarında en güvenilecek insanlar olarak Kürtlerden bahseder.

Sadece bu tanımlar bile Kürtlerin neden yenilmez olduğunu anlatmaya yetmektedir.

Bir de Kürtlerin yenilgili hallerine verilecek örnekler vardır ki bir İdris-i Bitlis’i hatırlatması yeter de artar bile.

Bugünkü durum nedir? Son iki yüz yılda Kapitalist Modernitenin tüm Ortadoğu’ya yaptığı saldırılar Kürtleri de etkiledi. Soykırımlardan geçirildi ve neredeyse sosyal bir varlık olmaktan çıkma noktasına getirildi. Önder Öcalan bu gidişata dur dedi ve toplumsal kültürü yeniden canlandırdı, özgürlük alevini tüm yüreklere saldı. Verilen mücadelenin büyüklüğü ortadadır.

Şimdi dağlarıyla, gerillasıyla, çağdaş önderliğiyle, demokratik, özgürlükçü felsefesiyle ve 40 yılı geride bırakan mücadelesiyle öne çıkan ve yenilmezliğin sembolü haline gelen Özgürlük Hareketi PKK ve bir de bir türlü birliğe gelmeyen, hatta her fırsatta birliğe hançer sokan KDP-YNK gibi partileriyle tanınıyor Kürtler.

Maalesef gerçek bu…

Kürtler toplumsal kültürleri ve direniş gelenekleri sayesinde yenilmez hale gelmişler fakat dış güçlere endeksli, iki yüzlü ve iradesiz duruşlar yüzünden de zaferden yoksun kalmışlardır.

Soykırımcı-sömürgeci işgal güçlerini Barzan’a, Behdinan’a, Xakurkê’ye getiren KDP anlayışı ve öte yandan Tevgera Azad’ın bürolarını kapatan YNK anlayışıdır Kürtleri zaferden uzaklaştıran.

Apaçık işgal güçleriyle işbirliği yapıyorlar, her halükârda onların şantaj ve tehditlerine boyun eğiyorlar ve bunu da Kürt halkının çıkarları adına yaptıklarını iddia edecek kadar yüzsüzce davranıyorlar. Bunun en uç örneğini Türk işgal güçleri ve bağlı çetelerinin Efrîn işgalinde onlara ortak olan ENKS sergilemişken şimdi YNK benzer bir yolda ilerlemektedir. ENKS’nin yaptıklarıyla Tevger’in kapatılması arasında fark yoktur. Fakat bu girişim YNK’yi bölünmeye dek götürebilir. Tevger’in kapatılmasını YNK’nin belli bir kesimi hazmetmez, karşı çıkar. Bu işbirlikçi ve boyun eğmeci çizgi ve tutum karşısında YNK içindeki onurlu tutum sahibi olanlar o kadar da güçsüz değildir.

YNK bölünmek üzereyken bu durumdan kurtulmasına yardım etmiş olan bir harekete karşı şu an yapılan girişimleri tarih affetmeyecektir.

Tevger’in kapatılması Kürtleri zaferden alıkoyan girişimlerden biridir. Gizli-açık daha birçok girişimden bahsedilebilir. Peki Kürt halkı buna mecbur mudur? Yenilmeyecek ama zaferi de olmayacak, öyle mi! Bu mudur yani bunca bedelin karşılığı?

Asla kabul edilemez! Kürt halkı yeri geldiğinde kendisini zaferden, özgürlükten, demokrasiden alıkoyan tüm güçlerin üzerine yürümesini, hesap sormasını ve gerektiğinde ezip geçmesini de bilir. Herkes bunu aklında tutsun!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.