Kürtler ve etrafına örülen duvarlar

• Şengal’le Rojava’yı birbirinden ayırmak için Irak hükümeti beton duvarlar yapıyormuş. Dikkat edilirse duvar yapılan sınırlar, bölgelerin tümü Kürt halkının yaşadığı alanlardır. Kürdistan’ı bölüp arasına sınırlar çizmek yetmemiş, 21. Yüzyılda buna yüksek duvarlar ekleniyor.

• Berlin duvarı uzun yıllar utanç duvarı olarak anıldı, bol bol yazılıp çizildi. İsrail, Filistinlilerle arasına duvar örerken Türkiye’de bolca eleştirilip tartışıldı. Trump’ın Meksika sınırına yapacağı duvar bile bolca haber oldu. Ama iş Kürtlere ve Kürdistan’a gelince herkesi bir suskunluk sarıyor!

ZEKİ AKIL

Türk devleti duvarlar örerek Kürtleri birbirinden koparmaya, tıpkı F-tipi cezaevi modeli gibi halkın tümünü tutuklamaya çalışıyor. Suriye sınırı uzun yıllar boyu mayınlanmıştı. Son derece verimli tarım alanlarına mayınlar ekilmişti. Sınır boylarında ne trajediler yaşandı! Çok sayıda insan ayaklarını, yaşamlarını o mayın tarlalarında yitirdi. Şimdi yüzlerce kilometre uzunluğundaki Suriye sınırına duvar çekilmiş. İran sınırında da duvar örülüyor. Irak sınırı ise kalekollarla doldurulmuş. Fotokapandan tutalım bütün teknik araçlar ve İHA, SİHA’larla sürekli sınırlar gözetim altında. Şimdi bunlara Irak ve Rojava sınırına duvar inşası eklendi.

Hapishaneler Türkiye’nin sosyolojisine ve kültürüne göre inşa edilmişti. Ama cezaevleri Kürtler ve siyasi tutsaklarla doldurulunca durum değişti. Çünkü bilinçli ve örgütlü insanlar cezaevlerinde kuzu kuzu yatmadılar. Direndiler, koşulları değiştirmeye, okumaya ve kendilerini eğitmeye başladılar. Devleti yönetenler yasalarını değiştirip cezaevlerini boşaltma ve demokrasinin önünü açma yerine sürekli cezaevi sayısını artırdılar. Çeşit çeşit cezaevi modeli inşa etmeye başladılar. E-ipi, Özel Tip, F-tipi, D-tipi gibi isimlerle insanları birbirinden ayırarak, yalnızlaştırarak izole ettiler. Bütün dertleri tutukluların sosyal toplumsal dokusunu ortadan kaldırmak, yalnızlaştırmak ve devlet karşısında güçsüz bırakmaktı.

İnsan sosyal bir varlıktır. Yıllara varan yalnızlık ve tecrit onun toplumsallığını sakatlar. Bu açıdan tecrit suç olarak tanımlanmıştır. Türk devleti yıllarca tutuklularla uğraştı. Vahşetiyle dünyaya nam salmış Diyarbakır cezaevini devrimcilere, Kürtlere layık gördü. Şiddet ve işkenceleriyle afişe olunca bu defa Avrupa’dan cezaevi modelleri ithal etmeye başladı. Hedef aynıydı. Tecrit, yalnızlaştırma, siyasi ve kültürel kimliğini tahrip etme, düşünce ve ruh sağlığını bozmaydı. Koğuş sisteminde tutuklular az çok sosyal yapılarını koruyor, yardımlaşıyor ve dayanışma duygularını koruyorlardı. F-tipi cezaevleriyle bu insani ortamı ortadan kaldırmayı hedeflediler.

Türk devleti cezaevlerinde tutukluları tam bir kobay gibi kullandı. Oradan çıkardığı derslerle dünyadaki deneyimleri birleştirerek şimdi de Kürt halkının tümünü F-tipi sisteme almak için çalışıyor. Bu çalışma İran, Irak ve Suriye sınırlarını aştı. Basından izliyoruz, Şengal’le Rojava’yı birbirinden ayırmak için Irak hükümeti beton duvarlar yapıyormuş. Dikkat edilirse duvar yapılan sınırlar, bölgelerin tümü Kürt halkının yaşadığı alanlardır. Kürdistan’ı bölüp arasına sınırlar çizmek yetmemiş, 21. Yüzyılda buna yüksek duvarlar ekleniyor.

Bu konuda öncelikle Kürdistanlı aydınları, devrimci, demokratik çevreleri ciddi biçimde eleştirmek gerekir. Kürt halkı duvarlarla birbirinden izole edilirken büyük bir suskunlukla olanlar normalmiş gibi izleniyor. Halbuki büyük bir tepki göstermeleri, bu konularda araştırma yapmaları, iç ve dış kamuoyunu oynan tehlikeli oyunlar karşısında duyarlı kılmalıydılar. Bu duvarlar boşuna yapılmıyor. Büyük bir maliyeti var. Demek ki, Kürtler üzerinde soykırım ve imha planları var. Parçaları birbirinden izole ederek tek tek ezmenin hesapları yapılıyor.

Berlin duvarı uzun yıllar utanç duvarı olarak anıldı, bol bol yazılıp çizildi. İsrail, Filistinlilerle arasına duvar örerken Türkiye’de bolca eleştirilip tartışıldı. Trump’ın Meksika sınırına yapacağı duvar bile bolca haber oldu. Ama iş Kürtlere ve Kürdistan’a gelince herkesi bir suskunluk sarıyor! Türkiye’de iktidar ve muhalefet çevreleri Kürtlere karşı yapılan bütün kötülükleri planlıyor, uyguluyor ve onaylıyorlar. Şan ve şöhretle, bir medeniyet eseriymiş gibi bu duvarları lanse ediyorlar.

Irak bu kadar ciddi sorunlar yaşıyor. Büyük bir ekonomik kriz içinde. Ezidiler ve Kürtlerle herhangi bir sorunu yok. Neden Şengal ve Rojava arasına duvar dikmeye başlasın? Bu sınır bölgesi DAİŞ’in kullandığı güzergah da değil. Bu planın daha çok Türkiye’nin planı olduğu açıktır. Türk faşizmi KDP’yi de buna dahil ediyor. Irak yönetimine dayatarak karar çıkartıyor ve yaptırıyorlar. Bu planın arkasında ABD’nin olduğu da kesindir. ABD olmasa Irak bu işe öyle kolay evet demez. Kürt varlığını tanıma, demokratik yollarla çözme yerine Türk devletinin soykırım politikalarına onay verip ortak oluyorlar.

Kürdistan’ı F-tipine alarak yalnızlaştırma, parçaları tek tek ezerek ortadan kaldırma, bütün kazanımlarını berhava etme oyunlarına daha fazla seyirci kalınmamalıdır. Demokrasi güçleri, Kürdistan halkı en azından oynanan kanlı ve tehlikeli oyunlara karşı kendisini hazırlamalıdır.