Bir Kürt kadının ölümsüzlüğe yürüyüşü

Asya Ali (Mine Sevjin Alçiçek)

Asya Ali (Mine Sevjin Alçiçek)

  • Türk savaş sanayisinin en önemli ayağı olan TUSAŞ’a yönelik fedai eylemi gerçekleştiren Ölümsüzler Taburu üyesi Asya Ali, fedai eylem raporu ve mektuplarında, İzmir'de doğup büyüyen bir Kürt kadının, ölümsüzlüğe yürüyüşünü izah etti:
  • Dalından kopartılan bir fidan nasıl ki ordan oraya savrulmaya mahkumsa benim de köksüzlüğüm PKK ile tanışana kadar beni birçok yere savurdu.
  • Ülkesiz, ana dilinden, kimliğinden yoksun çocuklar ölü doğar. Bizler ölü doğan çocuklarız. Biz, ancak PKK'yle nefes aldık, yaşam bulduk.
  • Şehit Laşer'in parçalanan bedenini toplarken her parçasına bir söz verdim; Ona layık olacak, yarım bıraktıklarını ne pahasına olursa olsun tamamlayacaktım.
  • Özgürlüğe koşarken tek hüznüm; kendi topraklarımda şehit düşemeyeceğim ve yoldaşlarımın kutsal elleriyle toprakla buluşmayacağımdır.

TUSAŞ'ın içine kadar giren fedailerden Asya Ali, 11 Kasım 2022 tarihini taşıyan mektuplarında, "Şimdi her zamankinden daha fazla yaşam damarlarımıza saldırılıyor, bizleri yeniden nefessiz, ölü bedenlere çevirmek istiyorlar" diyerek, şunun altını çizdi: "Bir şahin nasıl ki hedefine kilitlenip başarıdan başka hiçbir şeye izin vermezse düşmana karşı biriktirdiğim intikam hırsını onun beyninde patlatarak, tanıdığım tanımadığım tüm yoldaşlarımın emeğinin karşılığını eylemimle vereceğim."

Taarruz helikopteri ATAK, Hürkuş, Hürjet ve KAAN uçaklarının yanı sıra insansız hava aracı ANKA ile uydu sistemlerini geliştiren; Türk ordusunun önemli 5 kuruluşundan biri olan Ankara'daki TUSAŞ'ı, Rojger Hêlîn (Ali Örek) ile birlikte basan Asya Ali’nin (Mine Sevjin Alçiçek) eyleminden önce yazdığı rapor ve mektuplar paylaşıldı. 

PKK ile tanışana kadar

Colemêrgli bir ailenin dördüncü tek kız çocuğu olarak 1989'da İzmir'de doğan Asya Ali, Şehîd Zîlan Ölümsüzler Taburu'na yazdığı 'fedai eylem raporu'nda, çocukluğunda ve gençliğinde yaşadığı çelişki ve arayışları özetleyerek, durumunu "Bir yanım asimilasyona koşarken diğer yanım elimde kalan tek şey olan kimliğime sıkı sıkı sarılmak istiyordu ve hep araftaydım", "Dalından kopartılan bir fidan nasıl ki ordan oraya savrulmaya mahkumsa benim de köksüzlüğüm PKK ile tanışana kadar beni birçok yere savurdu" şeklinde ifade etti. Lisenin son yılından itibaren Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın eserlerini okumaya başladığını belirten Asya Ali, böylece tüm sorularının cevabını bulduğunu ve artık nasıl yaşamaması gerektiğini anladığını vurguladı. Genç Kadın çalışmaları, Kadın Meclisleri ve genel toplumsal alan çalışmalarında yer aldığını beilrten Asya Ali, son yıllarda içinde bulunduğu çalışmadan dolayı Özgürlük alanlarına gidip geldiğini ve gerillayı tanıma şansı yakaladığını kaydeden Asya Ali, katılım ısrarının, mevcut çalışmaları nedeniyle reddedildiğini ifade etti. Asya Ali, "Tanıdığım ilk andan itibaren bende derin bir saygı, sevgi ve güven oluşturan Şehit Laşer arkadaşın eyleme giderken bir kaza sonucu şehit düşmesi gerçekleşti. Şehit düştüğü yer, sivil yerleşim yeri olduğu için arkadaşlar bizim gidip olay yerini kontrol etmemizi istedi. Oraya gidip yoldaşımızın parçalanan bedenini toplarken her parçasına bir söz verdim. Ona layık bir asker olacak, onun yarım bıraktıklarını ne pahasına olursa olsun ben tamamlayacaktım" dedi.

Özel Kuvvetler'e giden süreç

Aynı süreçte devam eden bir davasına ek olarak öz yönetim direniş ilanlarında bulunduğu için hakkında tutuklama kararı çıkarıldığını hatırlatan Asya Ali, 31 Ağustos 2015’te katılım yaptığını belirtti. Kendisini intikam gücü olarak hazırlama hedefinden dolayı yeni savaşçılar eğitiminden itibaren Şehîd Zîlan Ölümsüzler Taburu'na öneri yapmaya başladığını, ancak  ilk önerilerinin geri çevrildiğini kaydeden Asya Ali, şöyle devam etti: "2016'da Cilo'da bulunduğum esnada taburumuzdan Rênas arkadaş fedai eylem gerçekleştirdi fakat  henüz hedefine ulaşamadan şehit düştü. Hemen ardından eyalet yönetimimize arkadaşın yarım kalan eylemini tamamlamak istediğime dair bir rapor yazdım. Raporuma cihaz üzerinden karşılık verilerek, yoğunlaşmalarımın olumlu olduğunu ama bu tarz eylemlerin bir süre durdurulacağı cevabını aldım ve gündeme Özel Kuvvetler düzenlemem girdi. Çoğu arkadaşın aksine ben Şehîd Zîlan Taburu'nun misyonunu kısmen de olsa biliyordum fakat Özel Kuvvetler’e yabancıydım. Fedai eylem yapmak için örgüte katılmıştım ve fedailiği algılama şeklim bombayı kendinde patlatmaktan ibaretti. Bunun ideolojik alt yapısı, donanımı, emeği, çabası bende çok azdı. Tabii bunları o zamanlar algılayabilecek düzeyde de değildim. Özel Kuvvetler için bekletildiğim esnada kendi önerim üzerine Zap'a geçtim, burada beklemek istediğimi belirttim. Zap'ta bulunduğum esnada Şehit Mahir Akademileri'nde sabotaj branşına düzenlemem oldu. Dünyalar benim olmuştu, çünkü beni özgürlüğe kavuşturacak bombaları kendi ellerimle yapabilecek düzeye ulaşacaktım. Bu amaçla 2017’de gittiğim branş eğitimine aynı coşkuyla yaklaştım ve öğrendiğim herşeyi bu temeller üzerine öğrendim. Aynı zamanda Şehit Zîlan'a öneri raporu yazmaya devam ettim. Eğitimden kısa bir süre sonra 2018'de Özel Kuvvetler’e düzenlemem yapıldı.

Yakıcı bir koşuyu göze almaktı

Gördüğüm temel devre eğitiminden itibaren fedailiğe bakış açımda ne kadar sığ yaklaştığımı anlamaya başladım. Önderliğin fedaisi olmak yaşamın her alanında kendini bu misyonla donatmak, bunu yaparken de büyük bir aşkla tüm geriliklerinle savaşarak, yakıcı bir koşuyu göze almak demekti. Bense 'ben zaten hazırım' yanılgısı yaşıyordum. İstemle, istediğini hak etmek için emek harcama PKK'de çok belirleyicidir. (...) Özel Kuvvetler, benim için örgütü yakından tanıma, takip etme, derinlikli anlamaya ve oluşmaya çalışma süreciydi. (...) Bir şahin nasıl ki hedefine kilitlenip başarıdan başka hiçbir şeye izin vermezse düşmana karşı biriktirdiğim intikam hırsını onun beyninde patlatarak, tanıdığım tanımadığım tüm yoldaşlarımın emeğinin karşılığını eylemimle vereceğim. İddiam ve kararlılığım bu boyuttadır. Bu kararlılığın bende ölüme giden bir insan psikolojisi değil, yeni bir yaşamı kucaklamanın heyecanını yarattığını tüm samimiyetimle belirtiyorum."

 

* * *

Başkanım biliyorum; bu eylemlere karşısınız

Ölümsüzler Taburu üyesi Asya Ali'nin Kürt Halk Önderi'ne hitaben yazdıklarından bazı bölümler şöyle: (...) Sizin öğrencileriniz olma şerefine erişmek bizler için ne kadar onur vericiyse sizi anında anlayıp, anında uygulayamamamızın öz eleştirisi de bir o kadar ağırdır. Bugün hala İmralı işkencehanesinde olmanızın sebebi, bizim bir türlü aşmayı başaramadığımız yetersiz yoldaşlığımızdır ve eylem yapan tüm diğer yoldaşlarım gibi benim de en büyük amacım eylemimle size bir nebze olsun yaklaşabilmektir. Başkanım biliyorum; insana ve yaşama büyük değer biçen siz, bu tür eylemlere karşısınız. Fakat affınıza sığınarak dile getirmek zorundayım ki; size, sizin yaratımınız olan özgür alanlara el uzatan kimler ya da hangi güçler olursa olsun biz de onların kalbinde, beyninde bomba olup patlamak durumundayız. Hayatımızın en anlamlı günlerini yaşadığımız bu alanlara, size en azından bu kadarını borçluyuz. Burası bizim topraklarımız, her karışında şehitlerimizin kanı var, burayı onlara bırakacağımızı sanıyorlarsa yanılıyorlar. Üstelik en büyük fedainin siz olduğu su götürmez bir gerçeklikken, sizin öğretinizle yaşamaya ve savaşmaya ant içmiş savaşçılarınıza bunu çok görmeyeceğinizi umuyor ve diliyorum. (...) En derin sevgi, saygı ve özlemlerimle...."

 

* * *

Bizler ölü doğan çocuklardık

Asya Ali, "Hepiniz gibi ben de yaşamımın en anlamlı yıllarını Önderliğimizin yaratımı olan özgür alanlarda, bu dağlarda yaşadım" dediği tüm yoldaşlarına da seslendi. Bazı bölümleri şöyle: "Hakikatin özüne, kendi gerçekliğimin, kadınlığımın, Kürtlüğümün peşine bu patikalarda düştüm. Her adımda benden önceki hakikat arayışçılarının izlerini, seslerini, siluetlerini gördüm. Bu beni daha fazla bu yola bağladı ve öğrendim ki pusulası Önderlik ve şehitler olanın rotası asla şaşmaz.

Ülkesiz, ana dilinden, kimliğinden yoksun çocuklar ölü doğar. Bizler ölü doğan çocuklarız. Tek şansımız Önder Apo gibi bir fedainin bize Önderlik ederek yaşam koşulları sunması oldu. Biz ancak PKK'yle nefes aldık, yaşam bulduk. Şimdi her zamankinden daha fazla yaşam damarlarımıza saldırılıyor, bizleri yeniden nefessiz, ölü bedenlere çevirmek istiyorlar. Buna karşılık her birinizin verdiği cevabı biliyorum. Sizler bedeninizi siper ederek tünellerde savaşıyor, sizi kimyasallarla boğmak, yakmak isteyen Dehaklara karşı fedaice mücadele ediyorsunuz. Bir yoldaşınız olarak benim de savaşımla omuzlarınızdaki yükü paylaşmaya can attığımı bilmenizi isterim. Sadece ben değil, şu an sıcak savaş ortamında olmayan tüm yoldaşlarımız benimle aynı duyguyu paylaşıyor, eminim bunu sizler de derinden hissediyorsunuz. (...) Tıpkı bugün sizlerle savaş tünellerinde savaştığımı hissettiğim gibi yarın sizin de benimle düşmanın kalbinde, eylemimde yanımda olacağınıza eminim.

Toprağında şehit düşmemenin hüznü

Özgürlüğe koşarken tek hüznüm kendi topraklarımda şehit düşemeyeceğim ve yoldaşlarımın kutsal elleriyle toprakla buluşmayacağımdır. Yine de biliyorum ki biz kuantum çağının gerillalarıyız, her an hem her yerde hem hiçbir yerde olabilecek durumdayız. (...) Biz, bütün biyolojik bağların ötesinde en samimi duygu olan yoldaşlık bağlarıyla bağlı olduğumuz canlarımızı kendi ellerimizle toprağa gömer, bundan sonrasında aldığımız her nefese birinin daha intikamını ekleriz. Bu anlamlı yaşamın kendisidir, gerçek sevginin kendisidir. Bu insan olmanın, onurlu olmanın gereğidir. Bu yüzden sizinle yaşadığım bütün ömürler için hepinize minnettarım. Dünyaya daha kaç defa gelirim bilmiyorum fakat her hayatta PKK’yi yeniden bulmayı, tekrar sizlerin yoldaşı olmayı umuyorum. Her birinizin bu yaşamı, kanınızın son damlasına kadar savunacağınıza yürekten inanıyor, herhangi bir şekilde mücadelesini olumsuz etkilediğim yoldaşlarım olmuşsa öz eleştirimi veriyor, savaşımınızda başarılar diliyorum. Şehit Ekin’in de dediği gibi; herşey büyük buluşma için..."

 

* * *

Eylemini Aryana Baran'a atfetti

Asya Ali, dünyanın ilk ve tek kadın partisi dediği PAJK'taki kadın yoldaşlarına da hitap eden bir mektup bıraktı. İki kadının bir araya gelemediği bir toplumdan bir kadın partisi, bir kadın ordusu yaratan bir gerçekliğe sahip olduklarını belirten Asya Ali, şunları kaydetti: "Kürdistan'da kadın olmanın böyle bir avantajı da var. Bu avantajı kendimizle sınırlı tutmak en çok da onun yaratıcısı olan Önderliğimize haksızlıktır. Onun sevda kadınları olarak, Önderliği bütün dünya kadınlarıyla buluşturmak gibi bir sorumluluğa, bir borca sahibiz. Bugün 'Jin Jiyan Azadî' bir slogan olmaktan çıkıp kadınların, halkların özgürlük meşalesi olarak ülkeden ülkeye dolaşıyorsa bu sloganın yaratıcısını da herkesin tanıması, esaret adasından çıkarmak için bütün dünyanın haykırması gerekir. Bütün dünya kadınları, bütün insanlık bunu Önderliğimize borçlu ve bunu onlara anlatmak da bizim sorumluluğumuz...

Evet güzel yoldaşlar, tarihin kesintisiz en uzun savaşımı olan kadının eril zihniyete karşı verdiği savaşta sizinle birlikte olmak, sonsuz sevgiye, kadın olmanın erdemliliğine sizinle varmak, sizinle yaşamak, sizlerle savaşmak benim için onur olduğu kadar sorumluluktur da. Son anıma kadar bu toplumsal aşkın bir parçası, bir PAJK militanı olmanın sorumluluğuyla yaşayıp savaşacağıma söz veriyor, eylemimi öncü komutanım Aryana Baran yoldaşa atfettiğimi belirterek, hepinizi bütün sevgimle kucaklıyor, mücadelenizde başarılar diliyorum.

 

* * *

Özgürlük büyük bedel ister

"Siz tarihi boyunca direnmiş onurlu bir halksınız. Bu yüzden en çok da sizin bilmeniz gerekir ki; özgürlük büyük bedel ister" diyerek yurtsever Kürdistan halkına seslenen Asya Ali, şöyle devam etti: "Benim uğruna savaşmayı göze aldığım halk, kemikleri annesine kargoyla gönderilen ya da bir çuvalla babasının eline tutuşturulan şehit yoldaşlarım için kıyamet koparacak, savaşçıları kimyasal silahlarla şehit düşürülünce dünyayı yerle bir edecek halktır. Sizler bu güce ve iradeye sahipsiniz, çünkü vahşetin her türlüsünü yaşayıp, direnerek bu günlere kadar geldiniz. Şehit Çektar'ın dediği gibi; kahraman bir halkın çocukları fedai olur... Herkes üzerine düşeni yaparsa Önderliğimizle özgürlük halayına duracağımız günler yakındır. Yeter ki devrimci halk savaşındaki sorumluluklarınızın bilincinde olalım ve çocuklarımızı PKK’den uzak tutmayalım. PKK’den uzak tuttuğunuz her çocuk, her genç öyle ya da böyle sistemin kirliliklerine bulaşıyor. Mevcut dünyada temiz kalmayı başarmış bir toplum varsa o da PKK toplumudur. Ahlaklı, erdemli, bilinçli bir gelecek istiyorsanız çocuklarınızı Önderlik felsefesi ve PKK öğretisiyle yetiştirin. Bizler halkımıza hizmet ettiğimiz oranda özgürleşeceğimizin bilincinde olan militanlarız. Bu yüzden sizler için, özellikle şehit anaları için ne yapsam yetersiz kalacağını biliyorum, yine de bir evlatları olarak en çok da onlar için savaştığımı bilmelerini istiyor, kutsal ellerinden öpüyorum.

 

* * *

Asla arkamdan ağlamayın

Asya Ali, ailesi için yazdığı mektupta, alacakları haberle sarsılacaklarını tahmin edebildiğini fakat katılımının ve savaşımının sıradan olmayacağını bilmeleri gerektiğini belirtti. Ailesine olan sevginin gerçek özüne PKK'ye katıldıktan sonra ulaştığını bilinmesini isteyen Asya Ali, mektubunu şöyle sürdürdü: "Üzerimde emeğiniz çok, her şeyden önce verdiğiniz terbiye ve ahlakın beni özgür yaşam tercihine götürdüğünü anlamalısınız. Size layık olmak sizler için savaşmaktan geçiyordu. Eğer sizler de hep dillendirdiğiniz gibi beni gerçekten seviyorsanız mücadelemi devam ettirin. Gücünüzün yettiği oranda değil tüm iradenizle düşmana karşı koyun ve asla arkamdan ağlamayın. Ağlamanız beni yüceltmeyeceği gibi küçük düşürür. Düşmana karşı ilk savaşımınız da bu olsun. Sizden iki şey rica edeceğim;

* Birincisi yeğenlerimi kendi dilleriyle, kendi kimlikleriyle büyütün. Benim yaşadığım eksiklik hissini onlar yaşamasınlar ve mutlaka Önderliği, PKK’yi tanısınlar.

* İkincisi küçücük bir parçam kalsa dahi beni herhangi bir şehitliğe gömün. Ben ancak yoldaşlarımın yanında huzurla uyurum. Siz belki bir kızınızı yitiriyorsunuz, ben yüzlerce yoldaşımı yitirdim. Beni anlamanızı umuyorum.

Bütün yoldaşlarım, evladınızdır

Canım annem, tek kızın olarak seninle yeterince vakit geçiremediğim ve ilgilenemediğim için beni affet. Ben hep babamın, abilerimin seninle yeterince ilgilendiklerini düşünerek rahat oldum. Fakat kadının kadına gereksinimini, kadının kadınla olan diyaloğunu başka hiçbir şeyle tamamlayamayacağını da partide kadın yoldaşlarımın içinde anladım. Bu yüzden benimle yaşayamadığın her şeyi etrafındaki kadınlarla birbirinize kenetlenerek kuracağınıza inanırsam bana en büyük hediyeyi vermiş olursun. Beni hatırladığınız sürece ben sizinleyim, yeter ki sizler de benim mücadeleme yakışır bir duruş sergileyin ve unutmayın ki bütün yoldaşlarım sizin evladınızdır, ben de binlerce şehit ailesinin bir evladıyım. Beni anladığınız oranda sizin yanınızdayım."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.