Mazlum Doğan festivali

Haberleri —


Festival alanına öğlen saatlerine doğru aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Dep Belediyesi Eşbaşkanları Cennet Ayık ile Burhan Kocaman, DBP PM üyeleri ile Mazlum Doğan'ın ailesinin de bulunduğu binlerce yurttaş katıldı. Daha sonra yurttaşlar, yüzlerce konvoyluk araç eşliğinde "Şehît namirin"sloganlarıyla Doğan'ın doğduğu köy  Teman’dan mezarına doğru yürüyüşe geçti.
Mazlum Doğan'ın mezarının başında demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunuldu. Mezarlıkta konuşan Gültan Kışanak, Mazlum Doğan'ın özgürlük yürüyüşünde ilk adımı atan yoldaşlardan olduğunu belirterek,  "Bu mücadele yılardır aynı çizgide, doğrultuda aynı ilkelere sadık kalarak devam ediyor. Demek ki Mazlum yoldaşımız ve birlikte yola çıkanlar çok sağlam, güçlü bir temel attılar. O temel üzerinde bugün bizler bu özgürlük yürüyüşünü sürdürüyoruz" dedi.
"Bugün hepimizin Mazlum Doğan olması gereken gündür" diyen Kışanak, ''Bugün Rojava Kürdistan'ındaki yoldaşlarımız Mazlum Doğan'ın açtığı yolda yürüyerek devrim yapıyor. Bize düşen de tüm Kürdistan'da Rojava devrimini sahiplenmek ve ayağa kalkmaktır" diye konuştu.

Panel
Festival akşam saatlerinde "Vadilerimizde ekolojik soykırım ve HES'lere karşı mücadele" konulu panelle devam etti. Moderatörlüğünü Mürsel Yıldız'ın yaptığı panelde Prof Dr. Beyza Üstün, Av. Barış Yıldırım ve Özkan Arslan konuşmacı olarak yer aldı. Panelde Moderatör Mürsel Yıldız, HES'lerin asıl amacının, mirasları yok etme, ekolojik dengeyi bozma, doğayı tahrip etme girişimleri olduğunu söyledi. Yıldız'ın konuşmasının ardından doğa tahribatına neden olan ve ekolojik dengeyi bozan barajlar, HES'ler gibi olumsuz etkenleri ile halkın verdiği ekolojik mücadeleyi anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösteriminin ardından sözü Özkan Arslan aldı. Arslan, 80 ve 90'lı yıllarda köylerinden edildiklerini, topraklarının işgal edildiğini ve yok edilmeye çalışıldıklarını belirterek, sistemin bu şekilde başarılı olamayacağını anlaması üzerine barajlarla, HES'lerle değerlerini sulara gömmeye başladığını söyledi.
Arslan'ın ardından konuşan Avukat Barış Yıldırım ise Anayasa'da devletin çevreyi korumakla yükümlü olduğu yönünde bir ibarenin bulunmasına rağmen girişilen HES projelerinde kararların hep tek başına alındığına işaret etti. En büyük HES projelerinin de yine Mezopotamya'da yapıldığını belirten Yıldırım, Kürt coğrafyasının tahrip edilmek istendiğini söyledi. Prof. Dr. Beyza Üstün ise konuşmasına "Mazlum Doğan şahsında yaşamı özgürleştirenlere saygıyla..." diyerek başladı. Üstün, doğa tahribatını ve soysuzlukları halk olarak yargılayacaklarını belirterek, "Anadolu'da nerede su varsa sırasıyla şirketlere 49 yıllığına verildi" dedi. Yaşanan iş cinayetlerine de dikkat çeken Üstün, "Soma'yı, Rojava'yı unutmadığımız gibi unutmadık ve affetmeyeceğiz. Su hayattır! Ormanlar, meralar, sucul sistemler koşulsuz korunmalıdır. Doğayı ve yaşamı sermayeye karşı koruyanlara savunanlara ve mücadele edenlere saygıyla" diyerek konuşmasını sonlandırdı.                                                                
Festivalin gece programı ise sanatçılar Mehmet Yılmaz, Hayri Yılmaz, Alican, Xalîde, Rojda, Sulbus û Tarî  tarafından verilen coşkulu konserle sona erdi.

DİHA/DEP


paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.