Newroz’da ne oldu?
Selim FERAT yazdı —
- Newrozlar çok şey ifade ettiler. Şimdi cevap bekleyen bir halk hareketi var. Kazanmama kompleksine rağmen, savaşta direnenler kazanmayacaklarının farkındalar.
Amed’den Efrîn’e, Rojava’dan Köln‘e kadar, sosyal medyadan Newrozlara konuk oldum. Berlin Newrozundan da izledim: Tüm Newroz kutlamalarının ortak paydasını bulmaya çalışıyorum.
Kürdistan cephesinden silahların susturulduğu bir Newroz.
Savaş tansiyonunu giderek yükselten bir Türkiye madalyonun ters yüzü.
En çok bağıran, yüksek derecede susması gerekendir hipotezine işaret etmek istiyorum.
Ne oldu bu Newrozlarda?
Bilinçli, kontrollü hareket eden milyonlarca Kürdistanlı:
Sabırla hareket ettiklerini yansıttı;
Umudun halka dayalı olduğunun altını çizdi;
Başkasından değil, çözümün halkın gücüne dayandığına dair hafızayı yineledi;
Türk halkına gönüllü ittifak kapısının açık olduğu mesajını verdi;
İnkara karşı var olduklarını ilan etti.
Bir sembol olarak Öcalan yüksek tutuldu.
Ve Newrozdan hemen sonra Rojava’da (Qamişlo) birinci Kürt Kadın Konferansı toplandı.
Bu yılın Newrozu, tüm Kürdistan parçalarının ortak projesiydi ve bunun özgün kutlaması Köln kentinde gerçekleştirildi.
Toparlarsam bir yerde Newroz‘da kolektif bilinç ve hareket, mücadelenin yeni silahına dönüştürüldü.
Dünyanın diğer eski sömürgelerinden öğreniyoruz:
Salazar liderliğindeki Portekiz sömürgeciliğine karşı mücadele veren Gine-Bissau’lu marksist yazar ve siyasetçi Amilcar Cabral önemli yapıtlarından birinin adını:
"Silah olarak teori“ koymuş.
Bunu bugünün Kürdistan’ına tercüme ediyorum:
Silah olarak bilinç!
Bilinçle hareket edenler, neyi ne zaman yapacaklarıyla ilgili birlikte karar veren topluluklardan oluşuyor.
Ne zaman ara verilecek, ne zaman susulacak, yürüyüş ne zaman daha da güçlü start alacak?
Bunlara cevap arayanlar, ortak mücadele ve öğreti üzerinden yükselen bilinçle, birlikte ne yapacaklarıyla ilgili harekete geçiyorlar.
Önemli olan da, bir Newroz’da on değişik kişiyle konuşsanız, bir olayla ilgili birbirine yakın görüşlere kulak verebilirsiniz.
Dinleyen kulaklar birbirine akraba, konuşan diller arasında mesafe yakın.
Cabral devam ediyor:
"Mücadelemizin temel ilkesi şudur: Mücadele halkımızın mücadelesidir, halkımız tarafından yönetilmeli ve sonucu halkımıza hizmet etmelidir.“
Kürdistan’a dönüyorum:
Halkın, kendisi için mücadele etmesi sancılı bir süreçti;
Halkın birlikte mücadeleye yönelmesi, çatışmalı ve acılarla dolu bir toplumsal iç savaş koridorunun aşılmasından sonra, mümkün oldu.
Kin ve intikam duygularının ideallere hükmetmemesini, gelinen sürecin önemli bir emaresi olarak not ediyorum.
"Halkın, halk tarafından, halk için mücadelesi“ne (Cabral), bölüştürülmüş Kürdistan’da zorlu bir iç kıyım sonunda ulaşıldı.
Ve sonunda dört parça Kürdistan’ın Köln’de Rojava için bir araya gelmeleri, bu hala temelleri istenilen düzeyde sağlam değilse de, parçaların kaderini ortaklaşa değiştirecek zengin bir deneyime işaret ediyor.
Newrozlar çok şey ifade ettiler.
Şimdi cevap bekleyen bir halk hareketi var.
Kazanmama kompleksine rağmen, savaşta direnenler kazanmayacaklarının farkındalar.
Doksanlı yılları tekrar ederek, başaramayacaklarını da biliyorlar.
Halkın umudunun onlara endeksli olmadığını da anladılar.
Çıkarımım: Biliyorum öyle veya böyle, radikal bir kırılma yaşanacak!