Öz eleştirimiz pratiğimiz olacak

• Seçim sonuçlarını İstanbul özelinde değerlendiren HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu, "Mevcut yöntem ve stratejilerimiz çok başarılı olamadı, hatta bizi geriye götürdü. Topluma, halka rağmen halk için siyaset yapma mantığı duvara çarptı. Bizim özeleştirimiz pratiğimiz olacaktır” dedi.

Yeşil Sol Parti'nin İstanbul başta olmak üzere oy kayıplarını ve İstanbul'daki çalışmalarını, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu ile konuştuk. HDP, 2018'de İstanbul’da 1 milyon 200 bine yakın oy almıştı. O dönemle kıyaslandığında İstanbul’da yaşanan ciddi oy kaybında en önemli faktörün sebebini sorduğumuz Encu, "Evet, geçmişte İstanbul’da aldığımız oy oranlarına baktığımızda, burada etkilediğimiz siyaset alanı çok geniş. Bu etki alanımız kısa vadede daralmış gibi gözükse de aslında halk, özellikle Kürtler partinin kendisine gelmesi açısından bir tepki ortaya koydu. Gerçek bir öz eleştiri ve yüzleşme ortaya koyarsak sadece İstanbul siyasetini değil, Türkiye siyasetini de belirleyecek bir pozisyonda olacağız” dedi.

Başarısızlıkta payımız var

İstanbul’un en çok oy kaybının yaşandığı ve vekil sayısının en çok düştüğü kent olduğuna dikkat çeken Encu, “Burası pek çok toplumsal dinamiğin yoğun olduğu bir megakent. Bu kentte güçlü bir örgütlülük oluşturamamak büyük bir sorun. Yine ittifakın İstanbul özelinde yaşadığı sorunlar oldu. Burada çok disiplinli bir kampanya yürütülmesi gerekiyordu, bunu başaramadık. Hem İstanbul özelinde hem Türkiye ve Kurdistan genelinde şunu ifade etmemiz gerekiyor; partinin, parti organlarımızın, il ve ilçe örgütlerimizin oylardaki düşüşte, yaşadığımız başarısızlıkta payı olduğunu ifade edebiliriz. Çalışmalardaki keyfi ve yüzeysel yaklaşımın burada rol oynadığını söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.

Yoğun süreç devam ediyor

Seçim sonuçları birçok kente olduğu gibi İstanbul’da da halkla birlikte tartışılıyor. Encu, nasıl bir program izleyediklerini şöyle anlattı: "İstanbul, ilk önce il yöneticileriyle, bu açıdan merkezi düzeyde çalışma yürüten bütün kurum temsilcileriyle birlikte bir tartışma ve eleştiri süreci yürüttü. Sonra ilçe yöneticilerimiz ve ilçede çalışma yürüten tüm arkadaşlarımızla birlikte üç bölgede birkaç ilçeyi birleştirerek bir toplantı serisi başlattık. Konferans sürecini parti politikasının tartışıldığı ve belirlendiği; yaşanan sıkıntıların, boşlukların, eksikliklerin masaya yatırıldığı ve bu eksikliklerin giderilmesi konusunda kolektif bir aklın ortaya çıkarıldığı zemin olarak görüyoruz. Bu açıdan İstanbul’da halkla buluşmak bizim için geçmişten bugüne kadar bu partinin yükünü, kahrını çeken bütün insanlarımızla; gençlerle, kadınlarla bu süreci birlikte tartışacağımız çok yoğun bir süreç olacak.”

Halkla birlikte hareket

"Mevcut yöntem ve stratejilerimizin çok başarılı olamadığı, hatta bizi geriye götürdüğü tespitimiz mevcuttur" diyen Encu, şöyle devam etti: "Dolayısıyla topluma, halka rağmen halk için siyaset yapma mantığı duvara çarptı. Halkın hissiyatı, duygusu, fikrini aslında anlayabiliyoruz ama pratiğe gelince bu gözden kaçıyor. Bizim öz eleştirimiz pratiğimiz olacaktır. Önümüzde bir yerel seçim var. Yerel seçimlerde yaşadığımız tüm sorunların çözümüne yönelik bir pratik sergileyeceğiz. Biz radikal demokrasiyi, doğrudan demokrasiyi savunuyoruz. Halkın siyasete dahil olup karar mekanizması içinde yer aldığı bir paradigmayı savunuyoruz. Bu anlayış çerçevesinde halkı karar mekanizmalarına dahil edecek yol ve yöntemleri bulmak yöneticilerimizin sorumluluğundadır. Biz bundan sonraki süreçte halkın karar mekanizmasına çok yoğun katılımını sağlamayı hedefliyoruz, özellikle önümüzdeki yerel seçimlerde partinin ilke ve ölçüleri dışına çıkmayan adayların tespitinden tutun aday belirlemelerin tüm süreçlerinde ve değerlendirilmesinde halkla birlikte hareket edeceğiz."

Tartışmalara herkes dahil olmalı

Halka umutsuzluğa kapılmama çağrısında bulunan Encu, şunları ekledi: "Biz daha zorlu süreçleri atlatan bir hareketin geleneğinden geliyoruz. Halkımız partisine, değerlerine, mücadelesine inanmalı. Bu açıdan politik zeminde tartışmalara herkes dahil olmalı. Asla hareketimize, mücadelemize halel getirecek bir söylem geliştirmemek gerekiyor. Büyük bedeller ödeyerek buralara geldik. Bu bedellere denk düşen bir tarz, üslup geliştirerek, daha bütünleyici, daha pozitif eleştirilerek getirerek bu süreci yürütmemiz gerekiyor. Bu süreci bireylerin bir başarısızlığı olarak tanımlamak, bireyler üzerinden tartışmak doğru olmaz. Bir bütün olarak her birimizin payı, eksikliği olduğunu gören bir yerden tartışmalarımızı yürütmemiz gerekiyor. Bütün halkımızı bu sürecin içerisinde belirleyici olmaya; büyük bir değişimin, atılımın öncülüğünü yapmaya çağırıyorum." HABER MERKEZİ