Ragıp Zarakolu

Haberleri —

Tersten başlamak istiyorum:    Ragıp Zarakolu, 1998 yılında, Dünya Yayıncılar Birliği’nden “Düşünce, Yazma, Yayınlama Özgürlüğü” ödülünü alan Türkiye’de yaşamının sonuna dek marksist kalan Ayşe Nur Zarakolu’nun mirasını devralan, uzun nefesli bir mücadele adamıdır.
İtalya’nın Padova kenti Ayşe Nur Zarakolu’ya “dürüstlük ödülü” vermişti. Onun bu geleneğini de devam ettiren Ragıp Zarakolu’na Türkiye’de “dürüstlük ödülü” verilmedi.
Ragıp Zarakolu, tutuklandığı 43 kişiyle birlikte, Çevik Kuvvetler’in münibüsleri tarafından cezaevine nakledildi.
Sonrasında trajikomik bir olay yaşandı: Bülent Arınç “iyi polis” rolündeydi. Şaşkınlığını dile getirdi. İnanmadım.
Kararı veren 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimler’ini istifa etmeye çaǧırmadı; suç duyurusunda bulunan savcıyı görevinden almadı, buna ise inandım.
Ragıp Zarakolu’nun tutuklanması, Türkiye’de Kürtler’den sonra Türkler’e karşı bir saldırının da başlatıldığına işaret ediyor.
Bahsettiklerim arasında MİT’e yakın duran adam Tuncay Özkan yok.
Sözkonusu olanlar arasında, Genelkurmay’ın kendinden görevli gönüllü sekreteri Doğu Perinçek de yok.
Anımsadıklarım arasında, “lanetli sosyalist”, kodadı Prof. ve kendisini yarı Lenin ve daha çok da Mustafa Kemal’in yüklü olduğu tablolarda seyretmek isteyen, “Kıbrıs Gazisi” ve eğer söyledikleri doğruysa, “Yunan katili” Yalçın Küçük hiç mi hiç yok.
Ragıp Zarakolu ve Belge Yayınları başka bir tabloda duruyorlar.
Ragıp Zarakolu tutuklandıktan sonra, Dünya Ermeni Kongresi olağanüstü toplanmalı diye düşündüm.
Belge Yayınları, Franz Werfel’in “Musa Dağında Kırk Gün”ün Türkçe çevirisini yayınlamış ve bu kitabın tanıtımı için Paris’te Ermeni Kurumları tarafından özel bir tören düzenlenmişti. “Anadolu’lu bir Ermeni komünistin öyküsü, Ermeni Soykırımı Tarihi” ise yayınladıǧı başka kitaplar.
Ragıp Zarakolu tutuklandığında, Yunan Yazarlar Birliği Türkiye’ye edebi bir nota verir zannetmiştim, çünkü Türkiye’de Yunanlılar’ın ellili yıllardan sonra Türkiye’de yaşadıkları dramın izleri Belge Yayınları’nda bulmak mümkün.
O tutuklandığında, Kürdistan Ulusal Kongresi’nin Kültür Komisyonu’nun, Türk yargısını mahkum eden bir açıklamasının olabileceğini düşünmüştüm, çünkü Zarakolu, Jean Paul Sartre‘nin “Hepimiz Katiliz” kitabını Türkçeye kazandırarak, Türk aydınlarının çehrelerine ayna tutarak, sömürge Kürdistan ile Türkiye arasındaki antagonist/çıkmaz ilişkinin görüntülenmesine katkıda bulunmuştu.
Zarakolu’nun tutuklanmasıyla birlikte, Dünya Çerkezler Kongresi ayaklanmalıydı çünkü, çünkü, çünkü…
Türklük ve burnu yüksekteki kolonizatörlerin tablosu dışında duran zenginliklerin Türkiye’deki önemli adreslerinden biri, Belge Yayınları ve Ragıp Zarakolu’dur.
Sıra Ragıp Zarakolu’na geldi.
Kürtler’in hakları konusunda duyarlı olan her kimse, “KCK’li” olarak suçlanıp tutuklanırsa, geride kalanlar susmamalıdırlar.
Çünkü eǧer Ragıp Zarakolu’ya geldiyse sıra, birilerinin kurtulması imkansızlaşıyor.
Hükmeden șuursuzluk kazanmayacak, bunu biliyorum; susulmadıǧında…

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.