• Erzurum Dumlu 2’Nolu Cezaevi'ndeki adli tutuklu Rıdvan Barık, gardiyanlar tarafından ölümle tehdit ediliyor.

Barık, Hatay'ın Samandağ ilçesindeki K1 Tipi Kapalı Cezaevi'nde görevli gardiyan Fayat Toy'u 15 Ocak 2014’te öldürdüğü için tutuklu. Barık, 9 Temmuz’da ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde infaz memurlarının kendisini ölümle tehdit ettiğini aktardı. Barık, “İnfaz memurları bana ‘Suç ortakların intihar etti, sen de bir intihar mektubu yaz ve intihar et. Elimizi kanına bulaştırmayalım" sözleriyle tehdit edildiğini belirtti.

İnfaz memurları tehdit ediyor

Aynı suçlamayla yargılandığı iki kişinin farklı cezaevlerinde öldürüldüğünü söyleyen Barık ailesiyle yaptığı görüşmede şunları dile getirdi: “Burada hayatta kalma mücadelesi veriyorum. Benimle aynı dosyadan yargılanan diğer iki kişi cezaevinde şüpheli şekilde öldü ama intihar ettiklerini söylediler. İntihar etti dediklerinden bir tanesi hakkında ‘psikolojisi bozuk o yüzden intihar etti’ diye rapor tutmuşlar. Burada can güvenliğim yok. ‘Diğerleri gibi seni de yok ederiz ve intihar süsü veririz. Gardiyan öldürdüğün için seni öldüreceğiz’ diyorlar. Gittiğim her cezaevinde aynı şeylerle karşılaşıyorum. Gardiyanı ben öldürmedim ama bana da ‘suç ortağısın’ diyorlar. Sürekli dövüyorlar ve işkence yapıyorlar. Vakit yok artık ve bu işin şakası da yok. Benimle aynı dosyadan yargılanan iki kişiden biri Diyarbakır 1 Nolu cezaevinde diğeri ise Elazığ’da öldürüldü. Burada bir haftadır infaz memurları beni tehdit ediyor.”

Tahliyesine 3 gün kala

Barık’ın kardeşi Erol Barık, “Ağabey askerlik yaparken, yemin törenine birkaç gün kala askerden kaçtığı için 20 ay disiplin cezası aldı. Bu cezanın toplam yatarı ise 11 aydır. 11 ay cezaevinde kalan abim cezasının bitmesine 3 gün kala Hatay’da bulunan askeri cezaevinden koğuş arkadaşlarının ‘Bizimle kaçmak zorundasın yoksa seni sonra buluruz’ tehditleri sonrası kaçmaya çalıştı. Kaçma esnasında yanındakiler ile bir gardiyan arasında kavga çıkmış. Çıkan kavgada gardiyan abimin yanındakiler tarafından öldürülmüş. Kardeşim de bu olaydan dolayı müebbet hapis cezası aldı. Abim bizi her aradığında tehdit edildiğini söylüyor. Hangi cezaevine gitse gardiyanlar abime şiddet uyguluyor” diye belirtti. MA/ANKARA

 

* * * 

Hiçbir zaman boyun eğmedi

Êlih’in Kercews (Gercüş) ilçesine bağlı Bilêxşê köyünde 13 Temmuz’da tutuklanan 9 kişi arasında yer alan 59 yaşındaki Sare Kaya, ömrü boyunca baskı, işkence ve göçertme politikalarına karşı direndi. 

Sare Kaya, 90’lı yıllarda köyün yakılması üzerine ailesiyle birlikte Mêrdîn’în Nisêbîn (Nusaybin) ilçesine göç etmek zorunda kaldı. Nisêbîn’de Kaya'nın kardeşleri Mecit ile Hemdin kontra güçler tarafından katledildi. Kaya’nın eşinin kardeşi de Êlih’te Hizbulkontra tarafından katledildi. Sare Kaya’nın bir çocuğu devletin baskılarına karşı PKK’ye katıldı. Nisêbîn’de artan baskılar nedeniyle Kaya ailesi 2000’lerin başında Êlih kent merkezine taşındı. Bir süre burada yaşayan aile dört yıl önce Bilêxşê’de ev yaparak, yeniden köyüne döndü. 

 

 

Köyde kimseyi bırakmadılar

MA’dan Fethi Balaman’a konuşan Êlih Barış Anneleri Meclisi üyesi Kamile Şimşek, yeğeni Sare Kaya’nın baskı, işkence, göç ettirme politikası ve katliamlara karşı hiçbir zaman geri adım atmadığını söyledi. Şimşek, “Önce gözaltına aldılar, daha sonra serbest bırakıldılar. Ancak gelen talimatla tekrar tutukladılar. Köyün neredeyse tamamı gözaltına alındığı ve tutuklandığı için şu an köyde kimse yok. Ekinler ve hayvanlar boşta kaldı. Bu insanlar 40 yıldır devletin şiddetine maruz kalıyor. Aile rahat yüzü göstermedi” dedi.

“Şeker ve tansiyon rahatsızlıkları var. Yaşlı ve hasta olmalarına rağmen tutukladılar” diyen Şimşek, gözaltı sırasında çekilen annelerin fotoğrafının Türk devletinin “utanç” fotoğrafı olduğunu ekledi. BATMAN

 

* * *

Iğdır S Tipi’nde intihar

“Kuyu tipi” olarak bilinen Y ve S Tipi cezaevlerindeki baskılara dikkat çeken Avukat Cihat Durmaz, “Iğdır S Tipi Cezaevi’nde 4 mahkum şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi” dedi.

Türkiye’de “kuyu tipi” olarak nitelendirilen Y ve S Tipi cezaevleri, son yıllarda en fazla hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerinin başında geliyor. 2016’dan sonra 7 Y ve 6 S tipi cezaevi yapıldı. Uzun süredir cezaevlerine ilişkin çalışma yürüten Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi’nden Avukat Cihat Durmaz, söz konusu cezaevlerinin acilen kapatılması gerektiğini söyledi.

 Türkiye’de hücre tipi cezaevlerinin 2000 yılların başından itibaren açılan F tipi cezaevleriyle gündeme girdiğini hatırlatan Durmaz, “İmralı Cezaevi ile birlikte bu konu Türkiye’de tartışma konusu oldu. 2021’den itibaren muazzam bir şekilde yüksek güvenlikli cezaevleri inşa edilmeye başlandı. 6’sı S ve 7’si Y tipi olmak üzere 13 cezaevi sessiz sedasız bir şekilde inşa edildi. Bu cezaevlerinden sürgünlerin yapılmasıyla haberdar olduk. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sevk edildiği cezaevi olarak biliniyor ama farklı cezalar alanlar da burada tutuluyor” dedi.  

3 yılda 4 intihar!

 Cezaevlerin tutsakları birbirinden izole ettiğine dikkat çeken Durmaz, “Bu cezaevlerinde tutsakların iletişimi yok denecek kadar az. Günün bir buçuk saati dışında tutsaklar zamanların tümünü koğuşta geçiriyor. Haftada bir veya iki saat diğer mahkumlarla iletişim sağlayabiliyor. Tutsakların içerisinde bulunduğu durum nedeniyle bu cezaevleri ‘kuyu tipi’ hücre olarak da adlandırıyor. Koşullar nedeniyle tutsaklarda birçok ağır sağlık, psikolojik sorunların çıkmasına neden oluyor.  2021’den bu yana açılan Iğdır S Tipi Cezaevi’nde 4 mahkum şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi” diye belirtti. 

 

 

Y ve S Tipi cezaevleri kapatılsın

Y ve S Tipi cezaevlerinin kapanması için bir çalışma başlattıklarını belirten Durmaz, “Hukukçular olarak talebimiz inşa sürecinde olan cezaevlerinin kapatılmasıdır. İktidar, bu cezaevleriyle bir tutukluyu topluma kazandırmaktan öte toplumdan koparttığını görmelidir. Özellikle S ve Y tipi kapalı cezaevlerin kapatılması için başta ÖHD, TBB ve birçok sivil toplum örgütleri ile bir çalışma yapmaya başladık. Bunu da hem kamuoyu hem de meclis gündemine taşıyıp bu cezaevlerin kapatılması için çalışacağız. Yeni tip cezaevlerinin yapımı yerine, infaz rejimine ve uluslararası hukuka uygun bir standartta kavuşması sağlanmalıdır” diye konuştu.