Seyid Rıza ile Şeyh Sait’i BULUŞTURACAÐIZ

Haberleri —

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı ve HDP İzmir 2. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı Müslüm Doğan, AKP’nin Alevilerinin sorunlarını ağırlaştırdığını ve Alevilerin buna karşı yeni tespitler yapmak zorunda kaldığını belirterek, “Bu sistem CHP’yle aşılmaz. Zaten MHP’den uzağız. Sovyetik sosyalist partilerin de gücü belli. Bir Halkların Demokratik Kongresi fikriyatı ortaya çıktı. Aleviler de siyasal duruşlarını HDK ve onun siyasal partisi HDP’yle birlikte geliştirmeye başladılar” dedi.

Devletin halkları bugüne kadar sürekli ayrıştırdığını belirterek, “Bu engelleri artık kaldıracağız. Bu bağları kuvvetlendireceğiz. HDP projesi budur aslında” diye kaydetti.

Doğan’la söyleşimizin ikinci bölümünde AKP iktidarının Alevilerin yaşamı ve mücadelesine etkisini ve HDP’nin Aleviler için yeni olan tarafını konuştuk.


AKP iktidarı, devleti de reorganize ederek bugüne geldi, yeni siyasal durumlar, refleksler ortaya çıkardı. Alevilere etkisi ne oldu? AKP iktidarıyla ‘yeni’ olan bir şey var mı Aleviler açısından?

Şöyle var: AKP rejimi, Alevilerin sorunlarını ağırlaştırdı. Sistemin Alevilere yüküne yeni yükler kattı. Yeni asimilasyon araçları devreye koydu. Mesela 2008 yılındaki çalıştaylarda tek olumlu şey, Alevilerin bir özne olarak kabul edilmesiydi. Onun dışında tek olumlu şey yok.

Okullarda mescit açılması, 4+4+4 eğitim sistemi, zorunlu din derslerinin ilkokul ikinci sınıfa kadar yayılması gibi uygulamalar, Aleviler açısından kabul edilemezdir. Bu tür yaklaşımlar, Aleviler açısından yeni tespitleri zorunlu hale getirdi. “Bunu nasıl aşarız” diye düşünüyor Aleviler.

Bu sistem CHP’yle aşılmaz. Zaten MHP’den uzağız. Sovyetik sosyalist partilerin de gücü belli. Bir Halkların Demokratik Kongresi fikriyatı ortaya çıktı. HDK fikriyatı içinde Aleviler, bu atölyenin bileşkesidir. Ayrıca biliyorsunuz, Aleviler de artık değişik sınıfsal kesimlerden oluşuyor; eskisi gibi sadece yoksul köylülükten oluşmuyor. AKP’nin uygulamalarından rahatsız Aleviler, siyasal duruşlarını da HDK ile birlikte geliştirdiler ve onun siyasal partisi HDP içinde de ciddi şekilde temsil edilmeye başladılar. Bu doğal akış, AKP rejimine karşı yeni bir siyasal duruşu geliştirdi. CHP’den kopuş, HDP’ye yöneliştir bu. Bir kırılma gerçekleşiyor. Eskiyi savunan bir yapıdan kopuş ve yeniyi savunan, cumhuriyetin demokratikleştirilmesini isteyen ve özgür, demokratik, laik bir yapıyı kurmaya çalışan bir yapılanma var.


Ya Gezi Direnişi? Gezi’de Alevilerin öncülüğü çok belirgindi. Yitirdiğimiz bütün canlar Alevi’ydi. Aleviler, direnişin en temel unsuruydu. Neden böyle oldu?

AKP rejiminden en çok etkilenen toplumsal kesim Alevilerdir. Gezi Direnişi, buna karşı bir direnci, varoluşu ortaya koydu. Gezi Direnişi, bu anlamda bizim için son derece önemli. Direnci sadece Alevilere bağlamak tabii çok doğru olmaz; ama direncin en önemli bileşeni Alevilerdi.


Gezi’de bir enerji açığa çıktı, lavlar birikti, patladı, etrafa saçıldı. Bugün nerede o lavlar, o enerji?

Bence o lavlar sönmedi. Bu enerjiyi bizim doğru değerlendirmemiz gerekiyor. Geçmişteki hastalıklarımızla bu enerjiyi harcamamamız gerekiyor. Bu birleşen enerjiyi biz, HDP’de değerlendireceğiz. Bu konuda kararlar da alındı, biliyorsunuz. Aleviler önemlil kararlar aldı. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’ndan Turgut Öker yoldaş temsilen geldi. Hübyar Sultan Derneği’nden Ali Kenanoğlu yoldaş geldi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nden ise ben geldim. Bu karar, Gezi’de açığa çıkan enerjimizi kullanmak içindir aynı zamanda. Bu enerjimizi bu alanda kullanmak istiyoruz.

Gezi’de ortaya çıkan, siyasal bir duruşun ürünüdür. Sadece seçimlerle de ifade etmek yanlıştır. Mücadele esas olarak seçimlerden sonra sürecektir. Gezi’de ortaya çıkan o enerji de HDP’de birikiyor.


Peki, daha somut konuşalım artık. HDP’de böyle geniş bir Alevi birlikteliği oluştu. HDP, Aleviler açısından yeni olan ne ortaya çıkardı?

Şöyle bir yenilik yarattı: İlk kez bu düzeydeki bir siyasal parti diyor ki, “Ben Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracağım.” İlk kez zorunlu din derslerine her yerde, güçlü ve açık biçimde karşı çıkıyor. İlk kez Alevilere, “Gelin, burada kendi özgünlüğünüzle siyaset yapın” denildi. “Geleceği birlikte inşa edelim” diyor, ilk kez. Bu son derece önemli bir olay. Hiçbir siyaset kurumu Alevilere, “Gelin, kendi özgünlüğünüzle siyaset yapın” demedi. Bu cesareti gösteremedi.

HDP zaten Alevilerin doğal olarak içinde yer aldığı bir projedir. “Gelin, siyaset yapın” derken de, “Kendi özgünlüklerinizi koruyun” çağrısı yapıyor aslında. Yoksa Aleviler, zaten çağrı beklemiyor. HDP, “Kurumsallığınızı da koruyun” diyor.


Alevilerin bugüne kadar kendi kurumsallıkları, işleyişleri, özgün örgütleriyle içinde yer aldığı başka bir siyasal parti olmuş muydu?

Hayır, hiçbir biçimde olmamıştı. Biliyorsunuz, bir “Türkiye Birlik Partisi” denemesi vardı, başka zaman tartışırız onu, ama o da bugünkü gibi değildi. Şuna inanıyoruz: Örgütlülükler eğer ihtiyaç temelinde ortaya konursa doğru örgütlülüklere dönüşür. Onun dışında tarihte bir süreç olarak durur. Bugüne kadar Aleviler anlamında böylesine doğru bir süreç ortaya konamamıştır.


Tamam, söylediğiniz gibi Alevilerin önemli kısmında HDP bir heyecan yarattı, yoğun bir akış var ama Alevilerin bir kısmı da halen bugüne değin hiçbir kazanıma yol açmamış geleneksel tavrı sürdürmek ister gibi görünüyor. Bunu ortaya çıkaran ne? Alevilerde, “Babamın, dedemin partisi” gibi bir siyasal davranış var mı?

Bizce CHP, tarihsel olarak da mesela bir Dêrsimlinin, bir Koçgirilinin partisi olmamalıdır. Ama egemen ulus ideolojisinin yarattığı bir ruhi şekillenmeden bahsediyoruz. Resmi ideolojinin etkisi halen var. Bugün Kürt Alevileri çok büyük bir oranda yıktı. CHP, artık Dêrsimlinin partisi olamaz mesela. Koçgirilinin de olmamalı. Bu konuda cesaretli, dirayetli olmalıyız, kararlı olmalıyız. Kararlı olmadığımızda, mesela AKP rejimiyle, karanlığıyla uğraşmak bizim için çok zor olacaktır. Enerjimiz boşa harcanacaktır.

Aleviler, sistem partilerinden kopuş gerçekleştirmezse gelecek inşa edilemez. Alevilerin CHP’den beklediği artık hiçbir şey olmamalıdır. Bu kararsızlık da çok doğru bir şey değil. 


Doğrudan soralım: Mesela Aleviler CHP’ye oy verirse, cemevleri özgürleşir mi?

Kesinlikle özgürleşmez. En çok ne olur: Cemevleri devletleştirilir, özünden koparılır. Devletle bağlar zayıflarsa Aleviler özgürleşir. CHP’yle ilişki kurmak da devletle bağ kurmaktır. CHP’den ne kadar uzaklaşırsak inancımız da o kadar özgürleşir. Toplumsal özgürlüğümüzün önündeki engeller kalkar. Böylelikle bir Alevi toplumu projesine doğru da yönelmiş oluruz. Bizim niyetimiz bir Alevi toplum projesi yaratmaktır. İşte bu toplumsal kesimler kendi özgünlüğüyle örgütlenip bir bileşen halinde irade ortaya koymalıdır.


Alevilerin tek sorunu kurumsal değil, toplumsal yarılmalar da oluşturulmuş. HDP’ye oy vermek, mesela memleketin Sünnileriyle Aleviler arasındaki açıyı kapatacak mı? HDP, böyle bir birliği de vaat ediyor mu?

Evet. Bizi hep ayrıştırmışlar, birbirimizden uzak tutmuşlar. Koçgirililere, Ağrı‘da katliam olurken, “Aman bunlara gitmeyin, bunlar şeriatçı” demişler. Koçgiri yaşanırken Ağrılılara, “Bunlar Kızılbaş’tır” demişler. Pir Seyid Rıza ile Şeyh Sait’in buluşması da engellenmiştir. Bu engelleri artık kaldıracağız. Bu bağları kuvvetlendireceğiz. HDP projesi budur aslında. Halklar arasında, inançlar arasındaki uzaklıkları minimuma indirmek, buluşmayı sağlamaktır. Geleceğin ülkesi böyle inşa edilir.


Sizinle İslami cenahtan mesela Hüda Kaya’yı aynı partide siyaset yapar hale getiren de bu ruh mu?

Evet, söylediğimiz ve söylerken yaptığımız tam da böyle bir şey aslında.  BİTTİ


OSMAN OÐUZ/HABER MERKEZİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.