Terör koridoru ve "teröristan"!

• 2018’de Efrîn’i işgal ettiler. Ve orada etnik temizlik uyguladılar. Şehba ve Tıl Rıfat’ta kalan Kürtler topraklarına dönme arayışındalar. Türkiye’nin planı ise ilk önce Fırat’ın batısından bir bütün olarak Kürtleri temizlemektir. Türk devletinin projesi oradan Derik’e kadar bütün Kürt bölgelerini, terör koridoru dedikleri toprakları işgal edip Kürtlerden arındırmaktır.

ZEKİ AKIL

Ankara’daki TUSAŞ eyleminden sonra akla ziyan yorumlar ve komplo teorileri almış başını gidiyor. Yaşar Güler de PKK’nin 47 hedefinin Türk ordusu tarafından vurulduğunu açıkladı. Bu 47 hedefin nereleri olduğunu Türkiye’de soran ve sorgulayan çıkmadı. MSB açıklamaları tanrı kelamı gibi sorgulanamaz ve soru sorulamaz durumda. Türk halkı Rojava’da yapılan katliamları ve hizmet tesislerinin vurulduğunu tıpkı Gazze’deki gibi savaş suçları işlendiğini bilmez ve duymaz halde.

Türk basını sınırsız biçimde savaş borazanlığı yapıyor. Tümü tam bir psikolojik savaş makinasına dönmüş. Sadece Türk basınını izleyenler olan bitenden habersiz. Ama politikayla ilgilenenler Kürt basınını izliyor. Dijital medyayla ilgileri olanlar var. Rojava’da öldürülen sivillerden ve işlenen savaş suçlarından habersiz değiller. TUSAŞ için hop oturup hop kalkanlar Rojava’daki katliamlara ses çıkarmıyorlar. Kürtler üzerinde katliamı ve etnik temizlik politikalarını onaylayan ve sessiz kalanlar Kürt sorununu çözebilirler mi? Bu savaş tek taraflı mı yürüyor, sadece Kürtlerin elinde mi silah var?

Sanki ateşkes olmuş, savaş durmuş ve PKK ateşkese uymamış havalarındalar. Sözde yumuşama ve bir çözüm süreci başlamış da PKK bunu istemiyor! Bu söylemler sadece savaşı derinleştirmeye hizmet eder. Unutulmasın, 2013’te çözüm süreci başlamıştı, heyetler İmralı’ya gitmişti. Tam bu sırada MİT gidip Paris’te Sakine Cansız ve iki arkadaşını katletti. MİT’in bu cinayetlerine ve barışa tuzak kurmasına kimse ses çıkarmadı. Şimdi ortada bir süreç ve ateşkes yokken söylenmedik söz bırakmıyorlar.

Irkçılıktan malul Türk basını ve politikacıları Kürt düşmanlığını ve soykırım politikalarını gözden kaçırmaya devam ediyor. Asıl sorunları gizliyorlar. Bu süreçte en dikkat çekici ve can alıcı olan açıklama yine Erdoğan’dan geldi. Erdoğan Kazan dönüşünden sonra havaalanında yaptığı güvenlik toplantısında Kürt düşmanlığı ve soykırım politikaları konusunda kararlıklarını vurguladı. "Asla bir "teröristan" kurulmasına izin vermeyiz’’ dedi. Bu sözler Rojava’ya karşı düşmanlığın ve saldırıların nedenini apaçık ortaya koymaktadır. Özerk Yönetimin, Rojava’nın TUSAŞ eylemiyle ne ilgisi var? Ama hedefe konan ve bombalanan, katliamlara maruz kalan Rojava oldu.

Bu "teröristan" söylemi ve kavramı Türkiye’de sorgulanmadı. Dünyada "teröristan" diye bir yer ve siyasi söylem duymadık şimdiye kadar. Bu Türk ırkçılarının icat ettiği bir kavram. Kürt ve Kürdistan diyemedikleri için bu "teröristan" kavramını icat ettiler. "Teröristan" denildi mi, onlara göre kimse saldırılarını eleştirmez ve karşı çıkmaz. Türkiye halklarında da bilinç körelmesi yaratıp bütün suçlarına ortak ediyorlar. Terör ve "teröristan" denildi mi, orada insan yoktur, insan akla gelmez. Dış dünyada tepkileri önlemek ve kendisine bir meşruiyet alanı yaratmak istiyorlar.

"Teröristan"la kastettikleri Rojava’da Kürtlerin bir statü elde etmelerini engellemektir. Kürtlerin özerkliğine karşıyız da diyemiyorlar. Çünkü bu söylemler dünya kamuoyunda kabul görmez. Kürtlerin de diğer halklar gibi özgür ve kimlik sahibi olma hakları vardır. Dünya halkları buna niye karşı çıksın? Ama psikolojik savaşta ustalaştıkları ve gerçekleri çarpıtmada sınır tanımadıkları için "teröristan" kavramını türettiler. Irkçılıkla zehirlenmiş zihniyetlerini kötülük için ne kadar zorladıkları görülüyor.

"Teröristan" veya terör koridoru dedikleri yer Kuzey ve Doğu Suriye’dir. Burada milyonlarca insan yaşamaktadır. Bu bölgelerde de savaştan kaçıp göçenler var. Ancak savaş bölgelerinde kaçıp buraya gelmiş ağırlığı Arap olan yüzbinlerce insan da var. Bazı yerlerin nüfusu ağırlıklı olarak Arap’tır. Kürtler, Araplar, Asuri-Süryani, Ermeni, Türkmen ve diğer halk grupları var. Hepsi barış içinde bir arada yaşıyorlar. Suriye’nin en demokratik ve istikrarlı bölgesini oluşturdular. DAİŞ’i buralardan sürerek güvenliklerini kendileri sağlıyor.

İşte Türkiye’nin ortadan kaldırmak istediği bu bölge ve oluşan yönetimdir. Bilindiği gibi 2018’de Efrîn’i işgal ettiler. Ve orada etnik temizlik uyguladılar. Şehba ve Tıl Rıfat’ta kalan Kürtler topraklarına dönme arayışındalar. Türkiye’nin planı ise ilk önce Fırat’ın batısından bir bütün olarak Kürtleri temizlemektir. Türk devletinin projesi oradan Derik’e kadar bütün Kürt bölgelerini, terör koridoru dedikleri toprakları işgal edip Kürtlerden arındırmaktır.

Şengal’in Ankara’daki eylemle ne ilgisi var? Şengal’i de hedef aldılar. Ezîdîler DAİŞ katliamından geçti. Nüfusun çoğu kamplarda ve yurtdışına kaçtı. Kalanları da Türk devleti temizlemek istemektedir. Bu terör ve "teröristan" kavramının Kürtleri inkar ve imhanın özü olduğunu bilmek ve bu konuda halkı ve dış kamuoyunu aydınlatmak gerekir.