Türk hükümeti açıklasın

Haberleri —

Kürt Halk Önderi Öcalan’ın yanındaki iki tutsağın sürgün edilmesi üzerine açıklama yapan İmralı Heyeti, tutsaklardan haber alınamadığını, Öcalan’ın güvenlik ve sağlık durumunu bilmediklerini belirterek, Türk hükümetinden acil açıklama yapılmasını istedi.

İmralı Heyeti üyeleri İdris Baluken, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, İmralı Adası’ndaki tutsakların başka cezaevine sürgün edilmesine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, şunları söyledi: “Bu ülkenin barışını dinamitlemek için yapılmayacak tek şey ne deseniz, ‘Sayın Öcalan üzerinde müzakere sürecinde hükümetle mutabık kaldığımız sekretaryasının dağıtılması, Sayın Öcalan’ı tekrar o dört metrekarelik tecrit koşullarına geri gönderilmesidir’ diye cevaplarlarım. Bu ülkenin en tepesinden karar sürecindeki bütün bakanlarından Başbakan’ına, milletvekillerine kadar ağızlarında bir replik vardı. Neydi o replik ‘Bunlar Sayın Öcalan’ı boşa çıkarıyorlar. Aslında Öcalan barıştan yana’ diye başlayıp onlarca cümle kuruyorlardı. Ne oldu da yanındaki iki arkadaşı ailelerine bile haber vermeden en temel insan haklarını yok sayarak, sürgün ettiniz? Aileler İmralı‘daki bu iki yakınlarına eşya gönderdikleri zaman ‘Bu cezaevinde değiller’ yazısıyla karşılaşıyor ve ortaya çıkıyor ki 15 gün önce Silivri Cezaevi’ne sürgün edilmişler. 


‘Öcalan’ın durumunu bilmiyoruz’

Bu tutsaklarla görüşme de fiilen engellenmiş durumda. Ne bu sürgünün nedenini ne sağlıklarını ne Sayın Öcalan’ın güvenlik ve sağlık durumunu, şu an bilmiyoruz. Sayın Pervin Buldan Adalet Bakanı ile ısrarla görüşmeye çabaladı. Bunun gerçek sebebini anlamak için bir gün telefonlarına çıkmadı, ikinci günün sonunda verdiği cevap ‘Rutin bir işlem’ şeklinde oldu. Muhataplarımızın hepsi ya ilk defa bizden duydular ya da çok iyi rol kesiyorlar. Bir gün sonra verdikleri cevap ‘rutin bir işlemmiş’. Rutin olan bu kabinenin kendisidir. Rutin bir ciddiyetsizlik bu ülkeyi pençelerine almış kıvrandırıp durmaktadır.  


‘Hükümetten acil açıklama bekliyoruz’

Bu konuda hükümetten acil bir açıklama istiyoruz. Net bir şekilde yalana başvurmadan bilgilendirmekle mükelleftirler. Bu öyle bir meseledir ki basit bir şekilde ele alınamaz… Bugün Sayın Öcalan üzerinde bir tecrit geliştirmek, can güvenliği ve sağlık koşulları hakkında halkının ve örgütünü endişeye sevk etmek savaşa davetiye çıkarmaktır. Hükümet bu yanlıştan kaçınmak için bir an önce durumu eski koşullarına getirmeli ve kamuoyunu acil ve net bir biçimde bilgilendirmeli. Çünkü Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ortak geleceğimizin arasına Marmara Denizi kadar bir hendek kazmak anlamına gelir. Sizin basit bir pervazsızlıkla kazdığınız bu hendek daha sonra kapatılması için çok büyük bir emeği gerektirecek. En basit, en temel ahlaki tutumunuza geri dönün, verdiğiniz sözleri yerine getirin. Sekretaryayı kafanıza göre eğip bükemezsiniz.

Artık tecridin kaldırılması değil Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü acil bir gündem olarak önümüze koymuştur. Bu ülkede yeni bir anayasa istiyorsanız eski anayasanın yarattığı düşmanlık zeminlerini ortadan kaldırmakla başlamalısınız… Hükümete tekrar ve tekrar bu konuda acil bir bilgilendirme ondan sonra da tekrar müzakere sürecinde mutabık kalınan koşullara dönülmesini istiyoruz.”


Aileleri görüştürülmüyor

İmralı Cezaevi’nden Silivri Cezaevi’ne sevk edilen ve Öcalan’ın sekretaryasını yürütecek olan grupta yer alan Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran’ın durumuna ilişkin ne avukatlar ne de aile bilgi alabiliyor. DİHA’ya dün konuşan Nasrullah Kuran’ın kardeşi Avukat Bedri Kuran, ağabeyinin İmralı Cezaevi’ne gönderilmesinden sonra aile olarak görüşemediklerini ve bütün yasal haklarının engellendiğini söyledi. Ağabeyinin Silivri Cezaevi’ne sürgün edilmesini tesadüfen öğrendiğini söyleyen Kuran, İmralı Cezaevi’ne gönderilen kargonun geri gelmesi ile bilgi sahibi olunduğunun, bunun üzerine Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının kendisini ulaşmasıyla durumdan haberdar olduğunu aktardı. Ağabeyi ile İmralı‘ya gönderildikten sonra hiçbir şekilde görüştürülmediğini, haftada bir yapması gereken telefon görüşmeleri gibi yasal haklarından mahrum bırakıldığını belirten Kuran, gönderdiği mektupların da son 3 aydır kesildiğini söyleyerek, “Şu anda hukukun tamamen askıya alındığını görüyoruz” dedi. 


‘Tüm girişimlerimiz sonuçsuz kaldı’

Silivri Cezaevi’ne sürgün edildiklerini öğrendikten sonra yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını anımsatan Kuran, şunları söyledi: “Yasalar ve yönetmeliklere baktığımızda avukatların görüşmesi mesai saatleri içerisinde her zaman mümkünken bunu İmralı Cezaevi’nde uygulamadıkları gibi Silivri Cezaevi’ne sürgün edilen 2 arkadaş için de uygulanmıyor. İstanbul’daki avukatların İmralı‘dan sorumlu Bursa savcısı ile yaptıkları görüşmede Adalet Bakanlığı’nın talimatı ile her iki arkadaşın İmralı‘dan alınıp Silivri Cezaevi’ne nakledildiği bilgisi savcılık tarafından bizzat verilmiş. Girişimlerimiz sürüyor, aile olarak Pazartesi gününden itibaren harekete geçeceğiz.” 


 ANKARA

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.