Ya hep beraber ya hiçbirimiz

• Sadece CHP’liler değil, bütün toplum bir samimiyet testinden geçiyor. Bütün Türkiye’de işler öyle bir noktaya geldi ki, ya hep beraber özgür olacağız ya da hiç birimiz bir daha biraz bile olsa özgür bir toplumda yaşamayacağız.

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart’tan itibaren Saraçhane mitingleri olarak başlayan süreç, 29 Mart Cumartesi günü Maltepe’de devam ettirildi. CHP, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan süreci arkasına alarak Erdoğan’ı erken seçime zorluyor.

Maltepe mitinginde kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu zamana kadar yirmi iki yıl boyunca sürekli iktidarda kalmayı başarmış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı meydanı dolduran kalabalıklarla ve Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için topladığı oylarla tahrik etmek, psikolojik üstünlüğü tamamen ele geçirmek istiyor…

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce gözaltına alınması, sonra da cezaevine gönderilmesi toplumda büyük bir infiale neden oldu. Daha önce CHP’ye oy vermemiş insanlar bile yaşananlardan tedirgin oldu.

Bütün bu operasyonları planlayan merkez ne düşündü bilmiyorum.

Fakat burada uyduruk gerekçelerle Ekrem İmamoğlu’nu cezaevine gönderen iktidar, aslında toplumun geri kalanının kendisine olan güvenini önemli ölçüde sarstı. Hele sudan gerekçelerle insanların mal varlıklarına el koymak büyük bir facia!

Artık Türkiye’de hiç kimse kendi can ve mal varlığının güvencede olduğunu düşünemez! Eğer İBB Başkanı olmuş Ekrem İmamoğlu bile cezaevine gönderilebiliyor ve kendisinin de ortağı olduğu şirkete devlet el koyabiliyorsa, bu sıradan insanın da kolaylıkla başına gelebilir.

Bir sebepten mevcut yönetimle sorunlu olan her insan uyduruk bir nedenle gözaltına alınabilir, cezaevine gönderilebilir ve daha da kötüsü malına mülküne el konulabilir.

İşte bu endişe Türkiye’de birçok insanı harekete geçirdi, birçok insan bundan sonra artık gidilecek bir yer olmadığını gördü. Bütün bu gelişmeler sadece Erdoğan’ın bir daha seçim kazanıp kazanamayacağına indirgenemez. 

Burada söz konusu olan artık hiç kimsenin kendini bir daha güvende hissedemeyeceği bir rejimin inşası. Eğer bu süreç bir biçimde tamamlanabilirse, artık Erdoğan’a karşı bir daha asla seçim kazanılamaz; çünkü bir daha asla halkın iradesi sandığa yansıtılamaz…

Kimin oyunu nasıl kullandığının bir önemi kalmaz; çünkü zaten Erdoğan’ın tamamen kontrolü altına girmiş;, yargı ve güvenlik bürokrasisi gerçek sonuçların sandığa yansımasına izin vermez. 

Burada işte sadece CHP’liler değil, bütün toplum bir samimiyet testinden geçiyor. Devlet neredeyse bir yüz yıldır Kürtlerin bütün ulusal demokratik haklarını gasp ediyor ve toplumun geri kalanı bunu sadece izliyor. Bütün Türkiye’de işler öyle bir noktaya geldi ki, ya hep beraber özgür olacağız ya da hiç birimiz bir daha biraz bile olsa özgür bir toplumda yaşamayacağız.

Dikkatinizi çekti mi, bilmiyorum. Ama bütün bu mitingler boyunca en fazla atılan sloganlar “Hak, Hukuk, Adalet” diğeri ise “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” olarak öne çıktı. 

Öyleyse bu mitinglere katılan insanlar bunun hakkını vermeli; adalet talebinin tek başına İmamoğlu ile sınırlandırılamayacağını Kürt Halk Önderi başta olmak üzere diğer siyasi mahkumları da kapsaması gerektiğinin bilinciyle hareket etmeli, rejimin şerrinden büyük hayır çıkarmalı…