Güncel

Yaşam hakkı savunucuları hedefte

Toplum/Yaşam Haberleri —

Hayvan Hakları için eylem

Hayvan Hakları için eylem

  • Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Tuğba Gürsoy: Üç yıldır sokak hayvanları üzerinden bir kutuplaştırma ve çatışma ortamı çıkarmaya çalışan bir eğilim var.” 
  • DEM Parti Milletvekili Perihan Koca: “Hayvanları toplayıp ölüm kampı gibi yerlere koyuyorlar. Öldürmüyorlar ama ölüme terk ediyorlar.”
  • “Yaşam İçin Yasa Kurucusu Eray Özgüner: “Belediyelerin barınak sayısı ihtiyacı karşılamıyor. Çözüm ‘kısırlaştır-aşılat-yerinde yaşat’ modeline geri dönülmesi.”

ERDOĞAN ALAYUMAT

Sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünü açan “Katliam yasası”na tepki gösteren yaşam savunucuları, iktidara yakınlığı ile bilinen “Güvenli Sokaklar Derneği” adlı kuruluş tarafından hedef gösteriliyor. Ankara’da “Necla Teyze” olarak tanınan 82 yaşındaki hayvansever bunun son örneği oldu.

Türkiye’de sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünü açan "7527 Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 2 Ağustos’ta Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kamuoyunda 'katliam yasası' olarak bilinen bu değişiklik sonrası sokak hayvanları toplatılarak barınaklarda katlediliyor. Bu uygulamaya karşı çıkan yaşam savunucuları ise iktidara yakınlığı ile bilinen “Güvenli Sokaklar Deneği” adlı kuruluş ve iktidar çevreleri tarafından hedef gösteriliyor. Bunun son örneği ise Ankara’nın Altındağ ilçesinde 18 Şubat’ta çıkan yangında, mahallede “Necla Teyze” olarak tanınan 82 yaşındaki hayvansever Ülker Güleryüz’ün hayatını kaybetmesi oldu. Güleryüz, beslediği kedi ve köpekler nedeniyle sanal medya üzerinden hedef gösterilmiş ve aynı akşam ise kaldığı barınakta yangın çıkması üzerine yaşamını yitirmişti. 

Belediye barınaklarında yaşanan hayvan katliamlarına karşı çıkan yaşam savunucularının hedef gösterilmesini Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Tuğba Gürsoy, Yaşam İçin Yasa Kurucusu Eray Özgüner ve DEM Parti Milletvekili Perihan Koca ile konuştuk.

 

“Necla Teyze” olarak tanınan 82 yaşındaki hayvansever Ülker Güleryüz

 

Olmayan sobadan çıkan yangın

Ankara'nın Altındağ ilçesinde yaşadığı barınakta çıkan yangında yaşamını yitiren Ülker Güleryüz'ün ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı. Ankara İtfaiye Daire Başkanlığı, hazırladığı raporda "yangının sobadan çıktığı" tespitine yer verdi. Ancak komşuları polise verdiği ifade Güleryüz’ün beslediği hayvanlara zarar gelmesin diye evinde soba, elektrikli ve gazlı ısıtıcı kullanmadığını belirtti. Güleryüz’ün şüpheli ölümünün araştırılmasını isteyen ve davanın takipçisi olan Avukat Tuğba Gürsoy, Güleryüz’ün hedef gösterildiği ve şüpheli bir şekilde öldüğüne dikkat çekerek olayın detaylı bir incelemeye tabi tutulması gerektiğini belirtti. 

 

Tuğba Gürsoy

 

Gündüz tehdit gece yangın

Ülker Güleryüz’ün iktidara yakınlığı ile bilinen “Güvenli Sokaklar Derneği” ve iktidar yanlısı trol hesaplar tarafından hedef gösterildiğine dikkat çeken Avukat Gürsoy, “Necla teyzenin yüzlerce fotoğrafı paylaşılıyor ve hakkında ölüm ve işkence metotları sunuluyor. Aynı günün akşamı yıllardır oturduğu barakası yanıyor” dedi. Yangının akşam saat 20.00 civarında başladığını, yangın yerine vardıklarında yangının söndürüldüğünü anlatan Gürsoy, olay yerinde inceleme yapan ekiplerin kendilerine yangının sobadan çıkmış olabileceğini aktardığını belirtti. Güleryüz’ün komşuları ise bu iddiayı reddediyor ve barınakta soba kullanılmadığını ifade ediyor.

Cevap bekleyen sorular 

Olaya ilişkin cevap bekleyen pek çok soru işareti olduğunu sözlerine ekleyen Gürsoy şöyle devam etti: “Olay yerinde dışarıda bir soba vardı ama boruları takılı mı değil mi? Soba yanıyor muydu? Bu sorular cevap bekliyor. Çevredeki güvenlik kameraları incelendiğinde bu soruların yanıtları ortaya çıkacaktır. Olay yerinde yüzeysel bir inceleme yapıldı. Necla teyzeyle ilgili bütün gün nefret dolu mesajlar paylaşıldı. Bu da kundaklama şüphesini doğuruyor. Nöbetçi savcıya bu mesajları ilettik. Komşuların beyanlarını ileterek soruşturmanın genişletilmesini talep ettik. Ama o gün olay orada kapandı. Ertesi gün adliyeye gidip soruşturmanın genişletilmesi için dilekçe verdik, sonrasında karakola gidip şikayette bulunduk. Özel bilirkişi incelemesi yaptırmaya çalışıyoruz.”

 

 

Trol hesaplar devrede

İktidara yakın çevreler ve trol hesaplar üzerinden yaşam savunucularına dönük nefret söylemlerinin çok fazla arttığını dile getiren Gürsoy, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Yasa daha çıkmadan trol hesaplar tarafından katliam yasasının propagandası yapıldı. Devlet destekli olduğunu düşündüğümüz hesaplar üzerinden kutuplaşma yaratıldı. Siyasi iktidarın söylemleri ile birlikte hayvan düşmanı söylemler bir anda arttı. Üç yıldır sokak hayvanları üzerinden bir kutuplaştırma ve çatışma ortamı çıkarmaya çalışan bir eğilim var. Bu nefret söylemleri hiçbir hayvan hakkı savunucusunu yıldırmayacak. Bu tür nefret söylemlerinden korkumuz yok.” 

838 belediyenin barınağı yok

Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) ve Yaşamdan Yana Derneği, 23 Şubat’ta belediyelere bağlı hayvan barınaklarının durumunu ortaya koyan kapsamlı bir rapor yayımladı. Yürürlüğe giren 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliklerin uygulanabilir olup olmadığı değerlendirilen raporda hayvan barınaklarının kapasitesi, çalışma koşulları ve belediyelerin şeffaflık düzeyi ele alındı. 

Raporda 1408 belediyeye yapılan başvurular sonucunda, 1111 belediyeden yanıt alındı. Bu belediyelerden yalnızca 273’ünün barınağa sahip olduğu tespit edilirken, en az 26 barınağın ruhsatsız olduğu ortaya çıktı. 838 belediye, barınaklarının olmadığı yönünde cevap verdiği rapora yansıdı.

Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı verilere göre Türkiye'de sokakta yaşayan yaklaşık 4 milyon köpek bulunuyor. Türkiye genelinde bulunan hayvan barınaklarının kapasitesi ise 89 bin 451 olarak görülüyor. Raporda mevcut barınakların sokak hayvanlarının barınmasına yetmeyeceği vurgulanıyor. 

 

Eray Özgüner

 

‘Kısırlaştır-aşılat-yerinde yaşat’

Bilgi edinme hakkı ihlallerine de dikkat çekilen raporda, birçok belediyenin hukuka aykırı gerekçelerle bilgi paylaşımını reddettiği belirtildi. Raporun sonuç bölümünde ise barınak koşullarının yetersizliğine yer verilirken, belediyelerin hayvanları toplama uygulamalarına tepki gösterildi. Çözümün “kısırlaştır-aşılat-yerinde yaşat” modeline geri dönülmesi, hayvan üretimi ve satışının yasaklanması ile belediyelerin sorumluluklarını yerine getirmesi olduğu vurguladı. Yaşam İçin Yasa Kurucusu Eray Özgüner, belediyelerin barınak sayılarının ihtiyacı karşılamadığını valiliğe bildirmelerine rağmen hayvanların toplatılmasında ısrar edildiğini belirterek, “Sanki ülkenin hiçbir sorunu yokmuş gibi sadece 'hayvanları toplayın' söylemi yaşam hakkına vurulan bir darbedir” ifadelerini kullandı.

Belediyeler donanımsız 

Belediyelerin yeterli donanıma sahip olmadığının altını çizen Özgüner, “Muhalefet belediyeleri dahil, tüm belediyelerde ne yaptığını bilemeyen veteriner işleri müdürleri var. Biz yasa çıkmadan önce mecliste bulunan tüm siyasi partilerle görüştük. Burada taleplerimize olumlu yaklaşan DEM Partili milletvekilleri oldu. Ne acıdır ki DEM Partili belediyelerde bile bu alanda eğitimlerin verilmediğini söyleyebilirim” dedi. 

Yasanın iptali için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davayı hatırlatan Özgüner son olarak şunları söyledi: “Belediyelerle yaptığımız görüşmelerde açılan bu davaya müdahil olmalarını istedik. Hayvanların yaşaması gerektiğini, sokaklardaki köpekleri toplamadıkları zaman ceza almadıklarını, toplayıp geri bıraktıklarında ceza aldıklarını ilettik. Belediyelerin bu konuda hala ciddi bir adım atmadığını üzülerek söyleyebilirim.” 

 

Perihan Koca

 

Ölüme terk ediyorlar

'Katliam yasası’nın sadece sokak hayvanlarına değil tüm canlılara yönelik bir tehdit olduğunu ifade eden DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca ise, hayvanların sadece belediye barınaklarında işkence, zülüm ve katliamla karşı karşıya olmadıklarını, sokaklarda da şiddete maruz kaldıklarını ifade eti. Barınaklarda yaşanan hayvan katliamının sadece AKP’li belediyelerin barınaklarında yaşanmadığını belirten Koca, “Muhalefet partisi belediyeleri olmak üzere pek çok belediyede bu sistematik katliamlar yaşanıyor. Havanları toplayıp ölüm kampı gibi yerlere koyuyorlar. Öldürmüyorlar ama ölüme terk ediyorlar” şeklinde konuştu. 

Dernek nefret suçu işliyor 

Sanal medya ve farklı mecralarda yaşam hakkı savunucularına dönük şiddet ve nefret söyleminin giderek arttığını da belirten Koca, hayvan hakkı savunucularına dönük şiddet, tehdit, tecavüz ve nefret söylemlerinin “Güvenli Sokaklar Derneği” gibi yapılar üzerinden tek merkezden yapıldığına dikkat çekti. Koca, toplumu kutuplaştırma, canlıları nefret nesnesi haline getirme noktasında bu derneğin önemli bir paravan işlevi gördüğünü de işaret etti. Canlıların, çocuk ve kadınların katledilmesini meşru gösteren manipülatif akılın sürekli devrede olduğunu ifade eden Perihan Koca, “Ülkede yaşanan tek bir çocuk cinayetine ses çıkarmayan bu güruhun çocukları kendilerine paravan yaparak bu katliama nasıl öncülük yaptığına tanık oluyoruz” diye ekleyerek, mücadelenin önemine vurgu yaptı. 

     

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.