Yunus Emre ve Alevilik

Bakınız üniversitelerde (Dergah ve tekkelerde) hangi dersler okutulurdu; Canlara “Otel hizmeti” gibi hizmet sunulmazdı. Canlar kendi hizmetlerini kendileri yapardı. Bu eğitimin vazgeçilmez bir parçasıydı. Dönemin felsefesi okutulurdu, Arapça ve Farsça dilleri öğretilirdi (Dönemin bilim, felsefe ve bölgesel iletişim dili olduğu için) Dört Kitap (Kur’an, İncil, Tevrat… Dört kitaba tabi olmak için değil, bu kitaplarda ne yazıyor? Ne amaçla kitaplaşmış? Bilinsin diye) okutulurdu. Astronomi (Gök bilimi) çok önemli bir dersti. Matematik (Cebir/Geometri) okutulurdu. Tıp/anatomi, özellikle cerrahi öğretilirdi. Hitabet dersi verilirdi. Öyle ya hitabet sanatı olmadan insana ulaşılamaz. Müzik dersi verilirdi. Alevi inancında müzik vazgeçilmezdir. Bu nedenle aşk/meşk etmek denen müzik dersleri vardı. Bugün “Bağlama” denen sazın adı Alevi tarihinde Farsça/Kürtçe Tambur’dur. Pir Sultan Abdal, Aşık Veysel ve bir çok Alevi Hak aşığı tambur ile konuşur gibi deyiş söylemiştir.
Ve... Çile, Farsça/Kürtçe çıl/Kırk sözünden gelir - Kırk gün süren olma, pişme, gerçekleşme, çile çekme hali final dersi niteliğindeydi. Şeriat, Alevi Yol Uluları, şeriat için “Eşiktir aşıldı” derler. Buradaki “Şeriat” kurallar, uyulması gereken haller anlamındadır. İslam’ın şeriat hukuku değildir. Tarikat, Tarik/ Arapça “Yol, gidilen güzergah” anlamındadır. Erenler, veliler, ulular, Hak Aşıkları, “Tarikat kapısı geçildi, Yol yürünüyor…” demiştir. Asıl mesele marifet ve sırrı hakikattir.
Marifet; “Beni bende demen/ Bende değilem/ Bir ben vardır bende/ Benden içeri” kendinden içeri olanı bulmayandan Hak aşığı olmaz! Marifet içerde, derinde olanı bulmaktır. Dergaha ve tekkeye gelen her canda gizli bir marifetin olduğu bilinir, canın marifetini sergileyebilmesi, üretken insan olabilmesi, özündeki değerleri ortaya çıkarabilmesi için cana gerekli ortam hazırlanırdı. “Hamdım, piştim, yandım” deyişi tam da marifete ulaşmayı anlatır.
Hakikat/Sırrı Hakikat… Hamdım, piştim, yandım… Bulmak, olmak. Demektir.
Örnek;
DÖRT KİTABIN MANASIN
OKUDUM EZBER ETTİM
AŞKA GELİNCE GÖRDÜM
BİR UZUN HECE İMİŞ...
Yunus Emre “DÖRT KİTABI OKUDUM, EZBERLEDİM AMA HAKİKATE ULAŞAMADIM... ANCAK; AŞKA GELİNCE HAKİKATİ FARK ETTİM” diyor. Yunus Emre’nin “AŞKA GELİNCE GÖRDÜM/ BİR UZUN HECE İMİŞ” deyişindeki aşk, sırrı hakikattir/Aleviliktir. ...Ve Yunus Emre “İNSANDAN YOLA ÇIKTIM... İNSANI BULDUM” der. Yunus Emre; hakikati, “Yaradılışı” yaşamı... İnsanı merak etmiş, yola girmiştir. Girdiği yolun rotası “Ara, bul” deyişidir. Çıktığı nokta insandır… Vardığı menzil de insandır!...
ETE KEMİÐE BÜRÜNDÜ
YUNUS DİYE GÖRÜNDÜ
YUNUS MİSKİN YOK OLDU
KÜLLİ VARI HAK OLDU...
Deyişi Yunus Emre’nin varoluş tezidir. Yani Alevilikte yaşam, olmak, meydana gelmek, ve Hakka yürümekten oluşur. Alevi inancında ölüm kavramı yoktur. ÖLÜRSE TEN ÖLÜR, CANLAR ÖLESİ DEÐİL. Deyişi de Yunus Emre’ye aittir. Can ölmez... Hakka yürür ve devridaim olur. Yunus Emre’nin dilinde Aleviliğin adı; ışk, ışık, aşk, Hak ve Hakikattir. Aleviliğin kitabını hak ve Hakikat aşıkları yazmıştır. Bu Kitap cemlerde okunur; deyiş, nefes, devriye, mersiye, tevhit, miraçlama, gülbang, duvazimam, beyit... Bu dokuz manzum metin Hakkı ve hakikati dile getirir. Aleviliğin kitabı budur. Aleviliğin kitabı “Uhrevi alemden inmemiştir!” Aleviliğin kitabını Pir Sultan Abdal, Şah Hatayi, Virani, Kul Himmet, Baba Tahir Üryan… Gibi Hak Aşıkları yazmıştır.
Bu gün Alevilerin en önemli sorunu; kendi Yoluna, tarihine, inancına yabancılaşmalarıdır. Aleviler, Aleviliği öğrenmek istiyorlarsa ilk yapacakları iş Aleviliğin kutsal metinlerini (Deyiş, nefes, devriye, mersiye, tevhit, miraçlama, gülbang, duvazimam, beyit) okumak ve anlamaya çalışmaktır. Alevilikte Mürşidin nuru ile irşat olmak; gerçekleşmek, var olmak demektir. İrşat olmak, bir çeşit doğum olarak kabul edilir. Örneğin; Edip Harabi bir deyişinde “ON YEDİ YAŞINDA DOÐDUM ANADAN” der. On yedi yaş Edip Harabi’nin mürşidi Hilmi Dede ile tanıştığı, irşat olmaya, yola girmeye başladığı yaştır. Alevilikte ceme girmek, cemde can olmak dönüşmek, gelişmek, farkındalık edinmek, yeniden var olmaktır. Bu gün yeniden var olmaya ihtiyaç var…
Arife tarif gerekmez! Ayrıntıya giremedim. Yazdıklarımın tartışma yaratacağını biliyorum.
