Tecrit tüm topluma sirayet etti

Azad Gürbüz

Azad Gürbüz

  • ÖHD üyesi avukat Azad Gürbüz, tecridin İmralı ile sınırlı kalmayıp tüm hapishanelere, oradan da tüm topluma sirayet ettiğini söyledi.

MİHEME PORGEBOL / İSTANBUL

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattığı dönüşümlü açlık grevi 4 Nisan'da tamamlandı. Tutsaklar, 4 Nisan’dan itibaren mahkemeleri boykot ediyor, aile ve telefon görüşmelerine çıkmıyor. Gazetemize konuşan ÖHD'den avukat Azad Gürbüz, bu eylemin, tutsakların koşullarını daha da zorlaştıracağını söyledi. Gürbüz, “Bir tutsağın aile/arkadaş görüşü yapması, haftada bir telefonla yakınları ile konuşabilmesi; hem somut yaşamsal ihtiyaçlarını karşılama noktasında hem de maneviyatını diri tutma noktasında hayati önemdedir. Dolayısıyla bunlardan mahrum olacak olması da tutsağı daha zorlu koşullarda yaşamak durumunda bırakacaktır” dedi.

Bu eylemden en çok da ailelerin etkilendiğini söyleyen Gürbüz, “Siyasi tutsaklar genellikle aile evlerinden uzak hapishanelere nakledildikleri için aileler, görüşlere çok sık gelip gidememektedir. Yüz yüze görüşmeler daha çok açık görüşten açık görüşe sağlanır. Bunun dışındaki en büyük iletişim aracı ise telefonla görüşmedir. Zaten sınırlı olan iletişim imkanları, eylem sebebiyle ortadan kalkınca her ne kadar tutsakların mesajı çoğunlukla anlaşılmış olsa da duygu olarak ailelerde başta panik, devamında ise üzüntü ortaya çıktı. Bu zamana kadar, eylemden haberi olmayıp hapishaneye kadar gidip, aile bireyiyle görüşemeden dönen aileler; hapishanedeki kızı/oğlu aramayınca korkup, hapishaneyi ve avukatları panik halinde arayan aileler vb. birçok durum yaşandı” dedi. 

Avukatla görüşmeme kararı yok

Eylemin avukat görüşlerini kapsayıp kapsamadığını sorduğumuz ÖHD’li Azad Gürbüz, “Hem basından hem de sonrasında müvekkillerimiz ile yaptığımız görüşmelerden sabit olduğu üzere tutsakların eylem kararlarında 'avukatla görüşmeme' tarzında bir karar bulunmamaktadır. Tutsaklar, avukatları ile görüşüyor” diye yanıtladı.

Tepki olmayınca kanunlaşıyor

İktidarın hukuku kullanım yöntemlerinden birinin de kanunda olmamasına rağmen fiili olarak uygulanan ahlaksızlıkları, gerekli demokratik tepki verilmediği takdirde gerektiği anda birer kanuni düzenleme haline getirmeleri olduğuna işaret eden Gürbüz, şu örneklerle izah etti: "Örneğin, 1999-2005 yılları arasında, avukat müvekkil görüşmelerinin, personel tarafından izlenip dinlenmesine imkân tanıyan bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen Sayın Abdullah Öcalan ile avukatları arasındaki görüşmeler cezaevi memurları tarafından dinlenip izlenmiştir. Bu fiili uygulama, 1 Haziran 2005'e Resmî Gazete'de yayımlanarak yasallaşmış artık tüm siyasi tutsaklara uygulanabilecek duruma gelmiştir. Yine yasal düzenlemeler imkân tanımamasına rağmen 2005’ten itibaren avukat görüşmeleri teknik cihazlarla kayıt altına alınmaya başlamıştır. Bu fiili uygulama da 2016'da KHK ile mevzuata eklenmiş ve bu madde 2018'de aynen kabul edilerek kanunileşmiş, özellikle tüm siyasi tutsaklara uygulanmaya hazır hale getirilmiştir. Örneklerden de anlaşıldığı üzere, gerektiği zamanda yeterli itirazı geliştirmemek; uygulamayı, kanuni hale getirebilmektedir. Yine ortaya çıkan bir diğer çarpıcı sonuç, tecridin İmralı Ada Hapishanesi ile sınırlı kalmayıp tüm hapishanelere, oradan da tüm topluma sirayet ettiği gerçeğidir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.