'Farklıyız ama birleşebiliriz'

Kadın Haberleri —

Jovita Mataro Montes

Jovita Mataro Montes

  • GABRIELA Filipinli Kadınların Ulusal İttifakı’ndan Jovita Mataro Montes, Dünya Kadın Konfederalizmi’nin mümkün olduğunu belirterek, “Kadınlar farklı sınıflardan, farklı ülkelerden geliyor ama aynı zamanda birleşebiliriz. Birleşin ve bir şeyler yapın” dedi.

REWŞAN DENİZ

Dünyada yükselen bölgesel savaşlar, işgal, sömürü ile paralel kadına yönelik şiddet arttı. Kadın haklarının ayaklar altına alındığı pek çok ülkede kadın kurum ve kuruluşları, örgütleri ataerkil zihniyete ve sisteme karşı mücadeleyi, örgütlülüğü güçlendirmeye çalışıyor. Kadınların dünyanın her yerinde farklılıklarıyla birlikte aynı amaç için ortak mücadele etmesi ise uzak bir ihtimal değil. Çünkü kadınlar coğrafyalar, diller, renkler farklı da olsa aynı sorunu yaşadıklarını, zengin ya da yoksul aynı zihniyete maruz kaldığını biliyor. Almanya’nın başkenti Berlin’de Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı’nın düzenlediği 2. Uluslararası Konferans bunun çok açık bir göstergesi oldu. 

Konferansın konukları arasında yer alan Jovita Mataro Montes, 200’den fazla kuruluş, kurum, masa ve programdan oluşan taban temelli bir ittifak olan GABRIELA Filipinli Kadınların Ulusal İttifakı’nın bir yöneticisi. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında 20 yılı aşkın deneyime sahip olan Jovita Mataro Montes, 5-6 Kasım tarihinde Berlin’de katıldığı 2. Uluslararası Kadın Konferansı’nda, Dünya Kadın Konfederalizmi perspektifinin ulaşılabilir bir hedef olduğunu gösterdiğini söyledi.

Montes, “Bu konferansın çok önemli olduğunu düşünüyorum; çünkü dünyanın her yerinden ve aynı zamanda farklı kadın sınıflarından kadınları birleştiriyor. Bu yüzden gerçekten iyi bir noktada. Bir dahaki sefere daha fazlasını yapmayı umuyoruz” dedi.

İki dönem boyunca GABRIELA Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüten Jovita Mataro Montes, GABRIELA hareketinin örgütlenme modelini, mevcut örgütlenmesinin ülkede kadına yönelik yürütülen şiddet politikalarına karşı ne kadar cevap olabildiğine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

*Uzun bir geçmişe dayanan bir örgütlenmeye sahipsiniz. Geçmişten günümüze örgütlenme modelinizi hangi adımlarla hangi ayaklar üzerinde geliştirdiğinizi anlatır mısınız?  

Uzun bir geçmişe dayanan bir örgütlenmeye sahip olan Gabriela 1984 yılında tabandan gelen 40 kadın örgütünün koalisyonu ile kuruldu. Tabandan gelen derken, kadın örgütlenmesine dayanan bir ordumuz var. Bir kadın işçi örgütümüz var. Ayrıca Gabriela gençlik örgütümüz ve bir de LGBT örgütümüz var. Yani, tabandaki kadınlar diyoruz, çünkü tabandaki kadınların durumunun analizine dayalı olarak kadınların sorunlarını temel alıyoruz. Buradan hareketle, programlarda kampanya eylemi ile ortaya çıkacağız. 

*Tamamen tabana dayalı bir örgütlenme mi?

Biz bir çizgi, bir şemsiye örgüt ve bir çizgi örgütüyüz. Ama aynı zamanda bir kitle örgütüyüz. Bu da demek oluyor ki, tabandan gelen kadınların bir araya gelerek mücadele ettiği bir örgütüz. Ayrıca kadınlara ve insanlara yönelik her türlü sömürü ve baskıya karşı da mücadele ediyoruz.

*Gabriela’nın öz savunma çizgisi neye dayanıyor?

Temel stratejimiz, her zaman kadınların ve toplumun durumu hakkında sosyal araştırma ve sınıf analizi yapmaktır. Buradan her zaman inceler ve kadınların neden acı çektiğini, kadınların neden böyle olduğunu analiz ederiz. Her zaman "neden" sorusunu sorarız ve oradan bir strateji, bunu nasıl ele alacağımızı buluruz. Örneğin, kadına yönelik şiddet meselesi var. Neden kadınlar sadece söylüyor? Bu bizim için politik bir mesele. Neden? Çünkü Filipinler'in bağlamına dayanarak... Sömürge ve feodal bir toplumuz ve ekonomik temelimiz tarıma dayanıyor. İthalata bağımlı, ihracata yönelik bir ekonomiyiz; ve buradan biliyoruz ki, kadına yönelik şiddet vakalarının çok olmasının nedeni, erkeklerin kadınlara kızgın olması değil; ekonomik koşullardan dolayı acı çekiyorlar. Yoksulluktan acı çekiyoruz, sömürü baskısından acı çekiyoruz. Bu da kadına yönelik şiddetin kaba maliyetidir.

 

*GABRIELA’nın mevcut örgütlenmesi insan hakları, yoksulluk, militarizm, şiddet, tecavüz kültürü, sağlık, kadın ticareti ve kadınları etkileyen diğer sorunlara çözüm olmaya yetiyor mu?

Ben bir psikoloğum; aile içi şiddet ve kadınlara yönelik diğer şiddet türleri konusunda danışmanlık yapıyoruz. Yani, onlara danışmanlık yapmanın yanı sıra onları organize etmeye çalışıyoruz. Böylece kendileri ayağa kalkıp durumu değiştirmek için bir şeyler yapabilirler. Hedefimiz bu. Sadece biz değil, mağdurlar da hayatta kalıyor ve mücadelemizin bir parçası oluyorlar, toplumun değişmesi için mücadele ediyorlar. Çünkü biliyoruz ki bazen şiddeti uygulayan devlettir. Biz de buna ve bunları nasıl ele alabileceğimize odaklanıyoruz. Aynı zamanda kadınların durumunu bir şekilde ele alacak, değiştirecek yasalar için lobi yapıyoruz.

*GABRIELA dünyadaki diğer kadın örgütlenmeleri açısından bir model olarak önerilebilir mi?

Bence evet. Çünkü teşkilatımız neredeyse yıllardır varlığını sürdürüyor. Ve ilerlediğimiz yolda bazı zaferler kazandığımızı da biliyoruz. Bunun doğru yol olduğunu biliyoruz. Orada da ülkemizde yapabildiğimiz ve aynı zamanda iyiye götürebildiğimiz bazı değişiklikler var. Ulusal düzeyde ve ayrıca uluslararası düzeyde kadınlara özgü sorunlar olduğunu düşünüyorum. Her türlü baskı ve sömürüye son vermek için kadınların topluma ulaşma mücadelesinin geleceği var.

*Konferansta “kadın sorunu küreseldir ve çözümü de küresel ele alınmalı” gerçeğinden hareketle, evrensel bir kadın örgütlenme ağı yaratılarak kadın özgürlüğünün inşa edilmesi için Dünya Kadın Konfederalizmi önerildi. Siz bu hedefi gerçekleştirilebilir buluyor musunuz? Böyle bir ağın yaratılması için neler yapılmalı? 

Şahsen bunun ulaşılabilir olduğunu görebiliyorum. Nedenini biliyorsunuz, çünkü her zaman bununla başlamalıyız. Biz kendi içimizde yaptık, boşluklar ve köprüler kurmak için yaptık. Böylece her şey için karşı görüş oluşturacaktık. Örneğin bizim ülkemizde kadına yönelik şiddete karşı bir kampanya var ve başka bir ülkede de kadına yönelik şiddete karşı kampanya var. Bu yavaş yavaş yaygınlaşacaktır. Kadınlar için bir toplum inşa etmek… Ve hat boyunca, sadece kadınların değil insanların da olduğunu görmeliyiz. Biz dünya halkları arasında bu dayanışmayı inşa etmek için onları bilgilendirmeli, izin vermeli, örgütlemeli ve seferber etmeliyiz.

Neredeyse aynıyız, çünkü sömürgecilik karşıtı bir mücadele veriyoruz. Mücadelemiz neredeyse aynı. Ülkemiz aynı sömürge ve aynı feodal ülkeydi; neo-liberal politikaların saldırısına uğradık. Yani liberalizme, neo-liberalizme ve emperyalizme karşı neredeyse aynı mücadeleyi veriyoruz.

Bu konferansın çok önemli olduğunu düşünüyorum; çünkü dünyanın her yerinden ve aynı zamanda farklı kadın sınıflarından kadınları birleştiriyor. Bu yüzden gerçekten iyi bir noktada. Dün düşünüyordum; konuşmaları dinliyordum ve birden farkına vardım. Kadınlar farklı sınıflardan, farklı ülkelerden geliyor ama aynı zamanda birleşebiliriz. Birleşin ve bir şeyler yapın. Yani bu çok önemli bir konferans. Bir dahaki sefere daha fazlasını yapmayı umuyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.