9 yaşındaydı, cenazesini 27 gün sakladım
Kadın Haberleri —
- Gurbet Mete’nin oğlu Mehmet, kayınının oğlu Aydın ve kardeşi Şükrü Coşkun, Silopiya ve Cizîr'de Türk devleti tarafından katledildi. Oğlunun cenazesini 27 gün camide saklayan Mete’nin kardeşinin cenazesi de kaçırılarak başka yere gömüldü.
- Gurbet Mete, “Çocuklarımızın mezarlarını bile onlar kazıyordu. Ağlamamıza, yas tutmamıza izin verilmedi. 10 yıl üzerinden geçti ancak sanki yeniymiş gibi. Yüzyıl da geçse unutmayacağız ve davamızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağının üzerinden 9 yıl geçti. Yasak ilan edildikten sonra Başak, Cudi, Nuh ve Ş. Harun Boy mahalleleri abluka altına alındı. Aralarında çocuk, kadın ve yaşlı insanların da olduğu 29 kişi polis ve askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Yaşanan ölümlerin yanı sıra binlerce kişi de farklı yerlere göç etmek zorunda kaldı.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) sokağa çıkma yasağı sonrası hazırladığı rapora göre; 35 günlük yasakta 350 bina ve iş yeri hasar gördü ve yıkıldı. İlçede yaşanan çatışmalarda su boruları patlatıldı ve elektrik hatları ile internet hatları kesildi. Yasakta hayatını kaybedenlerin ölümlerine dair başlatılan soruşturmalarda ise bir sonuç çıkmadı. Bazı soruşturmalarda takipsizlik kararı verilirken, bazıları ise tozlu raflarda bekletiliyor. Yasakların üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen yaşananlar halen akıllarda tazeliğini koruyor.
Gurbet Mete, Silopiya’da ilan edilen yasakta 9 yaşındaki oğlu Mehmet Mete ile kayının oğlu Aydın Mete’yi (16), aynı dönemde Cizîr'de (Cizre) ilen yasakta ise 20 yaşındaki kardeşi Şükrü Coşkun’u kaybetti.
Havan topuyla katledildi
O dönem yaşananları "zulüm" olarak tanımlatan Mete, oğlunun hedef seçilerek katledildiğini belirtti: "Sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra köye gitmek istedik ama oğlum Mehmet gitmemizi istemedi. Biz de Silopiya’da kayınımın evinde kaldık. Yasaktan bir hafta sonra da Mehmet katledildi. Atılan havan topunun parçaları başına isabet etti ve oğlum evin içinde yaşamını yitirdi. Mevzide değildi ve savaşmıyordu, 9 yaşında küçücük bir çocuktu. Öldürüldüğü zaman devlet yetkililerini aradık ve ambulans talebinde bulunduk ancak göndermediler. ‘Siz cenazeyi bir yere kadar getireceksiniz sonra biz ambulansla alırız ancak siz ölürseniz sorumlusu biz değiliz' dediler. Bunun üzerine cenazeyi mahalle camisine götürdük.”
27 gün gömülmedi
Oğlunun cenazesinin 27 gün boyunca camide kaldığını söyleyen Mete, “Cenazesi 27 gün boyunca yerde kaldı. Devlet cenazesini defnetmemize izin vermedi. Buradaki durum kötüleşince biz de köye gittik. Köye gittikten 11 gün sonra yetkililer bizi arayıp ‘gelin cenazenizi alın, yoksa size göstermeden defnedeceğiz' dediler. Yasak kaldırıldıktan sonra cenazeyi defnettik. Çocuklarımızın mezarlarını bile onlar kazıyordu. Oğlumla birlikte kayınımın oğlu Aydın da katledilmişti. İkisini birlikte defnettik" dedi.
Ağlamak, yas tutmak yasak
Oğlunun acısını yaşarken bu sefer de Cizîr'deki sokağa çıkma yasağında kardeşi Şükrü Coşkun’un vurulduğu haberini alan Mete, “Oğlumun ölümü üzerinden 9 gün geçtikten sonra kardeşim de Cizîr'de katledildi. Onun da cenazesini yetkililer Şirnex'te defnetti. Ailesi olarak yasaktan sonra Cizîr’de defnettik. Üzerimizde böyle bir zulüm vardı. Bize yaşatmadıkları şey kalmamıştı. Kardeşimin cenazesini görmemize dahi izin vermediler. Ağlamamıza, yas tutmamıza izin verilmedi” dedi.
Hiç unutmayacağız
Zulme karşı adalet mücadelesini sürdüreceklerini kaydeden Mete, şöyle devam etti: "Bizi katliamdan geçirdiler. Bu acı biz bütün annelerin acısıdır. Bizim çocuklarımız katledildi ama başka çocuklar katledilmesin diye barış diyoruz. 10 yıl üzerinden geçti ancak sanki yeniymiş gibi. Ancak şu ana kadar adalet gelmedi. Ama yüzyıl da geçse unutmayacağız ve davamızdan vazgeçmeyeceğiz." MA/ŞIRNEX