Narin toprağa verildi, itiraflar da başladı
- AKP ve Hizbulkontranın etkili olduğu köyünde kaybettirildikten ancak 19 gün sonra bir çuvalın içinde dere yatağında cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran, toprağa verildi.
- Otopsisine dair hazırlanan savcılık tutanağında, "delici alet veya ateşli silah yaralanması, iç kanama bulgusu elde edilemedi” denildi. Ölüm şekli ve zamanına dair İstanbul'daki Adli Tıp Kurumu görevlendirildi.
- Köyde yaşayan ve gözaltındaki 24 kişi arasında yer alan şüphelinin, "Narin'in amcası olan muhtar Salim Güran, cesedi araç içerisinde getirdi. Birlikte çuvala koyduk. Daha sonra dere yatağına gömdüm" dediği öne sürüldü.
Amed’de 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra katledilmiş halde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran, ailesinin köyünde defnedildi.
Güran'ın cenazesi, sabah Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) alınarak Qereqoç (Batıkarakoç) kırsal mahallesine getirildi.
Musallada yatan insanlık
Narin'in cenaze namazını kıldıran İmam, "Bugün burada musallada yatan bizim vicdanımızdır, insanlığımızdır. Cenabı Hak bizi vicdan sahibi insanlardan eylesin. Ahlaklı insanlardan eylesin. İnşallah toplum olarak insanlığımızı yeniden hatırlarız. Narinimiz cennettedir. Masum bir yavrumuz katledildi. Bunun mutlaka hesabı sorulacaktır. Bu yavrumuzun cenazesini kılıyoruz, Allah'a nasıl hesap vereceğiz? Vicdanımız, insanlığımız... Bunu yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor" dedi.
Cenaze namazına aile bireylerinin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi, Diyarbakır Valisi ve ilçe kaymakamları, Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, CHP Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
Dini vecibelerin ardından cenaze, olayın yaşandığı Çulî (Tavşantepe) Mahallesi'ne taşındı. Güran'ın cenazesi, bazı akrabalarının yaktığı ağıtlar eşliğinde toprağa verildi.
Cenaze törenine katılan AKP Milletvekili Suna Kepolu Ataman ve bazı kadınların cami içerisinde poz verip toplu fotoğraf çekmesi tepki çekti.
Neden aynı köyde defnedildi?
Amed Baro Başkanı Nahit Eren, X hesabından yaptığı paylaşımda, "Kamuoyunda Narin’in katledildiği köyde defnedilmemesi yönünde bir talep ve beklenti oluştuğu gibi bizlere de bu konuda yoğun talepler iletildi. Bütün girişimlerimize rağmen (yasal anlamda karar vericiler yakınları olduğu için) defin yeri konusunda bir değişiklik yapılamadı" ifadelerini kullandı.
Otopsiye dair savcılık tutanağı
Güran’ın 10 saat süren otopsi işlemlerine dair savcılık tutanağı da ortaya çıktı. Tutanakta ölüm sebebinin ve zamanının henüz belirlenemediği bilgisi dikkat çekti. Savcılık tarafından tutulan tutanak şöyle: “Cenaze bütünlüğü bozulmadan önce ve cesedin içerisinde bulunduğu çuvaldan çıkarılmadan skopi işlemlerine tabi tutulduğu, radyoloji uzmanı ve adli tip uzmanları eşliğinde gerekli incelemelerin yapıldığı, sonrasında moleküler ve genetik incelemeye esas olacak biyolojik bulgu, sürüntü örneklerinin detaylıca cesedin her noktasından olacak şekilde alındığı, ceset üzerinden alınan örneklerden istismar dahil her türlü suçu ortaya çıkaracak şekilde örneklerin alındığı, toplamda 91 adet örnek alındıktan sonra cesedin tekrar skopi işlemine tabi tutulduğu, skopi işlemi ardından klasik otopsi yapılmak üzere ceset otopsi salonuna alındı.
Somut beyanda bulunulmadı
Sol bacak diz kapağında itibaren kopma olduğu cesedin bulunduğu bir çuval içerisinde cesede ait olduğu değerlendirilen muhtemel kaval kemiği olduğu değerlendirilen, kemiğin muhafaza altına alınarak diğer kemik parçalarının da alınarak beraber İstanbul ATK Başkanlığına gönderilerek bacaktaki kopmanın sebebinin ancak burada yapılacak inceleme ile çözümlenebileceği, iç organlarda gerekli incelemelerin yapılarak numunelerin alındığı, cesedin tümü üzerinde hemen her dokudan örnek alınıldığı, alınan doku örnekleri, iç organların üzerinde patolojik çalışmalar yapılması gerektiği, saçlı doku üzerinde gerekli kimyasal incelemelerin yapılması amacıyla örneklerin alındığı, Adli Tip Uzmanlarının ilk izlenimlerinde cesette ciddi anlamda çürüme başlamış olduğundan somut bir beyanda bulunmanın mümkün olmayacağı, yapılan otopsi işleminde bu aşamada gözle görünür bir kesici - delici alet veya ateşli silah yaralanması, iç kanama bulgusu elde edilemediği, cesetteki çürüme sebebiyle ölüm zamanına ilişkin bir beyanda da bulunulamayacağı, kesin ölüm sebebinin Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nce yapılacak moleküler incelemeler, patolojik çalışmalar, İstanbul ATK’ye gönderilen numuneler üzerinde yapılacak incelemeler ile belirlenebileceği Adli Tip Heyetince belirtilmiştir.
7'si ailesinden 24 gözaltı
Cenazenin bulunmasının ardından 21 kişi hakkında gözaltına alınmaya dönük yakalama kararı çıkartıldı. Savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında anne Yüksel Güran, baba Arif Güran ve Narin Güran’ın 3 amcası gözaltına alındı. Ayrıca Narin Güran’ın arama çalışmaları sırasında kolunda ısırık izi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve sonrasında İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından izlerin kime ait olduğunun tespit edilmemesi gerekçesiyle serbest bırakılan kardeşi Enes Güran da soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Otopsi işlemi için ATK'ye götürülen Narin Güran'ın ağabeyi Baran Güran da gözaltına alınanlar arasında. Bu sabah itibarıyla 24 kişi gözaltındaydı.
Ensarioğlu bilip söylemiyormuş
AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da Narin Güran’ın katledilmesiyle ilgili önceki akşam bir Türk televizyounan konuştu. Güran Ailesi'ni savunarak 40 yıllık dostlukları olduğunu belirten Ensarioğlu, “Ailenin hemen hemen tüm bireylerini tanırız. Ailenin Hizbullahçı olduğunu söyleyenler de var ancak aile Refah Partisi geleneğinden gelen bir aile. Geçmişte ben Doğru Yol Partisi il başkanlığı yaptığım dönemde benim yönetimimde de yer almış amcaları da var. İYİ Parti ve AK Parti’de yer almış aile üyeleri de var. Şu an AK Parti ilçe yönetiminde olan bir yeğenleri de var. Merkez sağa yakın bir aile. Aşırı uçlarda olmayan bir aile. Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var, çünkü aile, bizim dostlarımızdır” ifadelerini kullandı.
Amcası cesedini araçla getirdi
DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre; köyde yaşayan ve gözaltındaki 24 kişi arasında yer alan şüpheli, ifadesinde Narin Güran'ı Eğertutmaz Deresi'ne kendisinin gömdüğünü itiraf etti. Adı açıklanmayan şüphelinin, "Narin'in amcası olan muhtar Salim Güran, cesedi araç içerisinde getirdi. Battaniyeye sarılıydı. Birlikte çuvala koyduk. Muhtar ayrıldı. Çuvalı kendi aracıma alıp daha sonra dere yatağına götürerek gömdüm" dediği öne sürüldü. Şüphelinin Narin'i kaybolduğu 21 Ağustos günü dere yatağına götürdüğü söyledi.
AKP'nin yanı organlarından A Haber muhabiri Mert Hacıalioğlu da gizli tanığın "Amca bana 200 bin TL teklif etti" dediğini ileri sürdü. N.B. isimli tanık, "Narin'i çuvala koyarken boynunda kırmızılıklar gördüm" ifadelerini kullandı. Hacıalioğlu, tanığın ifadesini şöyle aktardı: "N.B.'nin tüm ifadesi elime ulaştı. N.B.'nin sıva ustası olarak çalıştığını evli ve 6 çocuk babası olduğunu görüyorum. Neler yaptıklarını detaylı olarak anlatıyor. Çarıklı Mahallesi'nin trafik ışıklarının bulunduğu yerde bir kişinin dükkanına gitmiş orada borç ödemiş. Daha sonra şebeke suları kesik olduğu için köyün muhtarını aradım, diyor suların akmadığını belirtmiş. Ben yetkilileri ararım demiş. Evimizin arasında yaklaşık 80-100 metre vardı aracımla çıktım sonra Salim Güran'ın geldiğini gördüm mezarlıktan Tavşantepe Mahallesi'ne doğru çıkan parke döşeli köyün iç yolunda Güran ile karşılaştım, diyor.
Gösterdi ve yok edeceksin, dedi
Burada içme suyu ile ilgili bir şey söyleyeceğini düşünerek bekledim, diyor. Sonra muhtar aracından indi, benim yanıma geldi, ben de araçtan indim. Daha sonra aracın ön koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek bunu yok edeceksin, dedi bana. Ben de gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı vaziyette hareketsiz şekilde yatan bir insan olduğunu gördüm. İnsan olduğunu görünce şaşırdım ve tereddüt ettim.
Aileni düşün, 200 bin TL para
Salim Güran bana hitaben, aileni iyi düşün; sana 200 bin TL para veririm dedi. Bu sırada etrafımızda kimse yoktu. Sonra bana aracında torba var mı, dedi. Ben de aracın bagajından rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim'e verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp çuvalın içerisinde birlikte koyduk. Bu esnada çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort vardı. Üzerinde asılı küçük bir çanta vardı.
Boyun bölgesinde kızarıklık
Sağ kulağının arkasında boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı. Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra çuvalın ağzını bağlamadan aracımın arka koltuğuna ayak paspasımın olduğu yere koydum. Göl diye tabir ettiğimiz Eğritutmaz Deresi'ne götür diyerek, orayı işaret etti, ayrılırken Salim Güran'ın ne yaptığına bakmadım. Mezarlığın yanından giderek villalar mevkiine doğru gittim, yolda giderken pişmanlık duydum, ancak aldığım şeyden de kurtulmam gerektiğini düşündüm. Aşağı inerek uygun bir yere baktım. Çuvalı aracımdan alarak elime aldım, çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı. Ayağının kesik olup olmadığını hatırlamıyorum, çünkü çok telaşlıydım.
Suya gömüp üzerine taş koydum
İp aradım ip bulamayınca çocuğun çantasının ipi aklıma geldi. Çantanın ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım. Çok derin olmayan bir yer buldum. Burada biraz su vardı bu alana çuvalı bıraktım. Birisi tarafından bulur diye düşünerek üzerine bir taş koydum. Taşın büyüklüğü yaklaşık 15-20 kg civarındaydı. Daha sonra buradan çıkarak aracıma bindim. Baldızımın evine gittim demiş." HABER MERKEZİ