Rejim çöktü, Türkiye durmuyor
- BAAS rejimi yıkıldı, Beşar Esad Suriye'yi terk etti, ancak Türk devletinin Kürt düşmanlığı politikası yeni saldırılarla devam ediyor.
- Bünyesindeki SMO çeteleri ile birlikte Minbic'i işgal etmek için saldıran Türk iktidarı, Dêrazor bölgesindeki unsurlarını da kışkırtmayı sürdürdü.
Rejimin yıkılışının kutlandığı saatlerde Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Meclisi'nin diyalog çağrılırı yaparken, Türk ordusu ve bünyesindeki çeteler ise Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırılarını sürdürdü.
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Suriye rejiminin yıkılmasına ilişkin açıklama yaptı. Reqa’daki Özerk Yönetim binası önünde Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Evin Siwêd tarafından paylaşılan açıklamada, şunlar ifade edildi: “Öncelikle zalim Suriye rejiminin yıkılmasından dolayı tüm Suriye halkını tebrik ediyor, özgürlük ve eşitlik için en kıymetli değerlerini veren halkımızı selamlıyoruz. 14 yıl süren mücadele ve çatışmaların ardından zalim Suriye rejimi, tüm kurumları ve ordusuyla birlikte yıkıldı. Bu rejim, Suriyelilerin ulusal ve kültürel kimliklerini yok saymış, demokratik güçlere aykırı bir politika izlemiş ve Suriye halkının haklarını inkar etmiştir. Yüz binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca Suriyelinin yerinden edilmesine neden oldu.
Diyalogdan kaçındı
Bölgelerimizin Suriye'nin en mazlum bölgelerinden biri olduğu Kuzey ve Doğu Suriye bileşenleri olarak halkımızı korumak için binlerce şehit verdik, acı çektik ve birçok hak ihlaline maruz kaldık. Devrimin geçmiş yıllarında, Suriye sorunlarına barışçıl yollarla çözüm bulunması yönündeki tüm yerel ve uluslararası çabalara rağmen rejim, dışlayıcı politikalarını sürdürmüş, ciddi ve yapıcı diyalogdan kaçınmıştır. Suriye krizinin daha geniş çapta büyümesine zemin hazırlayacak zaman kazanma politikası esas alındı. Suriye'de şu anda yaşananların nedeni bu istikrarsız rejime dayanıyor.
Barışçıl çözüm
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi olarak kriz yıllarında Suriye'deki sorunlara barışçıl çözüm bulunması için her türlü fırsatı verdik, ancak Suriye rejimi bu çabaya yanıt vermedi ve bu nedenle sorumludur. Geçmişte üzerinde çalıştığımız ölçülere bağlı olduğumuzu beyan ediyoruz. Suriye'nin yapısı ve coğrafyasının bir parçası olarak Suriye halkının birliğini ve Suriye topraklarının bütünlüğünü korumak için çalışacağız. Suriye'de hiçbir tarafı dışlamadan sorunların çözümü için barışçıl diyalog dilini kullanacağız.
İnşada rol alırız
Tüm Suriye halkının haklarını ayrımcılığa uğramadan güvence altına alan, demokratik ve çeşitlilik içeren bir Suriye'nin inşasında öncü bir rol oynayacağımızı teyit ediyoruz. Suriye'deki tüm siyasi güçleri geçmişi hesaba katmaya, ders almaya ve ülkeyi bu beladan kurtarmak için çalışmaya çağırıyoruz.
Yeni bir sayfa olsun
Bu aşamayı, tüm Suriye halkının çıkarlarına hizmet edecek anlaşmalara varmak için birlikte iş birliği yapabileceğimiz yeni bir sayfaya çevirelim. Herkesi, Suriye rejiminin geçmişte benimsediği dışlama ve ihmal politikasından uzak durmaya çağırıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi olarak diyaloğa hazırız, geleceğin Suriye'sinin işaretlerini hep birlikte çizmek için Suriye'nin her tarafına elimizi uzatıyoruz.”
MSD rejimin yıkılışını kutladı
Demokratik Suriye Meclisi (MSD) de BAAS rejiminin devrilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklaması şöyle: "Sevgili Suriye halkımız, bugün zulmün sembolü Beşar Esad'ın düşüş ve gidişinin tarihi anını sevinç ve gururla karşılıyoruz, bu büyük başarı sizin uzun vadeli özgürlük ve onur kararlılığınızın bir sonucu olarak elde edilmiştir. Zulmün karşısında kahramanca durup büyük bedeller ödediniz, şehitlerin, yaralıların kanı, tutsakların ve kayıpların canları, halkların mücadelesi, bütün bunlar kurtuluşun yolunu açtı. Özgürlük onurlu bir yaşama olan inancınız ve iradeniz sayesinde bugün korkuya ve adaletsizliğe karşı galip geldik.
Kimseyi dışlamadan
MSD olarak değerli halkımızı tebrik ediyor, eşitliği ve adaleti sağlayan, çeşitliliğe saygı duyan, insan haklarını koruyan, eşit yurttaşlık ilkelerine dayanan çok taraflı demokratik bir devletin temellerini inşa etmek için çalışmalara devam edeceğimizin sözünü veriyoruz. Bu tarihi anın yeni bir sürecin başlangıcı olduğuna inanıyoruz. Yeniden yapılanma, halkın iradesini ifade eden çağdaş bir anayasanın geliştirilmesi, mağdurlar için adalet ve yaraların sarılması konusunda önümüzde çok büyük bir görev var. Suriye'nin tüm ulusal siyasi, kültürel ve sosyal güçleriyle diyalog ve sorumluluk ruhuyla, kimseyi dışlamadan, küçümsemeden, ulusal, dini ve mezhepsel tüm farklılıklarıyla tüm halkı kucaklayan yeni bir Suriye'nin inşası için çalışacağız."
Yeni bir Suriye
QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî de rejimin devrilmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Bugün Suriye’de tarihi anlar yaşıyoruz. Şam’daki despotik rejimin çöküşüne tanıklık ediyoruz. Bu, tüm Suriyelilerin haklarını güvence altına alacak, demokrasi ve adalet temeline dayalı yeni bir Suriye’nin inşa edilmesi için bir fırsat sunmaktadır” dedi. Özerk Yönetim Dış İlişkiler Komitesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed ise şunları ifade etti: "Bugün despotizmin son bulduğunu ilan ediyoruz, geçmişi geride bırakıyoruz ve Suriye halklarının daha adil ve demokratik bir gelecek için çabalarını birleştirme umudu ile yeni bir sayfa açıyoruz. Kurşunların sesini durduralım ve barış ve inşanın temeli olarak diyaloğu esas alalım."
Türk tarafı saldırıyor
Rejim yıkılırken Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu, (SMO) Minbic'i işgal etmek için kapsamında saldırı başlattığını duyurdu. Minbic Askeri Meclisi, Türk ordusunun desteğindeki SMO güçlerinin kentin kuzey, güney ve batısından yaptığı yoğun saldırılara karşı direniş kararı aldı. Türk tarafının kentin yüzde 80'nin igşal edildiğini duyurduğu saatlerde açıklama yapan Minbic Askeri Meclisi, şunları paylaştı: “Son 12 gündür Suriye’de yaşanan son olaylarla birlikte işgalci Türk devletinin çeteleri, hava desteğiyle Minbic bölgesine onlarca kez saldırı düzenlemiştir. Bu saldırıların tümü Minbic ve Bab güçleri tarafından kırılmıştır. Çeteler özellikle son iki gündür tüm cephelerden Minbic’e saldırılarını yoğunlaştırmıştır. An itibariyle Toxar hattından Eyn Dadat, Ereb Hesen ve El Erîma’a kadar olan alanda savaşçılarımız ile çeteler arasında şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır. Bugün öğlen saatlerinde bir grup çete, işgalci Türk ordusunun hava desteği ile birlikte zırhlı araçlarla kentin güneyine ilerlemiş ve psikolojik üstünlük sağlamak istemiştir fakat bu çeteler güçlerimizin pususuna düşmüştür. Öte yandan çetelerin bazı gizli hücreleri harekete geçerek halk üzerinde psikolojik baskı girişiminde bulunmuştur. Şu anda kentin güney kapısında çatışmalar devam etmektedir. Minbic Askeri Meclisi olarak, binlerce masum sivili katleden terör çetelerine karşı bölgelerimizi koruyacağız. Minbic halkımız ve savaşçılarımız omuz omuza vererek DAIŞ çeteleri ve diğer terör gruplarının saldırılarını kıracaktır.”
Minbic Kantonu Eşbaşkanı Ezab El Ebûd, halk ve yönetimin askeri güçlerinin yanında olduğunu belirtti.
Türk tarafı, Dêrazor'da harekete geçirdiği unsurları ve yönlendirdiği çeteleri de Dêrazor'a saldırmaya başladı. Buradaki Dêrazor Askeri Meclisi, bunu engellemeye çalışıyordu.
Haber hazırlanırken çatışmalar devam ediyordu. QAMIŞLO
* * *
Geçiş yönetimi herkesi kapsamalı
Suriye için BM’ye sorumluluk alma çağrısı yapan DEM Parti, “Kürtlerin, Sünni Arapların, Arap Alevilerin, Hristiyanların, Dürzi toplumunun ve diğer tüm azınlıkların meşru temsilcilerinin oluşturacağı bir geçiş yönetimi ile Suriye'deki normalleşmenin önü açılmalıdır” dedi.
DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu, Suriye'de yaşanan gelişmelere dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "2011'den bu yana Suriye’de devam eden iç savaşın, küresel bloklar arasındaki güç mücadelesinin arenasına dönüşmekle birlikte bölgedeki devletlerin de müdahalesine açık hale gelerek vekalet savaşları biçiminde kanlı ve yıkıcı bir süreç ile devam ettiğine tanıklık ettik. 8 Aralık 2024 itibarıyla Suriye'de Esad rejimi etnik, mezhepsel ve dinsel anlamda ayrışmalar ve büyük acılar bırakarak çökmüştür. Artık Suriye'nin tarihten ders çıkararak tüm öz dinamikleriyle yeniden ayağa kalkması ve demokratik değerlere bağlı özgürlükçü bir Suriye'nin kurulması için tüm Suriyeli kesimlerin tam bir uzlaşı içerisinde yeni bir anayasa oluşturarak, bölgesel istikrara ve barışa katkı sunmasını içtenlikle temenni ediyoruz.
BM sorumluluk almalı
Bu saatten sonra yerlerinden edilmiş olan Suriyelilerin topraklarına geri dönmesi ve ateşkesin süreklileşmesi için uluslararası toplumun yapıcı bir katkı sunması, gerektiğinde BM'nin sorumluluk alması acil bir seçenek olarak dikkate alınmalıdır. Suriye'de Kürtlerin, Sünni Arapların, Arap Alevilerin, Hristiyanların, Dürzi toplulukların ve diğer tüm azınlıkların meşru temsilcilerinin oluşturacağı bir geçiş yönetimi ile Suriye'deki normalleşmenin önü açılmalıdır. Bu hassas süreçte bölgesel güçlerin dışarıdan müdahalelerinin Suriye'nin demokratik geleceğine darbeler vurabileceği riskine karşı tüm tarafları bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz."