Bayık: İran'da değişim kaçınılmaz

Cemil Bayık

Cemil Bayık

  • İran'ın, ağırlaşmış toplumsal sorunlarla yüz yüze olduğunu; Ortadoğu'nun yeniden dizaynı temelinde İran'ın oluşturduğu ve güçlü olduğuna inandığı eksenin çok kısa sürede darbe yiyip dağıldığını vurgulayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, şunları söyledi:
  • "İran'da değişim kaçınılmazdır. İran, başta Kürt sorunu olmak üzere sorunların çözümü için demokratik adımlar atmalıdır. Şu anki gidişat son derece yanlış ve tehlikelidir. Baskı, bastırma ve idamlarla sorunlar çözülemez, hiçbir şey elde edilemez. Verdiği idam kararlarından vazgeçmeli, idamları durdurmalıdır." 

Suriye'de BAAS rejiminin düşmesinden sonra ağırlığın Irak'a verileceğinin görüldüğünü; böylece savaşın İran'ın kapısına dayanacağını; şimdiye kadar bütünlüğüne dokunulmayan İran'a olan yaklaşımın da değişeceğini belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, İran'da işlerin mevcut haliyle daha fazla sürmesinin imkansız kılındığını söyledi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, ANF'de yayınlanan söyleşisinin 4. bölümünde Rojavayê Kurdistan ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi. Ortadoğu'da gelişen yeni sürecin başlama tarihinin, 7 Ekim 2023 saldırısı olduğunu hatırlatan Bayık, bu tarihten sonra ABD, İngiltere ve İsrail'in Ortadoğu'ya yönelik planlarını pratikleştirmeyi kendileri açılarından uygun gördüğünü söyledi. Bu kapsamda beklenenin çok üstünde bir şiddetle HAMAS, Hizbullah, Husiler gibi İran yanlısı güçlerin hedef alındığını anımsatan Bayık, belki vurucu güç olarak İsrail'in öne çıkarıldığını fakat bu savaşın asıl yürütücüsünün ABD olduğunu; İngiltere'nin de bu savaşın arkasında olduğunu kaydetti. İran ise tıpkı Ukrayna savaşında Rusya'nın yaşadığı şaşkınlığın benzeri hazırlıksız olarak kendisini bu sürecin içerisinde bulduğunu ifade eden Bayık,  "Kimse ABD'nin planını tahmin etmiyor ve Biden yönetiminin NATO'yu hızla domine edeceğini düşünmüyor ve beklemiyordu. Önce Hamas hedeflenip güçten düşürüldükten sonra Lübnan'da Hizbullah güçten düşürülmüştür. Hizbullah kırılıp Lübnan'la ateşkes yapılır yapılmaz Suriye'deki durum ortaya çıkmıştır. Hamas'ın ardından Hizbullah'ın hedeflenip zayıflatılması İran'ın bölgedeki gücünün zayıflamasını beraberinde getirdi. Hizbullah'ın devrede olmaması İran'ın sahadaki etkinliğini olumsuz etkiledi" dedi.

İran'ın Irak'taki durumu da tehlikede

Böyle bir durumda İran'ın yapacağı tek şeyin, İran adına ve devlet olarak savaşa girişmesi olduğunu ama bu kararın verilmediğini kaydeden Bayık, şöyle devam etti: "İran'ın tutumu bu olduktan sonra anlaşmalı ya da anlaşma yapmadan çekilmesinin bir anlamı yoktur. İran böyle davranarak belki de doğrudan kendisine karşı gelişecek yönelimi engellemiş, en azından ertelemiş oldu fakat ne olursa olsun bu süreçten en fazla zarar gören güç İran olmuştur. Sadece Suriye'deki etkinliğini yitirmemiştir. Irak'taki durumu da tehlikeye girmiştir."

Rusya, kötünün iyisine razı oldu

ABD öncülüğünde kapitalist modernite güçlerinin dünya sistemini yeniden dizayn etmek istedikleri veya daha önce başlatılan bu işi hızlandırıp sonuçlandırmak istediklerinin, Ukrayna savaşıyla ortaya çıktığına işaret eden Bayık, Kürt Özgürlük Hareketi'nin de bu okumaya dayanarak, kendisini hazırladığını söyledi. Ukrayna savaşının Rusya açısından bir bataklığa dönüştüğünün çok açık olduğunu vurgulayan Bayık, şunları ifade etti: "ABD, Rusya'yı savaşa çekerek hem gücünü kırmış, meşruiyetini sorgular duruma getirmiş hem de esas olarak kuzeyden geçecek enerji yolu projesini bozmuştur. Rusya böyle bir durumdayken, Ukrayna ile savaşı bir şekilde sonlandırma arayışı içerisindeyken ABD, İngiltere, İsrail planına karşı çıkıp Suriye'de rejim lehine savaşa girmesi olamazdı. Ukrayna savaşı üzerinden ABD'yle anlaşmış olma olasılığı var. Rusya, koşulları dikkate alarak bu işten en az zararla veya olabilecek en yüksek kazançla çıkmaya çalışmıştır. Rusya'nın kötünün iyisine razı olduğu, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'deki etkinliğinin önemli bir darbe aldığı kesindir.

BAAS rejimi feraset gösteremedi

İran ve Rusya'nın yokluğunda BAAS rejiminin etkinlik göstermesi beklenen bir durum değildi zaten. Öz gücünü ve iradesini çok önceden kaybetmişti. BAAS rejiminin tek çıkışı vardı, o da Kürtler ve Kuzey-Doğu Suriye yönetimi ile anlaşmak, demokratik adımlar atmak ve kendisini demokratik dönüşüme uğratmaktı, ancak bu feraseti gösteremedi. Bize göre bunun koşulları vardı ama gerek dış güçlerin etkisi gerekse de değişime tümüyle kapalı tekçi, dogmatik yapısından dolayı bunu yapamadı."

Erdoğan, kullanıldı mı ,oyuna mı geldi?

Türk devletinin, başta ABD, İngiltere, İsrail planına karşı durduğuna; Hindistan'da yapılan G-20 zirvesinden sonra Türkiye'nin IMEC projesinin dışında tutulmasından dolayı Erdoğan'ın tutumunun açık karşıtlık biçimde olduğunu dikkat çeken Bayık, yaşananları şöyle izah etti: "İçinde yer almadığımız bir projeye müsaade etmeyiz, diye açık tutum geliştirdi. Aradan bir ay geçmeden HAMAS'ın saldırısı gelişti. Akabinde ABD, İngiltere, İsrail bunu gerekçe yaparak önceden hazırladıkları planı devreye koydu ve böylece Ortadoğu'da yeni bir sürece girildi. Bir kıvılcım kalmıştı, bunu da Tayyip Erdoğan eliyle HAMAS'a yaptırdılar. Bilemediğimiz şudur; Tayyip Erdoğan tüm bunları bilerek mi kendini kullandırttı yoksa bilmeden mi bu oyuna geldi? Bu durumun gittikçe kendileri açısından olumsuz sonuçlar doğurduğunu görmüş olmalılar ki, ABD ile anlaşma yoluna gittiler. Şimdi Suriye üzerinden ABD, İngiltere, İsrail plana dahil olarak hareket ediyor."

Irak'ın parçalanması gündeme gelebilir

Suriye'de ortaya çıkan yeni durumdan en çok etkilenen devletin Irak olabileceğini belirten Bayık, İran'ın Irak üzerindeki gücü ve etkisi düşünüldüğünde Suriye'den sonra sıranın Irak'a geleceğinin öngörülebileceğini söyledi. Esasında Irak sorunu çözüme tam kavuşturulamayan bir sorun olarak durduğunu, tüm bölgeyi içine alacak bir çözüm geliştirilemediğinden Türkiye ve İran'ın bundan faydalanma yoluna gittiğini söyleyen Bayık, şöyle konuştu: "İran Şiiler üzerinden, Türk devleti de KDP ve Sünniler üzerinden Irak üzerinde etkinlik kurmaya çalıştılar. Şimdi bundan da dersler çıkarılarak bölgesel yaklaşımın esas alındığı görülüyor. Bu temelde Irak'a yönelik bir yaklaşımın geliştirilmesi ve bununla İran'ın etkisinin kırılması beklenmektedir. Böyle bir gelişme olursa Irak'ta dengeler yeniden değişecektir. Irak'ın parçalanması da gündeme gelebilir. Öte yandan İran'ın buna vereceği tepkinin Suriye'deki gibi olması pek olası değildir. Irak, İran açısından dışarıdaki son kale gibidir. Bunun ötesi savaşın doğrudan İran'ın içine sirayet etmesidir. Bu açıdan İran'ın güçlü tepkisi gelişebilir. Bu da Irak'ın parçalanma olasılığını artırıyor."

İran'ın dokunulmayan bütünlüğü

İran'ın, ağırlaşmış toplumsal sorunlarla yüz yüze olduğunu; Ortadoğu'nun yeniden dizaynı temelinde bölgenin tümünü içine alan bir plan devreye konulunca İran'ın oluşturduğu ve güçlü olduğuna inandığı eksenin çok kısa sürede darbe yiyip dağıldığını vurgulayan Eşbaşkan Bayık, şunları söyledi: "Suriye'de BAAS rejiminin düşmesinden sonra ağırlığın Irak'a verileceği görülüyor. Bu da savaşın İran'ın kapısına dayanması demektir. Şimdiye kadar bütünlüğüne dokunulmayan İran'a olan yaklaşım da değişecektir. İran'da değişim kaçınılmazdır. Bir taraftan var olan ağır toplumsal sorunlar, öbür taraftan taraftan sistemin Ortadoğu ve İran üzerindeki planları, İran'da işlerin mevcut haliyle daha fazla sürmesini imkansız kılıyor. Ortadoğu'da demokratikleşme adımlarına ihtiyacın en fazla olduğu yerlerin başında İran gelmektedir. İran, başta Kürt sorunu olmak üzere sorunların çözümü için demokratik adımlar atmalıdır. Aksi halde şu anki gidişat son derece yanlış ve tehlikelidir. Verilen idam kararlarını kınıyoruz. Baskıyla, bastırmayla, idamlarla sorunlar çözülemez, hiçbir şey elde edilemez. İran verdiği idam kararlarından vazgeçmeli, idamları durdurmalıdır." HABER MERKEZİ

 

* * *

Türkiye, Rojava'yı işgal etmek istiyor

Türk devletinin, Suriye'deki yeni durumu fırsata çevirip SMO çetelerini öne sürerek yeni bir saldırıya geçtiğini hatırlatan Bayık, SMO içerisinde Türk askerleri ve subaylarının varlığına, SMO'yu Türk generallerinin yönetiğine işaret ederek, "Türk devletinin amacı, hedefi bellidir; Rojava'yı işgal ederek Özerk Yönetim'i tasfiye etmektir" dedi. 

SMO ile olmayınca HTŞ'ye baskı

QSD savaşçılarının Tişrin'de, Qereqozax'ta büyük bir direniş sergilediğine dikkat çeken Bayık, "Düşman buraları düşüremediği için başka yerlere yönelmeyi göze alamıyor. Türk devleti sadece SMO çetelerine dayanarak QSD karşısında başarılı olmayacağını anlamış olacak ki, HTŞ üzerinde baskı kuruyor ve QSD'ye tutum almasını dayatıyor" şeklinde konuştu.

Rojava için ayakta olmalı

Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının her yerde kendi savunmasını bizzat üstlenmesini isteyen Bayık, şunları vurguladı: "Bu şekilde halk ve devrimci güçler el ele verip saldırılara karşı birlikte direnirse düşman kesinlikle sonuç alamaz. Diğer parçalardaki ve yurt dışındaki halkımızın ve dostların da Rojava'yla dayanışma içerisinde olmalı, bunun için ayakta olmalı, her yerde harekete geçerek ve toplumları da harekete geçirerek gösteriler yapmalı, kamuoyu oluşturmalı, Türk devletinin saldırılarının durdurulması için siyasi baskı geliştirmelidir."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.