Devletin inisiyatifine bırakılamaz

Türkan Aslan Ağaç
- Hukukçu Türkan Aslan Ağaç, barış sürecini devletin inisiyatifine bırakmanın, onu kırılgan hale getireceğini belirterek, barışın sadece bir devlet stratejisi olarak kalmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
İnsan hakları aktivisti hukukçu Türkan Aslan Ağaç, Rêber Apo'nun çağrısı üzerine ilgili taraflar ve toplumun yapması gerekenler üzerine bir makele yazdı.
Bianet'e yazan Türkan Aslan Ağaç, Türkiye’de barış sürecinin, çoğu zaman devletin inisiyatifinde şekillenen, ancak toplumsal dinamikleri yeterince içine almayan bir süreç olarak kaldığını hatırlattı. Türkan Aslan Ağaç, son çağrısıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın, barışı yalnızca silahların susması olarak değil, halkın doğrudan özne olduğu bir demokratik dönüşüm süreci olarak ele aldığının altını çizdi.
Barışın, yalnızca silahların susmasıyla değil, özgürlükçü bir anayasa, hukukun üstünlüğü, siyasal temsiliyet ve ekonomik adaletle mümkün olabileceğini vurgulayan Türkan Aslan Ağaç, çağrı karşısında devletin atması gereken temel adımları sıraladı:
Devletin yapması gerekenler
* Yeni bir siyaset dili inşa edilmeli. Sert, dışlayıcı ve kutuplaştırıcı dilin yerine, toplumun farklı kesimlerini içine alan bir diyalog dili geliştirilmelidir.
* Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit kaldırılmalı. Barış sürecinde, Öcalan’ın siyasal rolünün gereği olarak özgür koşullarda çalışma yürütebileceği bir ortam yaratılmalıdır.
* Gerçek bir toplumsal barış ve demokrasi için halkın katılımıyla yeni bir anayasa yapılmalıdır. Yeni anayasa, eşit yurttaşlık temelinde inşa edilmeli, kimlik, inanç ve kültürel farklılıkları güvence altına almalı. İfade özgürlüğünü, kadın haklarını, emeğin güvencesini ve ekolojik hakları koruyan ilerici bir çerçeve sunmalı. Hukukun üstünlüğünü sağlayarak, siyasi vesayet ve yargı bağımlılığına son vermeli. Yeni anayasa, yalnızca bir hukuk metni değil, toplumu özgürleştiren ve halkın ortak iradesini yansıtan demokratik bir sözleşme olmalıdır.
* Demokratik toplumun inşası için merkeziyetçilik terk edilip yerel yönetimlerin yetkileri artırılarak güçlendirilmesi ve halkın doğrudan yönetime katılımı esas alınmalıdır.
* Siyasi mahpuslar serbest bırakılmalı. Kürt siyasetçiler üzerindeki yargı baskısı, barışın önündeki en büyük engellerden biridir. Devlet, demokratik siyasetin önünü açmalı, barış sürecine katılımı kolaylaştırmalıdır.
Hareketin stratejik dönüşümü
En kritik meselelerden birinin, öncülerin sadece mevcut sistemle mücadele etmekle yetinmeyip kendilerini de demokratikleşme sürecine dahil etmeleri olduğunu kaydeden Türkan Aslan Ağaç, "Çünkü barış, sadece devlete ve egemenlere karşı yürütülen bir mücadele değil; aynı zamanda alternatif bir toplumsal modelin inşasıdır. Öcalan’ın çağrısında barışın sadece devletin adımlarıyla değil, Kürt hareketinin de stratejik dönüşümüyle sağlanabileceği vurgulanıyor. Bu konuda hareketin, yıllardır yürüttüğü silahlı mücadeleyi siyasi ve toplumsal alana daha fazla taşımalı, Kürt siyasetinin demokratikleşmesi sürecine öncülük edip güçlendirmelidir" dedi. Türkan Aslan Ağaç, Kürt siyaseti açısından atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı:
* Sivil alan güçlendirilmelidir. Kürt hareketi, halkın doğrudan katıldığı, taban örgütlenmesine dayalı yeni bir siyasal mücadele modeli inşa etmelidir.
* Gençlik ve kadın hareketleri daha fazla söz sahibi olmalıdır. Kadınlar ve gençler, barış sürecinin en güçlü aktörleridir. Kürt siyasetinde bu kesimlerin daha fazla rol alması sağlanmalıdır.
* Demokratik siyasete daha fazla alan açılmalıdır. DEM Parti gibi siyasi yapılar, barış sürecini sahiplenmeli ve bu konuda daha güçlü bir politik hat oluşturmalıdır.
Türkiye halklarının yapması gerekenler
Barışın toplumsallaşması için Türkiye’nin batısında yaşayan halkların da bu süreci sahiplenmesi gerektiğine işaret eden Türkan Aslan Ağaç'a göre; Türkiye halkları şu adımları atmalı:
* Barış sürecinin yalnızca bir devlet-PKK meselesi olmadığı anlatılmalıdır. Barış, tüm Türkiye’nin özgürleşmesini sağlayacak bir adımdır.
* Medya ve akademi, barışın toplumsallaşmasına katkı sunmalıdır. Bugün savaş politikaları medya aracılığıyla yeniden üretiliyor. Alternatif medya ve akademi, barışın sesi olmalıdır.
* Eğitim sistemi çok kültürlü hale gelmelidir. Tekçi ve milliyetçi eğitim sistemi, halklar arasındaki ayrımı derinleştiriyor. Eğitimde ana dilde eğitimi destekleyen, kültürel hakları tanıyan yeni bir model oluşturulmalıdır.
Toplumsal bir dönüşümdür
Kürt Halk Önderi'nin 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısının, yalnızca çatışmaların sonlandırılması için değil, Türkiye’nin demokratikleşmesi için bir perspektif sunduğunu altını çizen Türkan Aslan Ağaç, şunları yazdı: "Çağrı, yalnızca devletin ya da PKK’nin sorumluluğunda olan bir mesele değil. Türkiye halkları, demokratik siyaset, kadın hareketleri, akademi ve medya, barış sürecinin aktif öznesi olmak zorunda. Öcalan’ın çağrısının en önemli mesajlarından biri şudur: Barış, halkın talebi olmadan kalıcı hale gelmez. Devletin ve siyasal aktörlerin süreci başlatması önemlidir, ancak barışın gerçek güvencesi, halkın bu sürece sahip çıkmasıdır. Türkiye halklarının önünde iki seçenek var: Ya barışın sadece bir devlet stratejisi olarak kalmasına izin verilecek ya da halk, bu sürecin gerçek öznesi olacak. Gerçek barış, halkın sahip çıktığı, inşa ettiği barıştır. Barış sürecini devletin inisiyatifine bırakmak, onu kırılgan hale getirir. Barışa ve demokrasiye giden yolu halkın mücadelesi belirleyecek." İSTANBUL