Dr. Sabiha meydan okuyor: Kazanacağız
Kadın Haberleri —
- Dr. Sabiha Baloch, hayatını değiştiren hocası Prof. Abdul Razaq Zehri’nin 2013’te Pakistan rejimi tarafından katledilmesinin ardından, zorla kaybedilmeler ve insan hakları için mücadeleyi seçti. Henüz 17 yaşında, 200’den fazla kişinin katledildiği toplu mezarı görmek için 10 km yürüdü.
- Şu anda BSAC Başkanı ve BYC Merkezi Organizatörü olan Dr. Sabiha, hala süren baskılara rağmen geri adım atmayacağını söylüyor ve ekliyor: “Eğer mücadele etmezsek hayatımız daha da kötüleşmekle kalmayacak, aynı zamanda neden öldüğümüzü bile asla anlayamayacağız.”
“Annelerimizin ve kız kardeşlerimizin kararlılığı (Lumma Eed Taa Juhd Pahek)” sözleri, Belucistan’ın en büyük şehri olan Quetta'daki Shawani Stadyumu'nda yankılanıyordu. Binlerce kadın ve erkek, bu haykırışa yanıt veriyordu: “Zafer bizim olacak, zafer bizim olacak (Soub Nana ea, Soub Nana ea).” Beluc Yürüyüşü'nün İslamabad'a varışında halka hitap eden Dr. Sabiha Baloch’un bakışları kararlı ve sesi güçlüydü.
Yürüyüşçüler, kaybedilen sevdikleri olmadan dönmüş olsalar da Dr. Sabiha, kalplerine umudu aşılamıştı. Beluc Öğrenciler Eylem Komitesi (BSAC) Başkanı ve Beluc Yakjehti Komitesi (BYC) Merkezi Organizatörü Dr. Sabiha’nın kayıplar ve insan hakları için sürdürdüğü mücadele, bugün binlerce kadına güç veriyor.
Geleneğin bir adım ötesinde
Dr. Sabiha, Belucistan'ın Khuzdar bölgesindeki Zawa köyünde doğdu. Zorlu mücadelesi okul yıllarında başladı. Lise eğitimde bir bilim fuarında iyi derece aldı ama eğitime devam etmesi için Karaçi’ye gitmesi gerekiyordu. Bu sırada ‘kızların dışarı çıkmaması’ gerektiğini savunan ailesinin yasaklarıyla karşılaştı. Her ne kadar ailesinin fikirlerini değiştirmek için dirense de kimse onu dinlemedi. Cesareti kırıldı, eğitimini yarıda bıraktı.
Bir gün Naseem Hijazi'nin Beyaz Ada (Safed Jazeera) adlı romanını eline alınca okuduğu satırları anlamadığını fark etti. İki ay boyunca tek bir paragrafı anlamaması eğitimine dönmesi gerektiği inancını diriltti ve azmi sayesinde Prof. Abdul Razaq Zehri'nin Khuzdar'daki bilim akademisine kaydoldu.
Prof. Razaq, başlangıçta Sabiha’yı akademiye kabul etmekte isteksizdi çünkü daha önce hiçbir kadının okumadığı Zarrakzai aşiretinden geliyordu. Ancak Sabiha, sadece altı ay içinde derslerinde başarılı olarak hocasının en sevdiği öğrencilerinden biri haline geldi.
Her gün bir cenaze gömülüyordu
Tarih 2009 yılını gösterdiğinde, Pakistan devletinin Beluc öğrencilere, eğitimcilere, siyasetçilere, aktivistlere ve gazetecilere yönelik “öldür ve at” politikası devreye girdi. Khuzdar’daki koşullar da zorlaştı, zorla kaybetmeler rutine dönüştü. Dr. Sabiha o günleri, “Okulların ve akademilerin kapalı olduğu haftalar vardı. Her gün gömecek bir cenazemiz oluyordu” sözleriyle hatırlıyor.
Prof. Razaq’ın bıraktığı yerden
Prof. Abdul Razaq Zehri, 11 Temmuz 2013’te devlet güçlerince katledilince akademi de kapılarını kapattı. Prof. Razaq, Belucistan Üniversitesi'nde ekonomi bölümünü bitirmişti. Ancak Erkek Koleji'nde öğretim görevlisiyken kendi hayatına odaklanmak yerine, Ulusal Bilim Akademisi'ni kurarak Khuzdar'da bir eğitim devrimi gerçekleştirmeye karar verdi.
Dr. Sabiha, hocası için şöyle diyor: “Bize her zaman, 'Hepiniz boyun eğdirilmiş bir toplumdan geliyorsunuz. Çok çalışmaz ve kendinizi eğitmezseniz, yükten başka bir şey olmazsınız' derdi. Şehadetinden yirmi gün önce, bir ölüm mangasından akademiyi kapatmaması durumunda öldürüleceği tehditleri aldığını ancak akademiyi kapatmayacağını söyledi.”
“Hocamızın hayali bizim için, hayatımızdan daha önemliydi” diyen Dr. Sabiha, iki haftadan fazla kapalı kalan akademiyi yeniden açmak için üç kadın öğrenciye ulaştı. Ders vermek isteyen bir öğretmenle iletişime geçti; bir bekçi, bir öğretmen ve dört öğrenci yeniden bir araya geldi.
O çığlık hala kulaklarımda
Bekçi kapıyı açınca, Dr. Sabiha yıllar sonra sınıftaki ilk gününü silinmez bir anı olarak hatırlayacaktı. Odada ağır bir sessizlik vardı; dört öğrenci ve öğretmenleri başlarını öne eğmiş, birbirlerinin bakışlarından kaçınarak oturuyorlardı. Sonra öğretmen ağlamaya başlayınca öğrenciler de birer birer ağlamaya katıldı. “Öğretmenimin çığlığı hâlâ kulaklarımda yankılanıyor” diyor Dr. Sabiha. Çünkü hocası katledildiğine o henüz 16 yaşındaydı.
O kemik birini bekliyordu
Günler birbirini kovaladıkça akademi yavaş yavaş eksi günlerine döndü. Bu sırada Dr. Sabiha’nın içinde devlete ve ‘ölüm mangalarına’ karşı derin bir nefret körüklendi. Sadece bir yıl sonra 25 Ocak 2014’te Khuzdar'daki Zawa-Totak bölgeleri arasında 200'den fazla toplu mezar bulundu.
Toplu mezarı kendi gözleriyle görmekte kararlı olan Dr. Sabiha, kız kardeşiyle yaklaşık 10 km yürüyerek o korkunç bölgeye ulaştı. Dağılmış mermi kovanlarına cenazelerin kokusu eşlik ediyordu. Dr. Sabiha'nın kız kardeşi bir metal parçasıyla toplu mezarı kazdı ve bir insan omurunu çıkardı. Bu dehşet verici bir andı; gördüğü manzara karşısında sarsılarak çığlık attı.
Dr. Sabiha, “Kemik parçasını bir mendile koyarak aldım. Bu kemiğin birini beklediğini düşününce duygulandım. Anneleri oğullarının sağ döneceğini umuyor olmalıydı. Diri diri mi gömüldüler yoksa öldürüldüler mi anlayamadım” diyor. Bir süre sessizce düşündükten sonra kemiği nazikçe toprağa geri verdi, küçük bir saygı gösterisi olarak dağdaki bir taşın altına yerleştirdi.
Politikaya ya da ‘ateşe’ atıldı
Prof. Razaq’nın katledilmesi, Dr. Sabiha’nın politikaya adım atmasının en temel nedeni oldu. Lise eğitimini tamamladıktan sonra Quetta'ya taşındı ve Bolan Tıp Koleji giriş sınavında başarılı olarak üçüncü oldu. 2016 yılında Beluc öğrenci siyasetine aktif katıldı. 2018’de Pakistan'daki Beluc öğrencilerini hak mücadelelerinde örgütlemeye, birleştirmeye ve siyasallaştırmaya odaklanan Beluc Öğrenciler Eylem Komitesi'nin (BSAC) Başkan Yardımcılığı görevini devraldı.
2019’da Belucistan Üniversitesi’nde (UoB) kadın öğrencilere yönelik taciz, şantaj ve cinsel istismar skandalı patlak verince “Protestoyu Yönlendirin Efendim” başlıklı bir makale yazdı. Ve böylelikle ilk tehdidini doğrudan aldı. İstihbarat, mücadelesini sürdürmesi halinde kardeşi ve kendisini öldürmekle tehdit etti.
Sadece devlet değil, aşiretinden de baskılar artmaya başladı. Ancak o geri adım atmayarak 2021 yılında Beluc Öğrenciler Eylem Komitesi (BSAC) başkanlığı görevini üstlendi. Böylece, Banuk Karima Baloch'un izinden giderek, bir öğrenci siyasi örgütüne liderlik eden ikinci Beluc kadın oldu.
Aynı yılın 18 Haziran gününde erkek kardeşi Khuzdar'daki Belucistan Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi'nde (BUETK) okurken kaldığı yurdun odasından kaçırıldı, 5 ay boyunca gözaltında tutulduktan sonra bırakıldı. Bu sürede Sabiha’ya öğrenci hareketine öncülük etmeyi bırakması tehditleri geldi. Ancak o yılmadı. “Eğer pes etseydim, bu baskılar adaletsizliğe karşı mücadeleyi takip eden genç kadınların peşini bırakmayacak bir şantaja dönüşecekti” diyor.
Kardeşinin kaçırılması olayından sonra medyadan uzak BSAC’la perde arkasında çalıştı. 2023 yılında, BYC’ye geçti. “Ben siyaseti seçmedim, halkımın sorunlarını çözmem için siyaset beni seçti” diye vurguluyor.
Dr. Sabiha'nın azmi
Dr. Sabiha, 23 yaşındaki Balach Mola Baksh'ın devletin Terörle Mücadele Dairesi (CTD) tarafından katledilmesinin ardından Turbat'tan Quetta'ya kadar yargısız infazlara karşı tarihi bir yürüyüşe öncülük etti. Balach'ın cenazesi, protesto amaçlı Turbat'a getirildi ve altı gün sonra gömülmek üzere yola çıkarıldı. Bu eylemi o ve Sebghat Abdul Haq organize etti.
Haziran 2024'te, Beluc Ulusal Buluşması’ndan (Baloch Raaji Muchi) sadece bir ay önce, Quetta'da zorla kaybedilen bir kişinin güvenli bir şekilde serbest bırakılmasını talep eden bir protesto sırasında şiddet gördü ve gözaltına alındı.
BYC, Belucileri katliamlara ve kayıplara karşı birleştirmek için Gwadar'da Beluc Ulusal Buluşması’nı ilan etti. Ancak devlet buna şiddetle karşılık vererek, 4 kişiyi katletti. 28-29 Temmuz tarihleri arasında saldırılar yoğunlaştı; Dr. Sabiha’nın kaldığı ev tahrip edildi. Bunun üzerinde 30 Temmuz’da basın toplantısı düzenleyerek 10 gün sürecek oturma eylemi başlattı.
Şu anda Hekimler ve Cerrahlar Koleji Üyesi (FCPS), kardiyolog ve BYC’nin öncüleriden biri olan Dr. Sabiha Baloch, kararlılığından ödün vermeyerek, şunları vurguluyor: “Motivasyonum, bize dayatılan baskıcı sisteme karşı duyduğum derin nefretten kaynaklanıyor. Kurtulmak için başka bir yol olmadığına gerçekten inanıyorum. Eğer mücadele etmezsek, hayatımız daha da kötüleşmekle kalmayacak, aynı zamanda neden öldüğümüzü bile asla anlayamayacağız.”
* Dr. Sabiha Baloch’un hikâyesi, https://thecontrapuntal.com/dr-sabiha-balochs-resolute-strife-for-justice/ haberinden derlenmiştir.
HABER MERKEZİ