Erdoğan kendisine gündem yaratıyor
Forum Haberleri —
- Erdoğan kendisini gündeme almak için çok uğraşıyor. Halkın kafasını karıştırıp bilinç bulanıklığı yaratmak isteyen bu özel savaş elemanlarına karşı soğukkanlı ve uyanık olmak gerekiyor. Bu psikolojik savaş taktiklerine prim verilmemeli. Halkın dikkatini gerçek sorunlardan, Kürtlere karşı yürütülen soykırımdan kaçırmak peşindeler.
ZEKİ AKIL
Erdoğan, İsrail’in Türkiye’ye de saldıracağını söylemeye başladı. Bu gerekçesini de Kutsal Kitap’ta geçen vaat edilmiş topraklar ifadesine dayandırıyor. Erdoğan gündem yaratmak ve kamuoyunu meşgul etmek, kafaları karıştırmak için her yolu deniyor. Efsanelere, tarihte kalmış söylemlere sarılarak gündem yaratmak istiyor. Bu nasıl olabiliyor? Normalde insanı tefe koyup oynatırlar. Ama nasıl olsa basın ve devletin olanakları ellerinde. Yalakaları ve evet efendimcileri çok! İktidar nimetleri kişilik bulmamış tiplerin başını döndürüyor. Bunlar hazır kıtalar olarak eli altında duruyor.
Bunların ötesinde Erdoğan’a asıl cesareti veren ve meydanı boş bırakan muhalefet güçleri bu saçmalıkların ortada dolaşmasına ortam ve olanak sağlıyor. Gerçek bir muhalefet olsa Erdoğan’ın ne konuşacak yüzü ne de gücü kalır. CHP Genel Başkanı evlere şenlik! O içeride sınırlanmış ve yumuşatılmış düzeyde muhalefet yapar ama dışarıda Erdoğan’a tabi olur! Bunu biz demiyoruz, kendisi diyor: "Biz içeride muhalefetiz ama dışarıda Türkiye partisiyiz.’’ İç ve dış politika birbirinden bu kadar uzak ve kopuk mu? Erdoğan dış politikayı Ortadoğu’da İhvancılara yatırım yaparak şekillendirmeye çalıştı. İhvan, El Nusra ve DAİŞ’le ittifaklar yaptı. Şimdi Suriye’de on binlerce silahlı gücü SMO adı altında örgütlemiş ve kullanıyor. CHP, Erdoğan bizi Suriye bataklığına soktu diyor. Ama Erdoğan buna bataklık demiyor. Tersine ÖSO, SMO’yu oranın Kuva-i Milliyesi diye tanımlıyor.
Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye girme çalışmalarını tümüyle baltaladı ve süreç şimdi tıkanmış durumda. AİHM gibi kurumların kararlarına uymuyor. Bu durumda CHP’nin Erdoğan’ı eleştirme hakkı kalmıyor. Bunları "Türkiye Partisi’’ olarak savunması gerekir. Erdoğan kendi kararlarını ve politikasını savunuyor. CHP bu durumda AİHM kararlarını uygulayın, Osman Kavala’yı vb. bırakın dememesi gerekir. Demelerinin karşılığını bulmaması ve ciddiye alınmamasının nedeni de işte CHP’nin bu tutarsız ve politikada şaşkın tutumlarıyla ilgilidir.
Seçimi yitirmiş ve İkinci parti olmuş AKP nasıl oluyor da birinci sıraya gelmiş CHP’yi bu kadar hafife alıp gündemi kendisi belirliyor? Bunun nedeni, söylediğimiz gibi, CHP’nin ciddi ve tutarlı politika üretememesidir. Açıkçası CHP Genel Başkanı Erdoğan karşısında hafif kalıyor. Risk almıyor, alternatif geliştirmiyor. Ürkekler ve devletçi memur tiplemesinden çıkamıyorlar. Erdoğan da bunu görüyor ve fırsatı kaçırmıyor. Yanına MHP, Ergenekon ve Hüda-Par’ı da alarak Türkiye’yi istediği gibi yönetmeye devam ediyor. Nihayetinde CHP dışarıda "Türkiye Partisi’’ oluyor! Dışarıda böyle Erdoğan’ın kuyruğuna takılanın içeride köklü biçimde muhalefet yapması mümkün değildir.
Erdoğan kendisini gündeme almak için çok uğraşıyor. İhvancı kardeşi Hamas’a sahip çıktı! Netanyahu’ya bağırıp çağırdı. Ama ne Arap dünyası ne de Batılılar Erdoğan’ı o kadar ciddiye almadılar. Sonradan faş oldu ki, İsrail’le ticareti devam ediyormuş! Hizbullah hedeflendi, liderleri vuruldu Erdoğan mezhepçi yaklaştı, onlara Hamas gibi sahip çıkmadı. İran’ın sıkışıklığından yararlanarak PKK’ye karşı destek almaya çalıştı. İran bir biçimde onlara bu primi verdi. İran evet demeseydi, Sudani hükümeti Türkiye’yle güvenlik mutabakatını imzalamazdı. Şiiler parçalı da olsa Irak’ta hükümette ağırlıktalar.
Erdoğan İran’ın hedef olmasını ve zayıflatılmasını çok istiyordu. Bölgede kendisine rakip güç olarak onu görüyordu. İran etkisizleştirilirse meydan Türkiye’ye kalıyor. Erdoğan bu açıdan B. Esad’la görüşmeye ağırlık vermiş. Orayı da bağlar ve Kürtleri ezerse Ortadoğu’da önünde bir engel kalmayacak. İçeride de muhalefeti etkisizleştirip gideceği seçimlerde iktidarının ömrünü uzatma olanağına da kavuşacak!
Bu ara "DEM parti kapatılsın, milletvekilleri meclisten atılsın’’ diyen D. Bahçeli Meclis açılışında onların elini sıktı. Bahçeli bunu "Terörle aralarına mesafe koysunlar, Türkiye partisi olsunlar, el sıkmanın hükmünü anlasınlar’’ diye yapmış! Dikkat edilirse bu açıklamada bile tehdit ve üstten bakma var. Onları kendisi gibi devletin eşit vatandaşları olarak görmüyor. DEM partililer de bu toprakların çocuklarıdırlar. Bahçeli gibi olmak veya onun gibi düşünmek zorunda değiller. Bahçeli gibi faşist ve ırkçı birisinin Türkiye’de böyle at koşturması muhalefetin ve demokrasi güçlerinin görevini yeterince yapmamasından kaynaklanıyor. Normalde o kana bulanmış el sahiplerini yargılayıp hesap sormak gerekiyor. Ama onlar hala herkese ayar vermeye çalışıyorlar.
Halkın kafasını karıştırıp bilinç bulanıklığı yaratmak isteyen bu özel savaş elemanlarına karşı soğukkanlı ve uyanık olmak gerekiyor. Bu psikolojik savaş taktiklerine prim verilmemeli. Halkın dikkatini gerçek sorunlardan, Kürtlere karşı yürütülen soykırımdan kaçırmak peşindeler. Bu faşist ve çeteleşmiş yönetim çakal politikası güdüyor. Çıkan fırsatları iktidarları için kullanmaya ve Türkiye’ye zaman yitirmekten, kayıpları artırmaktan başka bir şey yapmazlar. Sahte gündemleriyle kafaları yormamak ve zaman yitirmemek gerek!