Üç boyutta "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"
Forum Haberleri —

İmralı heyeti/Abdullah Öcalan
- Üç doğum halini bütün özellikleriyle ortaya çıkaran, somutluk kazandıran, tarihselleştiren Önder Öcalan şimdi de hepsinin sentezi halinde olan yeni bir doğumu gerçekleştiriyor. Buna “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” diyor. Ölüme, unutulmaya zincirlenen "Özgürlük" yok edilemez hakikat halinde güncelleniyor, güncelleştiği kadar da tarihselleşiyor.
MORDEM ALİŞER
İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan düzen kaosla birlikte çatırdarken bunun en erkenden ve en derinden hissedildiği, hissedilmekle kalmayıp paldır küldür, hem de toz duman içinde yıkıldığı yer Ortadoğu, özelinde de Kürdistan coğrafyası oldu. Sykes-Picot düzeni darmaduman şimdi. Dünya düzeni için kurulan kurumlar siyasal olarak işlevsizliğini tümden kanıtladı. Bu düzenin en önemli kurumlarının başında gelen BM ve NATO sistemi “beyin ölümü”nün ilan edilmemiş kadavrasıyla meşgul şimdi. Yerine yenisi geçirilemiyor henüz. Olması için bu SAVAŞ’ın sonuçlanması gerekiyor. Bunun daha ne kadar süreceği belli değil. ABD’nin yeni ideolojik ve siyasal konumlanışı Trump ile birlikte hızlandırılmış bulunuyor sadece. Neo-faşizmlerin yıkıcı gücü kadar yeniden inşa yeteneği mevcut çelişkili durumda hayli sancılı ve toplum karşıtlığı ile oldukça da tehlikeli. Askeri gücün sonuç alıcılığı bile sınırlı. Bazı an ve dönemlerde bütün yıkıcılığıyla devreye girebilir. Ama esasta ideolojik ve siyasal yaklaşımlar belirleyici olacaktır. Önder Öcalan tam da kısaca tablosunu çizdiğimiz mevcut gerçeklik içinde hamlesini yapıyor.
Evrensel Önderlik gücü kanıtlanmıştır
Evrensel Önderlik gerçeği, yapılan çağrı ile bütün boyutlarıyla bir kez daha görünmüş oluyor. Çağrı Kürt ve Türk kamuoyuna en çok da Türk ve Kürt ilişkileri bağlamında, PKK’nin feshi ve silahların bırakılması bağlamında tartışıldı ama esasta Önder Öcalan dünyanın mevcut hali içinde insanlığın, toplumların, cinslerin çözülememiş sorunlarına paradigmatik müdahalede bulunuyor. En son beş ciltlik Savunmalar ile, sınırlı imkanlarla da pratiğini ortaya koymaya çalışırken sistemsel ve konjonktürel durumun bu yaklaşımını doğrulayacağını biliyordu. Nitekim öyle de oldu. Önder Öcalan şimdi daha da derinleşmiş ve güçlenmiş bir halde dünya siyasetinin tam ortasında yer alıyor ve özgürlük ve demokrasi güçleri için konuşuyor. Dünyanın farklı yerlerindeki farklı farklı kesimler, kurumlar ve şahsiyetler tarafından Çağrı’nın hemen ardından yapılan değerlendirmeleri bir de bu yönüyle bilmek önemlidir. Önder Öcalan alternatif sistemini ilk defa bu düzeyde siyaset yapma imkanlarıyla ortaya koyabilecek durumdadır. Komplo ile bitirilmeye çalışılan rolü yeni koşullarda ve yenilenmiş önderlik gücü ile yapabilecek durumdadır.
Düzenlenen Kürt-Türk ilişkileri düzenlenen Ortadoğu olur
Son iki yüzyılda Ortadoğu’da yaşananları tarihsel gerçekliği içinde ele alırken diyalektiğin tarih ve toplumsal ilişkisini yeniden kuruyor, kurmakla kalmıyor doğrudan müdahalede bulunuyor. Bölge siyasal ve tarihsel haritasında başat rol oynayan Kürt- Türk ilişkilerinin yeniden düzenlenmesinin bütün bölgeye olan etkisini görüyor ve çok radikal kararlarla bunu hayata geçiriyor. Ortadoğu insanının dogmatik zihniyetine bir kez daha ve en olmadık biçimde deyim yerindeyse balyozla girişiyor. Yönteminde ne aşırılık vardır ne de sıradanlık. Tam tersine derinleşmiş sosyalist ve demokratik bilinç vardır. Sağdan ve soldan bir yığın grup, yapı ve kişinin anlamadığı budur. Hele de iki yüzyıllık reel sosyalist zihniyetin dogmalaşmış kalıpları yanında Ortadoğu’nun binlerce yıldır dogmalar halinde sürdürdüğü zihin ve yapısal formunun bu derece radikal bir şekilde yıkılışı, daha da önemlisi yeniyi inşa etme gücü karşısında ağlayıp sızlayanların, burukluk yaşadığını söyleyenlerin, kısır ve anlamı olmayan yaklaşımların çok da bir değeri kalmıyor.
Tek çare demokratikleşmektir
Türk devlet ve hükümet yapısının bu tarihsel yaklaşım karşısında yaklaşımı halen ikirciklidir. Çok dar, konuyu sadece silahlı olan yanıyla ele almak bazılarına çok çekici gelebilir. Ama ezeli, kırk yıldan fazla süren bir “isyan”ı yenilgiye uğrattığını düşünenler fena halde yanılıyorlar. Demokratik yöntemle sorunları ele almaktan kaçınılamayacağı hem toplumsal sorunun derinlikli yapısı hem de bölgenin değişen konjonktürü içinde zorunlu hale gelmiştir. Değilse kırk yıl daha sürecek yıkım ve boğazlaşmanın, örneğin İstanbul’u Bağdat’tan daha beter hale getireceğini öngörmek zor olmasa gerekir. Çağrı’nın “Barış”ı tam da bunun olmaması içindir. İşi her yerdeki Kürt özgür yapılanmasının tasfiyesine kadar dayandırmakla yüklü siyasal yaklaşım, krizdeki Türklüğü belki İslami cihadist kimlik ve zihniyet ile yeniden yapılanmaya imkan sağlayabilir ama Dimyat’a giderken evdeki bulgurun tükenişiyle karşı karşıya kalabilir. Demokrasiye açık olmak tüm yüklü, katmerli sorunların tek ilacıdır.
Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemenin devletteki karşılığı inkar ve imhadan vazgeçerek özgürlük ve demokrasi iradesini tanımadır. Büyük sorun oluşturan silahlı yöntem aradan çıkarıldığında, karşılığında da askeri şiddetten vazgeçildiğinde asgari demokratik yaklaşım bütün toplum kesimlerinin ve bireylerinin kendini demokratik kurum ve kurallar içinde ifade etmesi ve örgütlemesi gerçeğidir. Hegemonik bir parti ve liderlik olarak oluşan AKP ve Erdoğan’ın yeni dönemdeki dönüşümünü belirleyen de buna yaklaşımı olacaktır. Yoksa bir nevi 1950’lerde CHP’nin başına getirilen gelebilir. Çağ ve bölgedeki gelişmeler Erdoğan’ın iradesini aşacak güçtedir. Önder Öcalan’ın çağrısından sonra neredeyse iki yüze yakın devlet ve toplum kuruluşunun açıklaması bunu destekler mahiyettedir. Silahlı yöntemin devre dışı bırakılmasıyla yetinmeyip her yerdeki özgür Kürt yapılanmasının tasfiyesini dikte eden yaklaşımın amaç ve hedefleri başkadır ve kesinlikle çok tehlikelidir. Bilinen böl ve yönet değirmenine su taşımaktır.
Özgürlük ve demokrasi zihinsel ve yapısal olarak yeniden oluşturuluyor
Özgürlük ve demokrasi güçlerinin bütün yapısal kurumları yeniden düzenlenmeye çalışılırken zihinsel ve formsal yaklaşımın demokrasi olduğu, demokratik yeniden yapılanma dışında tarihsel ve toplumsal rol oynanamayacağı bütün çıplaklığıyla ortaya konmuş durumdadır. Reel sosyalist yapılanma ve pratik ile gelinen yer ortaya çıkarken paradigmatik zihin ve yöntemdeki zayıflık da bütün yönleriyle açığa çıkmış oluyor. Kendini değiştir ki karşıtlarını da değiştir mottosu bir kez daha bütün boyutlarıyla sergilenmiş oluyor. PKK’nin feshi ve silahlı şiddetten arınmış yeniden yapılanış, kendini siyasetin zihni ve diliyle yeniden konumlandırma, araç ve yöntemde yenilenme sadece yeni bir başlangıç olmuyor, büyük kazanmanın zengin pratiğiyle topluma, toplumun yenilenmiş öncü kurumlaşmalarına ve bireylerine veriliyor.
Öncü, bütün büyük çabalara ve bedellere rağmen başarılamayanın başarılması görevi ile yüklü kılınıyor. Yönetiminden kadrosuna, ilişki ve yaşam tarzından diplomasisine kadar kendini demokratik kuram, kurum ve kurallar ile donatması isteniyor. Özsavunmanın biçim ve araçlarında yöntemsel değişikliğe gidilirken öncünün asıl rolünün toplumun ve bireylerin demokratik yapılanışında ana aktör olması sağlanıyor.
Özgürlük hakikat haline geliyor
Denilebilir ki Önder Öcalan üç boyutta büyük hamlesini gerçekleştiriyor.
Bir; Mevcut dünya gerçekliği içinde evrensel alternatif sistemini oluşturuyor ve bunu bütün insanlığa sunuyor. “Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.” Devrim ve karşı-devrimlerle yüklü toplumsal ve siyasal tarihin gelip dayandığı yer demokrasidir. Sosyalizmi demokrasisiz düşünmek mümkün değildir. Artık her hücresi kanserleşen sisteme karşı toplumların ve bireylerin sağlıklı yaşam ve gelişiminin, hakikatlerini ifade etmesinin tek yolu demokrasidir. PKK bunu gerçekleştirirken sistem karşısında alternatif olmaktan çıkmıyor ama yenilenmiş haliyle bütün özgürlük ve demokrasi cephesine öncülük yapma gücüne erişmiş oluyor.
İki; Üçüncü Dünya Savaşı’nın en sıcak, yıkıcı ve çözümsüz mekanı Ortadoğu’dur. Sistem savaşlarının yaşandığı mekan denilse yeridir. Ulus-devlet sorunu kadar tarihsel toplum sorunlarının biriktiği bu mekanda elli yıldır bilfiil mücadele halinde olan, dünya sistemi tarafından “terör” olarak suçlanan PKK ve silahlı savaş eylemi artık hiçbir gerekçeye gerek kalmadan engel olmaktan çıkarılıyor, dönüştürülüyor. Her parçadaki Kürtlerin demokratik ilişki ve birliği için muazzam bir alan açmakla kalmıyor, Kürtleri yenilenmiş güçleriyle aktör haline getiriyor. Daha da derinleşecek savaşın tam ortasında Kürtlerin bölge devlet ve halklarıyla, uluslararası güçleriyle ilişki ve ittifak siyasetini tam zamanında ortaya koyuyor. Konjonktürü tespiti ve girişi mükemmeldir. Başta Kürt- Türk ilişkilerinin yeniden düzenlenişi ile başlayarak Kürdistan stratejik Önderliği olarak maharetini sergileyor ve tam zamanında müdahalede bulunuyor.
Üç: Tüm bu yakıcı gelişmeler içinde doğru öncülük etmek için yönetsel- kurumsal, kadrosal ve yapısal değişim ve dönüşümden geçtiği bilinciyle Kürt Özgürlük Hareketi’ni yeni bir misyonla yüklü kılıyor. Bunun bütün felsefik, teorik ve siyasal arka planını hazırlayarak devreye koyuyor.
Üç doğum halini bütün özellikleriyle ortaya çıkaran, somutluk kazandıran, tarihselleştiren Önder Öcalan şimdi de hepsinin sentezi halinde olan yeni bir doğumu gerçekleştiriyor. Buna “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” diyor. Ölüme, unutulmaya zincirlenen "Özgürlük" yok edilemez hakikat halinde güncelleniyor, güncelleştiği kadar da tarihselleşiyor.