Halaylarımız durmayacak
- Kürtçe şarıklar eşliğinde halay çektiği için zorunlu askerlik yaptırıldığı Aydın’da tutuklanan Berdan Sal’ın kuzeni Rohlat Sal, “Ne olursa olsun Kürtler, Kürtçe müzikler çalıp halaylarını çekecek” dedi.
Bir arkadaşının kutlamasında Kürtçe şarkılar eşliğinde çektiği halayı sanal medya hesaplarında paylaştığı için askerlik yaptığı sırada tutuklanarak Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Berdan Sal’ın kuzeni Rohlat Sal (46), baskılar karşısında Kürtlerin Kürtçe şarkılar ve halaydan vazgeçmeyeceğini söyledi.
İstanbul’da 27 Temmuz’da Bağcılar, Esenyurt, Sultangazi, Arnavutköy ve Gaziosmanpaşa ilçelerinde yapılan ev baskınlarında 18 kişi farklı tarihlerde ve düğünlerde Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çektikleri için “Örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındı. Aynı kapsamda Aydın Jandarma Tabur Komutanlığında askerlik yapan Berdan Sal da gözaltına alındı. Halay çektikleri için gözaltına alınan toplam 19 kişiden 11’i tutuklanırken, 8 kişi ise serbest bırakıldı.
Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Berdan Sal’ın kuzeni Rohlat Sal, kuzeninin 27 Temmuz’da Aydın’da gözaltına alındığını, ancak aileye iki gün sonra haber verildiğini belirterek, 29 Temmuz’da Arnavutköy’de bulunan ailenin evine de polisin baskın gerçekleştirdiğini kaydetti. Sal, “Polis baskınından iki gün önce Berdan’ı arıyorduk ama ulaşamıyorduk. Berdan’ın gözaltına alındığını polis baskınıyla öğrendik" dedi. Sal, Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çektikleri için insanların gözaltına alınmasının ve tutuklanmasının temelinde "Kürtleri yok etme" çabasının olduğunu belirterek, “Bu durum, zaten yıllardır var olan bir sürecin devamıdır. Düğünlerde yaşanan bu baskılar, kültürümüzün yok edilmesi amacıyladır. Kürtler, her şeye rağmen dillerini konuşmaya, düğünlerinde Kürtçe şarkılar çalmaya devam edecek” diye konuştu.
Teslim olursak, kaybederiz
Düğünlere yönelik gözaltı ve tutuklamaları kendisine 90'lı yılları hatırlattığını vurgulayan Sal, kuzeninin biran önce serbest bırakılması gerektiğini ifade etti. Sal, şunları söyledi: “Burada en büyük görev yine Kürtlere düşüyor. Dirençli bir şekilde devam ederlerse kazanacaklardır. Kürtler direnişi bırakıp teslim olursa; dillerini, kültürlerini ve düğünlerini kaybedeceklerdir. Kürtler ne olursa olsun 2024'te de, 2030'da da Kürtçe müzikler çalıp halaylarını çekecek.” MA/İSTANBUL
* * *
Her yerde Kürtçe konuşun!
Cizîr'de açıkladıkları deklarasyonla seferberlik çağrısı yapan Kürt dil kurumları, Kürt dilinin statüsü için seslerini her yerde yükselteceklerini vurguladı.
Kürt dil ve kültür kurumları, Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde Kürtçeye yönelik yapacakları çalışmalara ilişkin deklarasyonunu 17 Ağustos’ta açıkladı. Kurumlar, devletin Kürt diline yönelik inkar ve asimilasyon politikalarıyla birlikte son dönemlerde Kürt dil ve kültürüne yönelik ırkçı saldırılara cevap olmayı amaçlayan deklarasyonla siyasi parti, kurum, belediye ve halka çağrıda bulundu. Deklarasyona katılan kurum temsilcileri, MA'ya konuştu.
Kürt dili kırmızı çizgidir
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi) Dil ve Kültür Komisyonu Eşsözcüsü Heval Dilbihar, asimilasyon politikaları ve saldırılarla Kürt halkının dilini ve değerlerini ortadan kaldırmayı amaçladığını belirterek, buna karşı yayınladıkları deklarasyonla Kürt dili için mücadeleyi büyüteceklerini söyledi. Dilbihar, "Kürt dilinin korunmasını ve mücadelesini her yerde büyütmek amacındayız. Köylerde, mahallelerde, kurumlarda ve halk arasında Kürtçeyi yaygınlaştırmamız gerekiyor. Her Kürt, evini Kürtçe dil okulu haline getirmelidir. Hedeflerimizden biri de Kürt dilinin eğitim statüsüne ve resmi dile kavuşmasıdır. Kürt dili kırmızı çizgimizdir. Bu nedenle Kürt dilinin statüsü için mücadelemizi yükselteceğiz" dedi.
Saldırılara cevap
Arî Araştırma ve Kültür Derneği (ARİ-DER) eğitmenlerinden Şînda Ayazgül, saldırılara cevap olacaklarını belirterek, şunları söyledi: “Kürt diline ve kültürüne yönelik saldırılar, asimilasyon politikalarıyla bağlantılı bir şekilde devam ediyor. Dil millet olma ölçütümüzdür. Bu nedenle deklarasyonla toplumda ve kurumlarda kendi dilini kullanma konusunda bir farkındalık yaratmak istiyoruz. Cizîr'de bir araya gelerek saldırılara karşı ortak seferberlik ilan ettik. Sonraki süreçlerde yapacağımız çalışmalarla asimilasyon politikalarına ve saldırılara karşı cevap olmayı amaçlıyoruz.”
Her yerde Kürtçe
Cizîr Birca Belek Dil ve Kültür Derneği Eşbaşkanı Cahit Akıl, Kürt dil mücadelesini her yerde büyütmek için seferber olacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Yıllardır Kürt diline yönelik baskı ve yok etme politikaları devam ediyor. Fakat son dönemde Kürt dili ve kültürüne yönelik saldırıların düzeyi arttı. Bu saldırılara karşı koymak için Kürtçenin daha fazla konuşulması gerekiyor. Eğer Kürtçe yaşamın her alanında konuşulur ve mücadelesi verilirse asimilasyon politikaları ve bu saldırılar amacına ulaşamaz. Deklarasyon ile birlikte toplantı, panel, konferans gibi etkinliklerle Kürtçe konusunda farkındalık yaratacağız. Kürtçenin sesini her yerde yükselteceğiz."
Kürtçe etkinlikler
Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) yöneticilerinden Berivan Duman ise, hayata geçirecekleri projelerle Kürtçe konuşma bilincini oluşturmayı amaçladıklarını kaydederek, "Mahalle, mahalle, köy, köy ve her alanda çalışmalar yaparak halkı bilinçlendireceğiz. Aynı zamanda parklarda çocuklar ve aileler ile bir araya gelerek Kürtçe etkinlikler yapacağız" dedi.
Kürtçe yaşayalım
Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Ferat-Der) yöneticilerinden Yusuf Bağırcı da şunları kaydetti: "Kürtçeye yönelik saldırılar yeni değil. Bu saldırılara cevap olmanın tek yolu her yerde Kürtçe konuşmak, Kürtçe öğrenmek ve Kürtçe yaşamaktır. Özellikle annelerin çocuklarıyla Kürtçe konuşması ve onlara Kürtçe öğretmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde Kürtçenin korunmasını sağlayabiliriz. Deklarasyon ile birlikte bu çerçevede çalışmalarımızı başlatıp mücadelemizi yükselteceğiz."
* * *
Kürt düşmanlığını saklamıyor
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, düğünlere bile saldıran iktidarın, artık Kürt düşmanlığını saklama gereği duymadığını söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin merkez binasında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. İktidarın Kürt politikalarına dikkat çeken Doğan, "Mevcut iktidar, artık Kürt düşmanlığını saklamıyor. Sırtını devlet gücüne yaslayanlar, Kürtlerin düğünlerini dahi mülki amirliklerin iznine bağlamaya çalışıyor. Yani jandarma, kaymakam, vali düğünlere önceden yapılacak başvuruyla izin verir, konulacak kuralları belirler ve uygun görürse yapılabilir hale getirmeye çalışıyor" dedi.
Tutsaklara Kürtçe yasağı
Tutsakların yakınlarıyla yaptıkları telefon görüşmelerinde Kürtçe konuşmalarının engellendiğini dile getiren Doğan, şunları söyledi: “Aileler bu konuda bize başvuruda bulunuyor. Şırnak Milletvekili olarak Şırnak Cezaevi 1. Müdürü'yle görüştüm ve bana 5275’ten ve ilgili yönetmeliklerden bahsetti. Yani yazılı ibrazla mahpus yakınlarının Türkçe bilmediklerini ispat etmek durumundalarmış. Şırnak’tan bahsediyorum, insanların yüzde 90’ının Kürtçe konuştuğu bir popülasyondan bahsediyorum. Cezaevlerinde yargı sistemi gibi kurulmuş başka bir mekanizma daha var. Gözlem ve İdare Kurulları, keyfi bir biçimde serbest bırakılmaları gereken insanların özgürlükleri kısıtlanıyor.”
Kına geceleri basılıyor
Doğan, düğünlere ve halaylara yönelik devam eden gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekerek, “Şarkılar, sloganlar, halaylar gerekçe yapılarak düğünler ve kına geceleri basılıyor. En son İstanbul’da böyle bir etkinlik de basıldı. İktidar, nişan için bir araya gelen ve bunun için buluşan insanlardan korkan bir iktidara dönüşmüştür. Kürt düşmanlığının meşrulaştırılma çabası bunlarla sınırlı değil. Sosyal medyada da yayılıyor bir yandan. Ege’deki yangın oldu, bu DEM Parti’yle ya da batıda yaşayan DEM Parti seçmenleriyle veya adını koyalım Kürtlerle doğrudan ilişkilendirilmeye çalışılıyor ve bu insanlar yaşadıkları yerlerde hedef gösteriliyor. Ege, Marmara, İç Anadolu, Akdeniz'de yaşayan Kürtler, oturdukları yerlerde hedef gösteriliyor. Ege yangınları sonrası DEM Parti seçmenlerinin X hesaplarında hedef gösterilmesiyle ilgili hukuk komisyonumuz suç duyurusunda bulundu ve bunun takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
Bu halay büyür
Doğan, son olarak şunları söyledi: "Bugün halayları yasaklayanlar şunu bilsinler ki; her şenliğin sonu Türkiye’de halayla biter. Halay ısrarımızdan bizi yasaklarla vazgeçirmeye çalışan anlayışa bir kez daha sesleniyorum; bu yasakçı tutumunuz ancak ve ancak bu halayı büyütebilir, bu halayı durduramaz, küçültemez, bu halaydaki sesi ve itirazı yükseltebilir.” ANKARA