11 milyon 246 bin kişi 2025’e işsiz giriyor

İşsizlik

İşsizlik

  • Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da en az 11 milyon 246 kişi, 2025'e işsiz olarak giriyor. Bunların büyük bölümünün de düzenli bir iş umudu yok.

Türk ekonomisindeki kriz hali, 2024'te de devam etti. İktidar, ne enflasyonu kontrol altına alabildi ne de  büyüme hedefini yakaladı. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve işsizlik zirve yaptı. 

İktidarın “ekonomi büyüyor” algısının aksine 2024'te ekonomide yavaşlama yaşandı. İkinci çeyreğinden itibaren yaşanan yavaşlama hali, küçülme ile sonuçlandı. Türkiye ekonomisi teknik olarak resesyona girdi. TÜİK’in 2024'ün Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ilişkin verilerine göre; ekonomi söz konusu çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2 küçüldü. Resesyona bağlı olarak sanayi sektörü küçüldü ve iş yeri kapanmaları baş gösterdi. 

14 bin 828 şirkete kilit

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) verilerine göre; Ocak-Temmuz 2024 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre kapanan şirket sayısı yüzde 28,3 arttı. Böylece Temmuz'na kadar kapanan şirket sayısı, 14 bin 828’e ulaştı. Kurulan şirket sayısında da yüzde 14,5’lik düşüş yaşandı.  

51 bin 55 esnaf kepenk kapattı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre; Ocak-Temmuz döneminde 51 bin 55 esnaf kepenk kapattı. Borç ödeme güçlüğü çeken birçok işletme ise konkordato yoluna gitti. Konkordatotakip.com’un verilerine göre; Ocak-Temmuz döneminde konkordato ilan firma sayısı 788'e ulaştı.  

İşçilerin payı azaldı

Dış talep yetersizliği ve yüksek maliyetler nedeniyle ivme kaybı yaşayan ihracat, doğrudan imalat sanayini etkiledi. Yine bu durum emekçilerin gelirlerinin azalmasına, işsizliğin hızla artmasına neden oldu. Mevcut verilerin yanı sıra işçi sınıfının milli gelirden aldığı pay azaldı. Bu pay, ikinci çeyrekte yüzde 40,4’te, üçüncü çeyrekte yüzde 36,4’e düştü.  

Genişli tanımlı işsizlik

Bu yıl, geniş tanımlı işsizliğin zirve yaptığı bir yıl oldu. Sanayideki küçülme hali sonrası işsizlik rakamları arttı. İşsizlik oranı (mevsimsel düzeltilmiş olarak) bir önceki aya göre 61 bin kişi artarak, 3 milyon 175 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan artarak, yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran erkeklerde yüzde 6,9 ve kadınlarda yüzde 12,3 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik, 1,9 puan artarak, Ekim'de yüzde 27,6’ya çıktı. Geniş tanımlı işsiz sayısı, Ekim ayında 990 bin kişi arttı. Böylece toplam işsiz sayısı, 11 milyon 246 bin oldu. Ekim'de ortalama istihdam oranı yüzde 49,9 oldu. Bu oran, erkeklerde yüzde 67,4; kadınlarda yüzde 32,8 oldu. 

Bin 708 iş cinayeti

Türkiye, dünyada işçi katliamlarının en fazla olduğu ülkeler arasında 10. sırada. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre; 2024'ün 11 ayında en az bin 708 iş cinayeti yaşandı. 

Enflasyonun liderlerinden

Türkiye’deki hayat pahalılığı ve enflasyon sorunu, 2024'te tüm yakıcılığıyla sürdü. TÜİK verilerine göre; Kasım'da enflasyon her ne kadar yıllık olarak yüzde 47,09’a düşse de 12 aylık ortalama yüzde 60’ın üzerinde kaldı. ENAG’a göre ise Kasım'da yıllık enflasyon yüzde 86,76 ve aylık enflasyon yüzde 4,06 olarak gerçekleşti. 2024 yılı, Türkiye’nin gelişkin ve yükselen ekonomiler içinde Arjantin’den sonra en yüksek resmi enflasyona sahip bulunan ikinci ülke konumunu korudu. Türkiye, OECD ülkeleri arasında gıda ve enerji enflasyonunda da birinciliğini sürdürdü.

Vergi adeletsizliği

Vergi adaletsizliği devam etti. Vergi Uzmanı Ozan Bingöl’ün verilerine göre; 2024'ün ilk 11 ayında Türkiye'de toplam 6 trilyon 597 milyar TL vergi tahsil edildi. Bu da dakikada yaklaşık 13,7 milyon TL, saatte 822 milyon TL ve günde 19,7 milyar TL vergi ödendiği anlamına geliyor. Buna rağmen aynı dönemde bütçe açığı 1 trilyon 276 milyar TL olarak gerçekleşti.  

Faize 1 trilyon 195 bin TL

İlk 11 ayda faize ödenen tutar, 1 trilyon 195 milyar TL'ye ulaştı. Aynı dönemde yatırım harcamaları ise toplam harcamaların sadece yüzde 8'ini oluşturdu. Böylece faize ayrılan payın yatırım harcamalarından daha yüksek olduğu ortaya çıktı. 

Gelir adeletsizliği 15'e katlandı

TÜİK verilerine göre; 2023'te en zengin yüzde 20’lik kesim, 'milli gelir'in yüzde 49,8’ini alıyorken, en zengin yüzde 10’luk kesim en yoksul yüzde 10’dan ortalama 15 kat daha fazla gelir elde etti. Ayrıca bölgeler arasında kişi başına gelir farklılıkları da giderek arttı. Kürdistan’daki illerde kişi başı gelir, Marmara’da yaşayanların üçte birine kadar geriledi.

Çok çalışma ama az pay

Yoksulluğun toplumsallaştı; işçiler, gençler, kadınlar ve çocukların yoksullukla boğuştuğu bir yıl oldu. İşçi ücretlerinin 'milli gelir' içindeki payı açısından Avrupa ülkelerinde 'milli gelir'den en az pay alan ülke oldu. İşçiler, düşük pay almalarına rağmen Avrupa ülkelerindeki işçilere göre daha fazla saat çalıştı. 'Milli gelir'de en yüksek payı alan İsviçreli işçiler haftada sadece 36 saat çalışırken, en düşük payı alan işçiler ise haftada en az 42 saat çalıştı. 

Çocuk yoksulluğunda ikinci

Asgari ücretlilerin toplam ücretliler içindeki oranı yüzde 50’yi buldu. İşçiler, OECD’nin en düşük beşinci asgari ücretini aldı. 2023'te ortalama emekli aylığı asgari ücretin yüzde 26 altına indi. Her üç kadından sadece 1'i istihdam ediliyor. Bu da kadın yoksulluğunun nedenlerinin başında geliyor. Göreli yoksulluk içindeki yüzde pay açısından (2019-2021) çocuk yoksulluğu sıralamasında ise Kolombiya’dan sonra ikinci sırada yer aldı. Buna göre her bin çocuktan 338’i yoksulluk çekiyor.

Rekor bütçe açığı

Bütçe açığının zirve yaptığı bir yıl oldu. Türkiye ekonomisi Ocak-Ekim döneminde 1 trilyon 260 milyar TL bütçe açığı verdi. Aynı dönemde Hazine'nin nakit açığı 1 trilyon 700 milyar TL oldu. MA/ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.