Orta sınıf artık bit pazarında!

Toplum/Yaşam Haberleri —

Bit pazarı

Bit pazarı

  • “Eskiden bit pazarına yoksul insanlar gelirdi, orta sınıftan insanlar da geliyor. Bit pazarının bile statüsü değişti. Tam bir yoksulluk hali. İkinci el oyuncak dahi alamayan var.”

MEDİNE MAMEDOĞLU/AMED

Amed’de kurulan bit pazarı kentteki ekonomik krizin derinliğini gözler önüne seriyor. İkinci el eşyaların satıldığı bit pazarında giyimden, gıdaya oyuncaktan elektronik eşyaya kadar pek çok ürün satılıyor. 

Her hafta Pazar günü sabahın erken saatlerinde kurulan pazara yüzlerce esnaf geliyor. Yerlere serdikleri poşetlerin üzerine ürün koyarak satışını yapan esnafların çoğu çocuk veya kadın. Bu işi yıllardır yapan esnaflar her hafta evlerine ekmek götürmek umuduyla soğuk havada saatlerce bekliyor. İşsiz olanlara iş kapısı da olan pazarda elinde ürünü bulunan herkes, kendine bir köşe kaparak satış yapıyor. Esnaflar, ekonomik kriz nedeniyle artık orta sınıftan insanların dahi bit pazarından alışveriş yaptığına dikkat çekiyor.   

Yeni eşya almak yerine ikinci eli tercih eden insanlar, açlık sınırının derinleştiği bu devirde bütün ihtiyaçlarına lüks gözüyle bakar oldu. Pazarda görüştüğümüz esnaf ve alıcılar yaşanan krizin derinliğine işaret ediyor. Genellikle oyuncak, elbise veya ucuz soba almak için geldikleri pazarda yorulmadan gezenler ülkenin son halini de ortaya seriyor. 

 

 

İki gömleğin vergisini istiyorlar

Bir poşet üzerine attığı mont ve gömlekleri satan Osman Konyıl, evine bir ekmek götürmek uğruna bütün zorlukları yaşadığını söylüyor. Irak’tan getirdiği montların ve gömleklerin satışına izin verilmediğini ve pazara gelen polisler tarafından sürekli baskı altına alındığını anlatan Osman Konyıl, “Benden iki mont ve iki gömleğin vergisini istiyorlar. Bunu burada sattığım için vergi talep edip, vergisini vermeyince de hakkımda soruşturma açıyorlar. Bundan dolayı hakkımda açılan onlarca soruşturma var. Biz geçinemiyoruz, çocuklarımıza bakamıyoruz. Bu pazardan gelecek parayla iki gün çocuklarıma bakacağım ama ona da engel oluyorlar” diyor. 

Burada çalışmaktan memnun olmadığını ama başka çaresi olmadığını belirten Konyıl, “Biz ekmek mücadelesi veriyoruz. İki mont satıp ekmek alacağım ama ondan da vergi istiyorlar. Kazandığım iki kuruş paraya da engel oluyorlar. Biz bu hükümetten şikayetçiyiz. Bu durumun bir an önce düzelmesi gerekiyor” diye ekliyor. 

 

 

Bit pazarının statüsü değişti

Pazarda çalışan bir diğer esnaf Emrah Dağ ise insanların perişan olduğunu ve artık yaşamak dahi istemediklerini dile getiriyor. Eskiye oranla işlerinin epey düştüğünü anlatan Emrah Dağ, “Eskiden buraya en çok yoksul insanlar gelirdi. Şimdi artık yoksul insanlar dahi gelemiyor. Maaşı yeni bir şey almaya yetmeyen orta sınıf insanlar geliyor. Bit pazarının bile statüsü ve gelen kişisi, yapısı değişti artık. Ucuz dediğimiz şeyler insanlara çok pahalı geliyor. İnsanlar bulurum umuduyla geliyor ama bir şey bulamadan geri dönüyor. Yoksulluk olmasa bu denli kriz olmasa bu insanlar buraya gelmez ki. Eskiden bu kadar çok satıcı da yoktu. Şimdi iş bulamayan ekmek parası çıkar diye elinde ne varsa getiriyor, burada satmaya çalışıyor. Tam bir yoksulluk hali. İkinci el oyuncak dahi alamayan var” diyerek, acı tabloya işaret ediyor. 

 

 

‘Yoksuluz daha ne diyelim!’

Her Pazar günü ucuz bir şey bulma umuduyla pazara geldiğini söyleyen Yüsra Gümüş ise her şeyin aşırı pahalı olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: ''Dışarıda artık hiçbir şey alınmıyor. Ben her hafta sabahın erken saatinde kızımla yola düşüp buraya geliyorum. Eskiden benim gibi çok insan gelirdi şimdi artık biz gibi olmayanlar da gelmeye başladı. Kendime ya da çocuklarıma bir pijama, bir üst almak için iki saat eşyalara bakıyorum. Ama hiçbir şey alamıyoruz. Yoksuluz, fakiriz daha ne diyebilirim. Herkes yoksulluktan dolayı burada. Ne yapsak ne etsek de olmuyor. Paramız bir pazara, bir elbiseye yetmiyor. O yüzden buradayız böyle olduğu sürece de her hafta gelmeye devam edeceğiz.” 

 

 

‘Artık herkes bizim gibi’

Esnaflardan Sultan Yeşil ise üç yıldır her kış aynı montla kendi eşyalarının önünde satış yapmayı bekliyor. Aynı eşyalarla gelip, aynı eşyalarla gittiğini anlatan Sultan Yeşil, kent içinde defalarca göçe maruz bırakılmış kadınlardan biri. Sur’da evi yıkıldıktan sonra Bağlar’a yerleşen burada da evi depremde yıkıldıktan sonra evsiz kalan Sultan Yeşil, parasız kalmamak için her hafta pazara geliyor. Kazandıkları paranın sadece yol parası ve alacakları ekmeğe yetebildiğini anlatan Sultan Yeşil, “Burada ateş yakıp satış yapmayı bekliyoruz. Kimseye muhtaç kalmamak için çalışıyor ve yaşıyoruz. Bu şekilde gidebildiği yere kadar gidecek. Şimdi bakıyoruz artık herkes bizim gibi. Herkes buraya gelip ihtiyaçlarını alıyor. Herkesin durumu kötü” diyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.