350 fil zehirlenerek öldü
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Üç bin su kaynağını inceleyen uzmanlar, Botsvana’da ölen 350 filin iklim kaynaklı su zehirlenmesine maruz kaldığına dikkat çektiler.
İklim krizinin etkileri hiç beklemediğimiz şekillerde karşımıza çıkıyor. Botsvana’nın Okavango deltasında yaşayan fillerin 2020 mayıs ve haziran aylarındaki toplu ölümüne ilişkin yapılan yeni araştırmalar, iklim kaynaklı zehirlenmelere işaret ediyor.
Botsvana Üniversitesi, Londra Doğa Tarihi Müzesi, Belfast Queen’s Üniversitesi ve Plymouth Deniz Laboratuvarından araştırmacıların işbirliğiyle gerçekleştirilen yeni araştırmada, bilim insanları ölen 350’den fazla filin muhtemelen “zehirli su” içtiğini duyurdu.
Uzmanlar, iklim kaynaklı zehirlenmelerde “endişe verici bir eğilim” olduğuna dair uyarıda da bulundu.
Ülkenin kuzeydoğusunda yaşayan her yaştan filin yere yığılıp ölmeden önce “daireler çizerek” yürüdüğü tespit edilmişti. Hayvanların ölüm nedeni bir türlü anlaşılamamış ve o dönem siyanür zehirlenmesi veya bilinmeyen bir hastalık gibi pek çok teori ortaya atılmıştı.
King’s College London’da doktora öğrencisi olan baş araştırmacı Davide Lomeo’ya göre bu, nedeni bilinmeyen en büyük belgelenmiş fil ölümüydü. Leome, “Bu yüzden bu kadar çok endişeye yol açtı” dedi.
3.000 su kaynağı incelendi
Science of the Total Environment dergisinde yayımlanan yeni makale, fillerin mavi-yeşil alglerin veya siyanobakterilerin toksik çiçeklenmelerini içeren sudan zehirlendiğini öne sürüyor. İklim krizi zararlı alg çiçeklenmelerinin yoğunluğunu ve şiddetini artırıyor.
Araştırmada, toplamda 3.000 su kaynağı incelendi ve 2020’de artan siyanobakteri çiçeklenmeleri görülenlerin çevresinde çok sayıda hayvan ölüsü bulundu. Ölen fillerin su kaynaklarına göre dağılımını analiz etmek için uydu verilerini kullanan araştırma ekibi, fillerin bunlardan sadece 100 km’den biraz fazla yürüdüğünü ve su içtikten 88 saat içinde öldüklerini tespit etti.
Lomeo, “Bu kaynaklardan su içmekten başka seçenekleri yok” dedi.
Başka hayvanların da aynı kaynaklardan su içerek ölmüş olması mümkün görülüyor, ancak cesetlerin hava araştırmalarında tespit edilmemiş olabileceğine ve daha küçük hayvan ölülerinin yırtıcılar tarafından çoktan alınmış olabileceğine işaret ediliyor.