Hem gözüm hem kadınlar için

Kadın Haberleri —

Jîna Emînî eylemlerinde gözlerini kaybedenler

Jîna Emînî eylemlerinde gözlerini kaybedenler

  • Shilan Hashemi, Jîna Emînî’nin katledilmesiyle başlayan eylemlerde bir gözünü kaybetti. Shilan Hashemi, “Emînî'nin cenazesi için Seqiz'de mezarlığa gittim. On binlerce kişi oradaydı. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganını ilk kez o gün duydum. İstediğimiz şey tam da buydu; özgür yaşamak. Eylemin 10’uncu gecesinde ateş ettiler. Kurşunlar yüzüme geldi. Artık gözüm yoktu” dedi.
  •  Shilan Hashemi: “Sarılı gözümle artık hem gözüm hem de kadınlar için eylemlere katıldım. Bu yıl da sokakta olacağım. Diğer gözümü kaybetsem de direneceğim. Yaşadıklarımdan dolayı beni suçlayanlar oldu. Ancak mollalar ve askerleri suçlu. Ben sadece kıyafetim, saçım için ölmek istemediğimi söylüyorum. Yaşamak ve özgür olmak istiyorum.”

Eylemin 10’uncu gecesiydi. Sloganlarla yürüyorduk, molla rejiminin askerleri, polisleri önümüzü kesti; ateş ettiler, gaz sıktılar. Kurşunlar yüzüme geldi. Artık gözüm yoktu. Ondan sonra artık hem gözüm hem de kadınlar için eylemlere katılıyordum” diyor Shilan Hashemi.

Hasmeni, Jîna Emînî’nin katledilmesini protesto etmek için katıldığı ‘Jin, Jiyan, Azadî’ eylemlerinde bir gözünü kaybetti. "Diğer gözümü kaybetsem bile 16 Eylül'de sokakta direniyor olacağım” sözleriyle canı pahasına bu yıl da kadınlar için mücadele edeceğini söylüyor.

Tarih 16 Eylül 2022. İran’da kadınlar Jîna Emîni’nin katledilmesiyle dünyaya yayılacak eylemlere öncülük ediyordu. 21’inci yüzyıla damga vuran kadın direniş cephesinde yer alan Shilan Hashemi, o günleri MA’ya şöyle anlatıyor: “Yıllardır üzerimizde her türlü baskıyla yaşıyorduk ve bu olay son noktaydı. Emînî'nin Seqiz'de defnedileceğini öğrendiğimde mezarlığa gitmeye karar verdim. Cenazeye gittiğimde on binlerce kişi oradaydı, çok şaşırdım. Her şey bir anda gelişti. Definden sonra öfkeli kadınlar slogan atmaya ve yürümeye başladı. Kent merkezinde güvenlik güçleri bize plastik mermi ve gaz sıktı. İnsanlar taşlarla karşılık verdi. Sonra eylemler diğer kentlere ve eyaletlere yayıldı.”

‘Jin, Jiyan, Azadî’nin peşinden gittim

“Jin, Jiyan, Azadî” sloganını ilk kez o gün duyan Hashemi, bu sloganın peşinden gittiğini belirtiyor: “İlk kez duydum ama bize hitap ediyordu. İstediğimiz şey tam da buydu; özgür yaşamak. Eylemler devam ederken araştırıp öğrenemedim, sadece duyduğumuzdaki duygularla, hislerle anlam verdim slogana. Kadınların saçları için öldürüldüğü bir yerde kadını her şeyin merkezine koyan bir slogan beni çok etkiledi.

Sokaklar ve evler bizimdi

Rejim, ilk 2 gün ne yapacağını bilmiyordu. İsyanın bu kadar yayılacağını ve katılımın yüksek olacağını tahmin etmiyordu. Eylemler büyüdükçe daha fazla şiddet uygulamaya başladılar. Çok sayıda kadın ve çocuk yaralandı, her gün insanlar ölüyordu. Yaralandığımızda sokaktaki her ev kendi evimizdi, aileler bizi içeri alıp tedavi ediyordu. Eylemlerin ikinci gününde polisten kaçarken düştüm ve yaralandım, yaşlı bir kadın beni evine aldı ve tedavi etti. Onu hiç tanımıyordum, yaşadığım mahalleden çok uzaktaydım.”

Kurşunlar yüzüme geldi, artık gözüm yoktu

Eylemlerde "kuş saçması" nedeniyle bir gözünü kaybeden Hashemi o günü şöyle anlatıyor: "Eylemin 10’uncu gecesiydi, kadınlar bir araya gelmişti. En şiddetli günlerdendi. Arkamızdan başka gruplar da geliyordu. Sloganlarla yürüyorduk, molla rejiminin askerleri, polisleri önümüzü kesti; ateş ettiler, gaz sıktılar. Bilerek kadınların olduğu kısma yoğun ateş ediyorlardı. Kurşunlar yüzüme geldi, birçok arkadaşım yaralandı. İlk başta gözümü kaybettiğimi anlamadım, diğer direnişçiler beni göz doktoruna götürdü. Doktor bana gözümün parçalandığı ve görmeyeceğimi söyledi.

Ne yapacağımı bilmiyordum, artık gözüm yoktu. Bir hafta kimseyle konuşmadım, ailemle bile. Daha sonra sarılı gözümle eylemlere katıldım. Daha önce kadınlar için eylemlere katılmıştım ama artık hem gözüm hem de kadınlar için eylemlere katılıyordum.”

Diğer gözümü kaybetsem de

Hashemi, "Öfkemiz büyük ve hala diri" diyor ve ekliyor: “Geçen yıl da sokaktaydık. Rejim askerlerle her yeri sarmasına rağmen slogan attık, eylem yaptık. Bu yıl da yapacağız, ben de sokakta olacağım. İnsanlar bana ‘gözün yok hala eylemlere gidiyorsun’ diye kızıyorlardı ama ben diğer gözümü de kaybetsem direneceğim, sokakta olacağım. Yaşadıklarımdan dolayı beni suçlayanlar oldu. Ancak ben suçlu değilim, mollalar ve askerleri suçlu. Ben sadece kıyafetim, saçım için ölmek istemediğimi söylüyorum. Yaşamak ve özgür olmak istiyorum.”

Gözü ve kadınlar için eyleme katılacak olan Hashemi, Kurdistan'ın dört parçasındaki kadınları 16 Eylül'de sokağa çıkmaya ve Rojhilat direnişine destek olmaya çağırıyor.

*Güvenlik gerekçesiyle adı ve soyadı değiştirilmiştir.

 

* * *

Jîna’yı katlettiler

Seqiz’den akrabalarını ziyaret etmek için Tahran’a giden Jîna Emînî, 13 Eylül 2022’de Ahlak polisi tarafından “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle gözaltına alındı. 3 gün sonra 16 Eylül’de Emînî’nin hayatını kaybettiği belirtildi. Rejim, Emînî’nin 14 Eylül’de yere düştüğü ve 3 gün komada kaldıktan sonra “beyin kanaması” nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia etti. Gazeteci Niloofar Hamedi gizlice hastaneye girerek, Emînî’nin işkence görmüş fotoğrafını çekti.  

‘Jin, Jiyan, Azadî’ dalgası

Emînî’nin cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve mezarlıkta yükselen “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı etrafında örgütlenen kadınların eylemi 2 gün içinde 31 eyalete ve 100’den fazla kente yayıldı. Başta Rojhilat olmak üzere Sistan ve Belucistan, Kırman, Gilan ve Tahran’da binler sokağa çıktı. 

Direniş cezaevlerine yayıldı

Tüm sanal medya platformları engellendi. Eylemler cezaevlerine sıçradı. Evin Cezaevi’ndeki siyasi tutsaklar koğuşları ateşe verdi. Cezaevindeki direnişte 4 tutuklu yanarak hayatını kaybetti. Rejim, tutsakları sürgün etti, tutsaklar açlık greviyle yanıt verdi. 30 Kasım’da Kum’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullara kimyasal saldırı başladı; en az 4 çocuk hayatını kaybetti. 

Yüzlerce kişi katledildi

İran İnsan Hakları Örgütü’nün (IHRNGO) Eylül ve Kasım 2022 verilerine göre; 21 Eylül’de 63, 22 Eylül’de 20 kişi, 30 Eylül’de 104 ve 16 Kasım’da 29 kişi hayatını kaybetti. IHRNGO’nun 15 Eylül 2023’te yayınladığı rapora göre ise; eylemlerde 68'i çocuk ve 49'u kadın olmak üzere 551 protestocu katledildi. Ayrıca, 4’ü çocuk ve 8’i kadın olmak üzere en az 22 protestocu “intihar etti” denilerek, şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. En az 110 kişi idam edildi, en az 60 bin kişi tutuklandı. 

Kadınları gözlerinden vurdular

Verilere göre; protestolarda katledilenlerin yüzde 9’u ve gözlerinden yaralananların ise yüzde 28’i kadın. Kasım 2022’de çok sayıda göz doktorunun yaptığı açıklamaya göre 500’den fazla kişi göz yaralanması nedeniyle hastanelere başvurdu. IHR’nin açıkladığı rapora göre; göz yaralanmalarının yüzde 5’ini çocuklar oluştururken, eylemlerde hayatını kaybeden en az 68 çocuk oldu. Ayrıca eylemlerde gözünü tamamen kaybeden 4’ü kız, 4’ü erkek olmak üzere 8 çocuk bulunuyor.

İki yılda bin 416 idam

2022 yılı idam raporuna göre; idam sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 75 arttı. Rejim eylemlerin başladığı yılın son 4 ayında infazlara hız verdi. Rapora göre; 2022 yılında en az 582 kişi infaz edildi. Verilere göre; 2023’te tespit edilen en az 834 idam yaşandı. TAHRAN

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.