Herkes Öcalan'ın yazılarından tavsiye alabilir

Forum Haberleri —

Abdullah Öcalan

Abdullah Öcalan

  • Paradigması işgalci bir devletin dışında kendi toplumunuzu kurma konusunda demokratik bir plan sunan Abdullah Öcalan'ın yazılarından bilgelik ve tavsiye alabilir.

Adım Dr. Thoreau Redcrow, Amerikalı bir Küresel Çatışma Analisti ve Kürt Çalışmaları araştırmacısıyım.

Önceki konuşmacılarımızdan bazıları kampanyanın ilk aşamasından bahsettiler. Ben de Abdullah Öcalan'a uygulanan yasadışı ve insanlık dışı tecrit hakkında konuşmak için enternasyonalistlerin ve Kürtler dışındakilerin desteğini aradığımız ikinci aşamadan bahsetmek istiyorum. Kampanyanın bundan sonraki bölümünde odak noktalarımızdan biri, Türk devletini uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutmak için yasal görevlerini yerine getirmeyi reddeden Avrupa kurumlarını sorumlu tutmak.

Uluslararası hukuk, herhangi bir insanı "incommunicado", yani dış dünya ile hiçbir iletişimi olmaksızın hücre hapsinde tutmanın yasadışı olduğunu söylemektedir. Bu "incommunicado" anlaşılmayabilir, ancak gerçekte anlamı, bir kişiyi dış dünyada varlığının olmadığı bir yokluk çukuruna atmaktır. Bu aslında bir kişiyi, başka bir kişinin sesini bile duyamayacağı canlı bir tabuta hapsetmektir. Bir kişiyi kilit altında tutmak ve bu zalimce şekilde insan temasından mahrum bırakmak da bir işkence eylemi olarak kabul edilmektedir.

Türkiye'nin son 3 yıldır Abdullah Öcalan'a yaptığı budur; avukatları ve ailesiyle bile insani temas kurması engellenmiştir. Bu engelleme yüzünden dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca Kürt ve destekçisi onun sağlığıyla ilgili hiçbir bilgiye sahip değil. Ancak Türk devletinin bu eyleminin, elbette ahlak dışı olmakla birlikte, uluslararası hukuk, Avrupa hukuku, Amerikan hukuku ve hatta Türk hukuku uyarınca da yasadışı olduğunu kabul etmeliyiz.

Demokratik ve medeni dünya, bir insana işkence etmenin ahlaksızca bir eylem olduğu ve modern toplumlarda yasaklanması gerektiği konusunda hemfikirdir. Bunu sağlamak için Avrupa örneğin CPT'yi (İşkenceyi Önleme Komitesi) kurmuştur. Görevleri ve kutsal sorumlulukları, tüzüklerini kabul eden devletlerin işkence eylemlerine başvurmamalarını sağlamaktır. Türkiye de bu devletlerden biridir.

Ancak CPT yaklaşık iki hafta önce, Abdullah Öcalan'ın kaçırılışının 25. yıldönümünde Türkiye'yi ziyaret etti ve Öcalan'ın tecrit altında işkence gördüğü İmralı Adası Cezaevi'ni ziyaret etmedi. CPT'nin Sayın Öcalan'ı ziyaret etmeyi reddetmesi, yegane görevlerini korkakça ve acınası bir şekilde terk etmeleri anlamına gelmektedir. CPT, Erdoğan rejiminin İmralı Adası'nı ziyaret etmelerine izin vermesi konusunda ısrar edecek cesareti kendinde bulamıyorsa, o zaman bir örgüt olarak var olmamalıdır.

Bu nedenle kampanyanın bir sonraki aşamasında herkesi 15-19 Nisan tarihleri arasında Strazburg'daki CPT merkezine gelmeye davet ediyoruz; burada binlerce kişi CPT'yi görevlerini yerine getirmeye ve Abdullah Öcalan'a işkenceyi durdurmaya zorlamak için sivil itaatsizlik eylemi düzenleyecek.

Bir Amerikalı olarak bu kampanyaya küresel bir boyut kazandırmanın öneminden de bahsetmek istiyorum. Öcalan'ın insan haklarını savunanlar sadece Kürtler olmamalı. Çünkü milyonlarca insan tarafından sevilen ve işgal altındaki bir ulusun siyasi temsilcisi olarak görülen Öcalan'ı ortadan kaldırabiliyorlarsa, bu işkenceyi herkese yapabilirler. Bugün bu Öcalan'dır, ama yarın medeni hakları için mücadele veren başka bir siyasi lider ya da iktidara karşı gerçeği söyleyen ve baskı ya da işgalle mücadele eden bir kişi olacaktır.

Kürtlerin mücadelesi sadece Kurdistan'ı değil, dünyadaki tüm vatansız ve işgal altındaki halkları ilgilendiriyor. Çatışmalar üzerine çalışan biri olarak sizi temin ederim ki Kürtlerin mücadelesi Tamillerin, Belucların, Batı Papualıların, Sawahirilerin, Ambazonların, Baskların, Katalanların ve İskoçların mücadelelerine benzemektedir. Chiapas ormanlarından Filipinler adalarına kadar, Kurdistan'ın Zagros Dağları'nda olduğu gibi, insanlık onuru için benzer gerilla mücadeleleri verilmektedir. Ve tüm bu davalar, paradigması işgalci bir devletin dışında kendi toplumunuzu kurma konusunda demokratik bir plan sunan Abdullah Öcalan'ın yazılarından bilgelik ve tavsiye alabilir. İşte bu yüzden onu yıllarca bir adada, karanlık bir kutuda, dış dünyayla konuşamayacak şekilde kilitli tutmak istiyorlar.

Türk devleti, Öcalan'ı sustururlarsa unutulacağına inanıyor ama Öcalan, yüzünü gören ya da sesini duyan tek bir kişi bile olmasa da, şimdi her zamankinden daha fazla yaşıyor. Çünkü, neyse ki, elimizde tarihten silemeyecekleri sözleri var. Bu sözler sadece iki hafta önce 50.000'den fazla insana Köln'de yürümeleri için ilham verdi.

O gün sahnede, Öcalan'ın özgürlüğünü savunmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen enternasyonalistleri de dinledik. İzlanda, Sardunya, Valenica, Slovenya, İtalya, Fransa, Kolombiya, Bask ülkesi, Barselona, Norveç ve İsveç'ten ve düzinelerce başka ülkeden. Öcalan bir Kürt evet, ama tüm insanlık adına konuşuyor, bu yüzden onu susturmaya çalışıyorlar ve CPT, onun varoluşuna ve fikirlerini dünyayla paylaşmasına izin vermesi için Türkiye'ye baskı yapmayı bu yüzden reddediyor. Öcalan'ın bedenini İmralı Adası'na hapsettiler ama Ankara'nın asıl korktuğu bu değil, asıl korktukları Öcalan'ın zihni.

Türkiye ayrıca Öcalan'a zulmü, varlıklarının tanınmasını talep ettikleri için tüm Kürt ulusunu topluca cezalandırmanın bir yolu olarak da görüyor. Türkiye HDP'li belediye başkanlarını hapse attı, binlerce Kürt aktivisti hapse attı, JİTEM ölüm mangalarını kullandı, 5.000 Kürt köyünü yaktı, Hasankeyf'te Kürtlerin tarihini sular altında bıraktı ve Kürtlerin tarihini Sur'un enkazına gömdü - ve yine de Türkiye'de 20 milyondan fazla insan, tüm baskılara rağmen, Kürtlüklerini inkarı reddediyor.

Bu reddin ve asla vazgeçmeme iradesinin temel nedenlerinden biri de Öcalan'ın onlara özgür insanlar olarak yaşamayı öğreten felsefesiyle donanmış olmaları. Bu yüzden hapishane tecridi sona ermelidir. Teşekkür ederim.

* Dr. Thoreau REDCROW’un (Amerikalı. Küresel Çatışma Analisti ve Kürt Çalışmaları Araştırmacısı) Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm kampanyasının ikinci aşamasında yaptığı konuşmasıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.