Güncel

İktidar iyi bir sınav vermiyor

Tülay Hatimoğulları

Tülay Hatimoğulları

  • DEM Parti Eşbaşkanı Hatimoğlulları, Ekim’de başlayan ve 27 Şubat’ta tarihi çağrıyla devam eden sürecin üzerinden tam 6 ay geçtiğini hatırlatarak, şunları söyledi: "İktidar bu süreçte iyi bir sınav vermedi. 
  • Çağrıya denk düşen bir adım ve iradeyi henüz göremedik. İktidar bu çağrının ruhunu yok saydıkça, gereğini yapmadıkça ülkede demokratikleşmenin yolu açılamaz. Barış, demokrasiyle olur." 

Kürt Halk Önderi'nin çağrısının demokratik topluma dönüşüm daveti olduğuna işaret eden DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğlulları, 27 Şubat’tan beri ne yazık ki Türkiye’de demokrasi adına bırakın olumlu bir adım atılmasını, daha iç karartıcı bir tablo ile karşı karşıya gelindiğini söyledi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin dünkü Grup Toplantısı'nda konuştu. Ortadoğu’da savaş ve çatışmaların zemin kazandığı bir dönemden geçildiğini belirten Hatimoğulları, Stockholm Barış Enstitüsü’nün "2020-2024 arasında dünya genelinde yapılan silah ithalatının yüzde 27’si Ortadoğu’dadır" tespitinin, Ortadoğu’da çok daha ciddi savaşların ve çatışmaların zemininin hazırlandığının göstergesi olduğunu söyledi. Olası bir savaş halinin İran’a kaydığına dikkat çeken Hatimoğulları, enerji ve petrol gibi devasa ekonomik alanları etkileyen Irak, Yemen ve Suriye gibi kırılgan ülkelerde etkili olan İran'ın, halkların taleplerine mutlaka ama mutlaka kulak vermesi gerektiğini kaydetti. 

Suriye'de Alevi katliamı

Suriye’de halklar ve inançlar yok sayıldığını; geçici hükümet ve 5 yıllık anayasında ne yazık ki Suriye’de yaşayan Kürtler ve Aleviler gibi farklı halklar ve inançlar ile kadınların olmadığını belirten Hatimoğulları, bir kez daha şunların altını çizdi: "Alevi katliamı Suriye’de devam ediyor. Lazkiye’de ve kıyı şeridinde yaşayan Suriyeli ve Arap Alevilerin üzerindeki katliam, kimilerine göre bitti, kimilerine göre azaldı dense de gerçekler öyle değil; oradan bizlere gelen haberler öyle değil. Aleviler orada ciddi bi sistematik katliama maruz bırakılmış, yerinden, yurdundan edilmeye devam ediliyor. HTŞ ile iletişim içinde olan başta Türkiye hükûmeti olmak üzere bütün hükümetlere, bu ilişkiyi sürdüren bütün kesimlere buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; Alevi katliamının son bulması için herkes gerekli girişimleri yapmak durumundadır."

Barış, demokrasiyle olur

Kürt Halk Önderi'nin çağrısının paylaşıldığı 27 Şubat’tan beri ne yazık ki Türkiye’de demokrasi adına bırakın olumlu bir adım atılmasını, daha iç karartıcı bir tablo ile karşı karşıya gelindiğini belirten Hatimoğulları, şöyle devam etti: "İktidar bu süreçte iyi bir sınav vermedi. Tarihi çağrı bir metinden ibaret değildi. Türkiye'de yaşayan 85 milyon yurttaşımızın adil, demokratik bir toplumda yaşaması için yapılmış bir çağrıdır ve bu, demokratik toplumun dönüşüm davetidir. İktidar bu çağrının ruhunu yok saydıkça, gereğini yapmadıkça ülkede demokratikleşmenin yolu açılamaz. Hakkı, hukuku yok sayan hiçbir politika meşru değildir. Demokrasi karşıtıdır, topluma zarar verir, barışa hizmet etmez. Bu ülkede sahici bir barış olacaksa ancak demokratik bir dönüşümle mümkündür. Barış, demokrasiyle olur. Bunun altını bizler her fırsatta çizmeye devam edeceğiz. Unutmayalım, bu süreçte atılacak önemli adımlar vardır. Bu adımlarda en önemli sorumluluk devlete ve iktidara düşmektedir. Aynı zamanda bu talepler etrafında örgütlenen bütün kesimlere; alanları ve meydanları dolduran gençlere, kadınlara, toplumsal muhalefetin öncülerine görev ve sorumluluk düşmektedir. 

Ev ziyaretleri başladı

Hatimoğulları, Ekim’de başlayan ve 27 Şubat’ta tarih çağrıyla süren barış ve demokratik süreci üzerinden tam 6 ay geçtiğini hatırlatarak, şunları söyledi: "Bu 6 ay boyunca Asya’dan Okyanusya’ya, oradan Avrupa’ya kadar dünyanın bir yanını dolaştık. Her yerde heyetlerimiz bu süreci dünya ülkeleriyle paylaştı. Birçok ülkenin temsilci, elçilik ve kurumlarıyla bir araya geldik. Heyetlerimizle bu süreci anlattık ve çözümü tartıştık. Dört bir yanda il il, ilçe ilçe dolaştık. 100 bine yakın yurttaşımızla barış için açık ve şeffaf bir şekilde toplantılar gerçekleştirdik. Şimdi on binlerce barış gönüllüsüyle tek tek ev ziyaretlerine başladık. Yetişemediğimiz yerlere milyonlarca mektup yollayacağız. Online toplantılar yapacağız.

Toplum barış istiyor

Bugüne kadar yaptığımız onca çalışmanın bize gösterdiği tek gerçeklik var ki; toplum barış istiyor. Herkes buna hazır. Geçtiğimiz her yer, konuştuğumuz herkes bu süreci canı gönülden destekliyor. En son Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile DEM Parti İmralı heyetimiz bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme olumlu geçti. Heyetimiz, toplumun kafasındaki soru işaretlerini, gözlemlerimizi ve önerilerimizi Sayın Erdoğan’a aktardı. Beklenti, bu görüşmenin barış sürecine hız kazandırması ve çözümün kapısının aralanmasıdır. Elimizde büyük bir fırsat var; tarih yapma ve tarihe geçme fırsatı.

Çağrıya denk bir irade yok

Açık konuşalım ki; aradan iki ay geçmesine rağmen çağrıya denk düşen bir adım ve iradeyi henüz göremedik. Toplum, çok net, makul ve son derece rasyonel olarak 'İktidar neden adım atmıyor? Bu süreç neden tek taraflı ilerliyor? Bir oyalama mı var?' sorularını soruyor. Biz de buradan yürütme erkine soruyoruz: Tecrit sürerken, bir tek somut adım atılmazken, tam tersine her gün yeni antidemokratik uygulamalar devreye girerken, kayyumlar devam ederken, sizce biz bu yurttaşlara ne cevap verelim? Sayın Öcalan’ın çalışma ve iletişim özgürlüğünün sağlanmasıyla, mesela Meclis’in silahsızlandırma süreci için bir yasa çıkarmasıyla, örneğin demokratik dönüşüm ve barış teklifinin hazırlanmasıyla, bu kanunu Meclis’ten hep beraber çıkarmakla.

Muhalefet sürecin yanında

Muhalefet bugün, bu sürece destek veren ve çözümden yana duran bir noktadadır. Bu, tarihi bir öneme sahiptir. İlk kez barış Türkiye’de gündeme geldiği zaman, muhalefetten bu kadar ciddi ve önemli bir destek geliyor. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, tüm muhalefete sesleniyorum; barış, tüm Türkiye’nin ortak meselesidir. Ne olursa olsun barış ve çözüme dört elle sarılmaktan vazgeçmeyin.” ANKARA

 

* * *

1 Mayıs'ta alanlara

DEM Parti, yaklaşan 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla tüm il ve ilçe örgütlerine genelge gönderdi. "Emeğin Özgürlüğü ve Demokratik Toplum için 1 Mayıs'a" başlıklı genelgede, pankart ve bildiri dağıtımı, işyeri ve direnişteki işçilere ziyaret, halk toplantıları, ev ziyaretleri, şenlik ve panel gibi birçok eylem ve etkinlik sıralandı. Tüm il ve ilçe örgütlerinin 1 Mayıs etkinliklerine güçlü katılması istendi. Genelgede, "İş cinayetlerine, güvencesizliğe, sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine, savaş politikalarına meydan okuyoruz, artık yeter diyoruz. 8 Mart’ın verdiği cesaret, Newroz’un verdiği umutla 1 Mayıs’ta alanlardayız.”

 

* * *

'Newruz Bayramı' teklifi

DTP, BDP, HDP, CHP ve MHP'nin Newroz'un resmi tatil ilan edilmesine yönelik 23 yıldır verdiği kanun tekliflerini gündeme almayan AKP, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla Meclis'e kanun teklifi verdi. AKP İstanbul Milletvekili Serkan Bayram,  Meclis'teki basın toplantısında, 21 Mart’ın "Nevruz Bayramı" olarak ilan edilmesi için Meclis'e kanun teklifi verdiğini söyledi.  

 

* * *

CPT yine İmralı’ya gitmedi

CPT, Türkiye’deki birçok cezaevini bir kez daha ziyaret etmesine rağmen yine İmralı’ya gitmedi.

Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), 7-11 Nisan tarihleri arasında Türkiye’de bazı cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde incelemelerde bulundu. Komite, ziyaretlere ilişkin yaptığı açıklamada, temel amacının 19 Mart 2025’ten bu yana süren halk gösterileri çerçevesinde, polis tarafından gözaltına alınan kişilere uygulanan muamele ve sağlanan güvenceleri yerinde değerlendirmek olduğunu belirtti. CPT heyetinde Başkan Alan Mitchel'in yanı sıra uzmanlar Nico Hirsch, Therese Rytter ve Juan Carlos de Silva Ochoa yer aldı.

Açıklamada, heyetin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ömer Urhal ile birlikte Adalet ve İçişleri Bakanlıklarından üst düzey yetkililerle görüştüğü ifade edildi. Ziyaret kapsamında elde edilen ilk bulguların Türk yetkililere iletildiği belirtildi.

Komite, İmralı tutumu nedeniyle eleştirilerin merkezinde olmasına rağmen daha önceki birçok ziyaretinde olduğu gibi bu kez de İmralı Cezaevi’ni programına dahil etmedi.   

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.